KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Evet Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli bürokratlar, değerli milletvekilleri, kıymetli misafirler; hepinize iyi akşamlar tekrar. İnşallah bugün sabaha kadar bu öngörülen maddeleri bitirmek nasip olur.

Şimdi, tabii bu 15'inci maddede çok fazla tartışılacak bir şey yok. Zaten şu andaki hâliyle de bu kanunun burada çok fazla ilaveye ister bir tarafı sadece belediye sınırları içinde olmakla birlikte hizmet gerekleri bakımından uygun görülen yerler. Tabii, bu Büyükşehir Kanunu'yla birlikte her yeri şehir ettik. Ama bu insanların ne jandarma bakımından ne de sosyal hayatları bakımından şehir olmadıklarını siz de çok iyi biliyorsunuz. Ancak bu Büyükşehir Kanunu'yla şehirli istatistiklerini değiştirdiniz. Bu da kırsalı jandarmadan alıp polise devredemediğinize göre de yani demek ki yapabileceğiniz başka bir çözümünüz kısa vadede yok.

Bu Büyükşehir Kanunu'yla ilgili yeni çalışmalar olduğunu da duyduk ama tabii, duyumlarımızı duyuyoruz da ancak Meclise, Komisyona gelince içinde ne olduğunu görebiliyoruz. İşte, bu güvenlik paketi de altı ay konuşuldu. Altı ay sonra ancak Meclise sevk edildikten sonra içinde neler olduğunu gördük.

Tabii, jandarma kanunundaki madde 15'te düzenlenen, eklenen hükme fazla söyleyeceğimiz bir şey yok. Ama jandarmayla ilgili bu bölüm başlamışken birkaç hususun altını çizmek lazım. Şimdi, biliyorsunuz Türkiye NATO ülkesi. Jandarmanın bu bakımdan Türkiye'de farklı bir özelliği var. Jandarma bizim NATO konsepti dışında kalan ordumuzun millî parçası. Jandarmanın adli görevleri var. Jandarmanın mülki görevleri var, idari görevleri var, askerî görevleri var. Şimdi, burada mülki görevleri bakımından İçişlerine bağlanması konusu bütün mülki idare amirleri tarafından hep konuşulmuş, tartışılmıştır. Bu bakımdan baktığımızda tasarıda olumlu hükümler olmakla beraber, bu işin çok aceleye getirildiği tasarının bu jandarmayla ilgili bölümü okunduğunda açıkça görülmektedir. Ayrıca, bu konuda Genelkurmayın görüşü nedir, Millî Savunma Bakanlığının görüşü nedir? Mesela şu 15'inci maddeyle getirilen hüküm konusunda emniyetin görüşü nedir? İşin jandarma bölümüne geçtik, emniyetten gelen bütün arkadaşlarımız salonu terk ettiler. Yani dün de ben bu tasarının başlangıç kısmındaki sözlerimde de ifade ettim, bizim endişemiz, iktidarla temel çelişkimiz şurada yatıyor: İktidar kurumları ve kuralları yok sayıyor, kurumları örselemekten zevk alıyor. Yani burada jandarma teşkilatı Türkiye'de aşağı yukarı, o da herhâlde 160 yaşında falan.

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Jandarma 175.

MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Yani 176 yaşında. Şimdi, burada değişiklik yaparken yüz yetmiş altı senelik tecrübeyi böyle yok saymamak lazım. Hani, tabii, iktidar milletvekili arkadaşların sosyal medyada paylaştıkları bazı şeylerden de görüyoruz, iktidar mensubu bazı arkadaşlarımız cumhuriyet dönemini bir parantez içine alıyorlar, yok sayıyorlar ama cumhuriyet döneminde de Türkiye'de çok ciddi işler başarılmıştır. Bunu herkesin çok iyi görmesi lazım. Sanki cumhuriyet Türkiye'nin önünde bir engelmiş gibi düşünen bu arkadaşlarımızın, bir defa özellikle bayan milletvekili arkadaşlarımızın cumhuriyetin sayesinde, bu Anayasa'nın sayesinde, demokrasinin sayesinde kendilerinin burada olduğunu bir daha -çünkü bazı bayan milletvekili arkadaşlarımızın bu konuyla ilgili paylaşımlarını görünce ben de hayretler içerisinde kaldım- biraz daha düşünmeleri lazım. Bu bakımdan, jandarmayı bir bütün olarak... Şimdi, İçişlerindeki hoşumuza giden hükümlerin diğer tarafları nasıl etkileyeceğini de herkesin çok iyi düşünmesi lazım.

