KOMİSYON KONUŞMASI

RIDVAN TURAN (Mersin) - Teşekkür ediyorum Sayın Genel Müdürümüze.

Pazarlama sorunu ve çözüm önerileri sunumunun üçüncü başlığı yani örgütlenme... Tabii diğer başlıklar da son derece önemli ama bu örgütlenme bahsinin özelde tıbbi ve aromatik bitkilerde, genelde ise bütün tarım alanında çok temelli bir mesele olduğu kanısındayım. Şimdi, biz bir değer oluşturacağız ya da var olan bir değeri açığa çıkaracağız, bunu pazarla buluşturacağız, buradan katma değer yaratacağız fakat tabii, bu oluşturacağımız değer kimin cebine gidecek? Yani bu iki yolla yapılabilir: Büyük tarım tekelleri x firması Türkiye'deki ya da bir bölgedeki tıbbi ve aromatik bitkileri bir yolla, diyelim ki bir ihale yoluyla ya da başka bir yöntemle alır ve oradaki çiftçiler de geleneksel tarımı sürdüren çiftçiler de onun çalışanı hâline dönüşür. Bu bir yöntem fakat ülkemizin genel olarak durumu göz önünde bulundurulduğunda, örneğin, tarımda üretken yaş 50 yaş civarında, gençler giderek tarımsal faaliyetlerden uzaklaşmaya başladılar, arazi kullanımı azalmaya başladı ve kırsal tasfiye olarak ta 80'lerin başından bu zamana kadar giderek büyük kentlerde yani memleketinde tarım yapmak değil, büyük kentlerde inşaatçı olmayı yeğler hâline geldi. Dolayısıyla kırsalın boşalmasıyla karşı karşıyayız. Tarım Komisyonunda da konuştuğumuz konulardan bir tanesi bu. Şöyle bir temel sorunumuz var: Küçük aile çiftçiliğini, kooperatifler etrafında örgütlenmiş küçük aile çiftçiliğini biz genellikle biraz böyle hor görüyoruz. En çok hor görme sebebimiz de "Ya, 80 milyon, küçük aile çiftçiliğiyle beslenebilir mi?" sorusundan geliyor. Beslenebilir. Yani az önce vekilimiz, gitti gerçi ama... Ben öyle düşünmüyorum yani organik olarak da Türkiye'nin beslenebileceğine ilişkin birkaç tane modellemeyi geçen hafta inceledim, bu mümkün yani. Fakat burada şöyle bir sorun var: Kırsal tasfiye olmuş durumda. Dolayısıyla biz, Anadolu'da tıbbi ve aromatik bitkileri yeniden ekonomiye kazandıracak bir tedbir üzerinde dururken aynı zamanda, bu tasfiye olmuş kırsalın yeniden memleketine döneceğini, yeniden üretici hâline geleceği örgütsel formlar üzerinde bir değerlendirme yapmak zorundayız. Yani eğer şöyle olacaksa: Büyük tarım tekelleri bu pastayı olduğu gibi kendileri alacaklarsa bu, Türkiye'nin sosyal ve ekonomik yaralarına ilaç olmayacaktır ancak biz, aynı zamanda önerilerimize tıbbi ve aromatik bitkilerin kooperatifler etrafında örgütlenmiş, teşkilatlanmış küçük aile çiftçiliği tarafından yapılması ve devletin bunu desteklemesi çerçevesinde bir örgütsel modele ilişkin fikirlerimizi yazarsak farklı sonuçlar doğurur, bence daha doğru bir şey olmuş olur. Çünkü "endüstriyel tarım" dediğimiz şey, bir defa çok yoğun girdiye ihtiyaç gösterir, mutlaka Monsanto'yla iş yapmak zorundasınız, glifosatı kullanmak zorundasınız gibi. Döviz kurlarından son derece etkilenen bir alandır. Her şeyden kötüsü, monokültürdür yani monokültürel üretimdir endüstriyel tarım. Az istihdam sağlar ve aslında verimliliği küçük aile çiftçiliğine göre son derece azdır. Bakın, hep kabul edilebilirliğin tersi şeyler söylüyorum. Küçük aile çiftçiliği polikültüre dayanır, az girdi kullanır, yüksek istihdam sağlar ve küçük aile çiftçiliğinin verimliliği -arzu eden vekil eden arkadaşlar olursa bunun yayınını da getirebilirim- endüstriyel tarımdan yüzde 700'e kadar fazladır aynı zamanda ve ekolojiyle barışıktır. Dolayısıyla biz yeni bir şey yapacaksak yani tıbbi ve aromatik bitkiler üzerinden bir iktisadi tahayyül kuruyorsak bunun zeminini neyin üzerine kuracağımız çok önemli. Bu açıdan da küçük aile tarımı ve kooperatif örgütlenmelerine -ki Sayın Bakanla konuşmuştuk o zaman Plan ve Bütçede, biz de yeni dönemde kooperatif örgütlenmelerini önemseyeceğiz yani buna ilişkin önerilerimiz olacak demişti- eğer böyle bir şeyin üzerine temellenirse bence burada hem en yoksul kesimi gönendirmiş oluruz hem kırsal tasfiyeyi engellemiş oluruz hem daha az girdi kullanarak daha ciddi katma değer üretmiş oluruz. En azından, bir anda kabul edilecek bir şey olmasa bile ya, buna ilişkin memleketimizin üç beş yerinde pilot denemeler yapsak ve ikisini karşılaştırsak eminim ki bu sözünü ettiğim küçük aile tarımının diğerine göre çok daha rantabl olduğunu göreceğiz.

Teşekkür ederim.