KOMİSYON KONUŞMASI

HASAN KALYONCU (İzmir) - Şimdi, hayvan davranışları konusu, biyolojide bir kürsüdür, daldır. Zaten belgesellerde izlediğiniz zaman birçok hayvanla ilgili davranışsal olarak ele alan bilim adamları var. Fakat bizim alanda, yani biyolojide evcillere pek bakmıyoruz yani, inektir, koyundur, köpektir, fakat veterinerlikte bunun olması gerekir; bu konuya katılıyorum.

Bunun sonrasında da "Herkes bir hayvan edinsin, baksın." Olur, herkes evine hayvan alsa ne olacak? Problem çok daha fazla büyüyebilir. Bu sefer hayvan sahiplerini denetlemek zorunda kalırsınız. Bunun eğitimle hallolması gerekir ve demin, öğleden önceki konuşmada da gene bahsettik, yani Millî Eğitimde biyoloji derslerini ve bunun içerisinde çevre ve hayvan kısmını artırmamız icap ediyor, sadece bilinçlendirme açısından hatta. Yani şimdi bazı filmlerde, Amerikan filmlerinde denk gelir, çocuğuna köpek alacaktır, konuşuyorlar, "O sorumluluğu taşıyamazsın." diye diyaloglarda bu da geçiyor. Şimdi, bıraktığınız zaman evde ne yapacak? Evde bırakılıyor mu, bırakılmıyor mu? Şimdi hayvan hakları dediğiniz zaman, sizin de söylediğiniz gibi, insanlaştırmamak da gerekiyor. Yani mesela paltolu bir kedi görebilirsiniz sokakta giderken, paltolu bir köpek de olabilir. Yani bu değişik uygulamalar... İnsana bırakıldığı zaman, bu işlerde planlama, programlama olmadığı zaman insan hayvanını kendi psikolojisi nasılsa hayvanın psikolojisi de aynı oluyor. Bir de öyle bir durum var, etkileniyor. Onun için davranışsal açıdan kedi, köpek veya evcil hayvan besleyenlerin davranışsal açıdan en azından bir alt yapısı olması gerekiyor. Yoksa yani köpeği banyoya kapatıp orada tutmanın da bir alemi yok, beslenecekse böyle bir durum...