Şimdi, "İl jandarma komutanı, ilçe jandarma komutanı, general olmayan daire başkanları Bakan tarafından atanır." Pekâlâ, jandarmanın eğitim birliklerindeki subaylar, efendime söyleyeyim, başka, diğer, operasyonel birimlerindeki subaylar nasıl atanacak? Jandarma Genel Komutanı atayacak. E, pekâlâ, bir subayı aldı Jandarma Genel Komutanı eğitim birliğinin başına koydu, birisi de dedi ki: "Ya, biz bunu kendi ilimizde jandarma komutanı görmek istiyoruz." Bakan da atadı, jandarma komutanını. Şimdi, bu koordinasyonda, bu kanunun yazılışında buna benzer, uygulamada önümüze çıkabilecek çok ciddi aksaklıklar var.

Şimdi, görevler, yetkiler doğru tanımlanmadığı zaman yarın kaos kaçınılmaz olur. Bu bakımdan, jandarmayla ilgili bu tasarının yazılırken birazcık daha aklıselimin iyi kullanılması lazım. Mülki görevleriyle ilgili jandarmanın İçişlerine bağlılığının biraz daha pekiştirilmesini sağlayacak hükümler getirilirken jandarmanın Genelkurmayla, jandarmanın kendisinin içindeki diğer birimlerle, Jandarma Genel Komutanlığı ile İçişleri Bakanlığı arasında ve emniyet ile jandarma arasında bu tip bundan sonra karşımıza çıkabilecek sorunların çok iyi görülmesi lazım.

Şimdi, iktidar tabii bir olay gündeme geldiği zaman bu ileri demokrasinin gereği olarak hemen yayın yasağı kararı alıyor. Hani, yayın yasağı var ama belki Sayın Bakan bizimle bazı şeyleri paylaşabilir. Bu, jandarma tarafından durdurulan MİT tırlarında ne vardı? Bunlar nereden nereye gidiyordu? Yani MİT'in yaptığı bir olayda, MİT'in taşıdığı bir şeyde bunların önceden birimler arasında koordinasyonu yapılmıyor mu? Biz devlet memurluğundan ayrıldığımızdan sonraki geçen dönemde kurumlar arasında bir koordinasyon ihtiyacı mı yok, kalktı; yoksa kurumlar arasındaki koordinasyonu yapacak Türkiye'de bir iktidar mı kalmadı? Böyle de bir kafamızda sorular var. Ya da kurumların bir kısmını Türkiye'deki birimler, bir kısmını başkaları, efendim, bir kısmını paralelciler, bir kısmı Kandil'den, bir kısmı İmralı'dan mı yönetiliyor? Yani böyle bir şey mi var? O tırlar kime, ne götürüyordu? O tırların içinde ne vardı? Hakikaten, bu, jandarma herhâlde... Hani emniyetin yaptıklarına "paralel" dediniz, bu jandarma da mı paralelciliğe başladı? Jandarmadaki paralel yapılanmanın durumu nedir, ki bu kadar jandarmanın da dengelerini yerinden oynatacak ve bugün öngöremediğimiz sorunları yarın uygulamada karşımıza çıkaracak bu kadar değişikliği yapma ihtiyacınız niye duyuldu?

Yani gene jandarmayı da ben biraz önce... Emniyetle ilgili mesela o çok sayıda amir alma ihtiyacı 2020'ye kadar, nedir? Bu, emniyette çok ciddi ve ileriye dönük bir teşkilatlanma çabasıdır. Jandarmada da AK PARTİ buranın bir askerî kurum olmaktan çıkıp siyasi kurum hâline gelmesine ve oranın diğer bütün görevlerini yok sayıp AKP'nin askerî birliği hâline gelmesine mi uğraşıyor? Bunlarla ilgili bazı değerlendirmelerinizi soracağız inşallah, bunlara da ne kadar cevap alabileceğimizi bilmiyorum ama burada bu kanun içerisinde herkesin şunu çok iyi görmesi lazım: Bundan sonra emniyet müdürü rütbesine gelmiş ve emekliliği hak etmiş olan emniyet müdürlerimiz bulundukları yerlerde iktidar mensuplarıyla çatışırlarsa bunun geleceği sonuç bu kanuna göre açıktır, Yüksek Değerlendirme Kurulu toplanır, o müdürümüzü emekliliğe sevk eder. Şimdi de jandarma açısından da ilçedeki jandarma komutanı ile ilçedeki iktidar yetkilileri arasındaki bir ihtilaf artık bundan sonra jandarma komutanlarının da valizleriyle hazır gezmeleri anlamına gelecektir. Çünkü burada Jandarma Genel Komutanlığının bu tayinlerle ilgili hiçbir etkisi kalmadan Sayın Bakan tek başına bütün jandarma subaylarını tayin edebilecek, il ve ilçe jandarma subaylarını tayin edebilecek bir noktaya gelmiştir.

Hani, bu başlangıçta, efendim, işte, siyasi iradenin güç kullanması çok hoş gözükebilir ama bunun kontrol... Demokrasilerde, şimdi, Amerika'da her şeyi Başkan tek başına yapamıyor; bakanı bırakın da Başkan her şeyi tek başına yapamıyor. Hemen onun sibopları var; Senato başka türlü konuşuyor, öbürü başka türlü konuşuyor, Pentagon başka türlü konuşuyor. Yani Türkiye'de şimdi siz diyorsunuz ki: "Demokrasinin gereği, her şey iktidarın kontrolünde olacak." Ama demokrasi iktidarın oyuncağı değil. Demokraside hem kurumlar olacak, Genelkurmay yerinde duracak, efendime söyleyeyim, Parlamento yerinde duracak, hükûmet yerinde duracak, diğer sivil toplum kuruluşları da belli bir güce ulaşmış olacak, özgür basın olacak; ondan sonra iktidar yetkilerini kullanacak ve kamuoyu da diğer denge güçleriyle birlikte bu yetkiyi kontrol edecek. Ama siz diyorsunuz ki: "Her şeyi iktidar -yargı da dâhil olmak üzere- kontrol edecek ama yani -iktidarın yanlış yapması- iktidar hatadan münezzehtir, iktidarı kontrol etmeye ne kimsenin gücü yeter ne de böyle bir ihtiyaç vardır." Bu kanun tasarısının özündeki, bana göre, en önemli sıkıntı bu.

Şimdiye kadar jandarmaya iktidar böyle, bu manada... Tabii, güç olarak oraya ulaşmamıştı. Ha, aklımıza tabii bir şey daha geliyor buradan. Geçmişte yaşadığımız, mesela Mesut Yılmaz'ın Başbakanlık dönemine dair yapılan bu, Beyaz Enerji operasyonu da jandarma üzerinden yapılmıştı. Bugün de acaba 17-25 Aralık benzeri bir operasyon jandarma üzerinden yapılsa Hükûmet onu onların elinden alamamaktan korktuğu için mi böyle bir düzenleme ihtiyacı duymaktadır? Benim kafamdaki en önemli sorulardan bir tanesi de jandarmayla ilgili budur. Yani önümüzdeki günlerde bazı soruşturmaların jandarma bölgesinden yapılmasından da endişe var mıdır? Yapılırsa bunu emniyetin elinden nasıl alacaksınız, jandarmanın elinden nasıl alacaksınız, böyle bir soru işareti var mı?

Diğer maddelerde gene fikirlerimizi söylemeye devam edeceğiz.

Ben, bu bölümdeki sorularımızla ilgili cevap almayı ümit ediyor, hepinize teşekkür ediyorum.