KOMİSYON KONUŞMASI

NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Ben teşekkür ediyorum bütün konuşmacılara ama Başkanım, keşke şey yapabilsek... Çok değerli bilgiler var, bizim de zamanla problemimiz var, şimdi Genel Kurul da başladı, benim orada da konuşmam var yani bütün bu değerli gelen hocalarımızı ve sivil toplum örgütü yöneticilerini keşke daha böyle...

BAŞKAN - Bir daha bunu yapalım, onun için söyledim zaten.

NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Bu planlamayı yapan arkadaşlar buna özen gösterirse iyi olur.

BAŞKAN - Evet, bunu ayrı bir gündem yapalım ama arkadaşlarımız çalışacaklar hep beraber.

NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Şimdi, ben uzatmak istemiyorum, hepinize teşekkür ediyorum.

Sondan başlayayım. Sizin değindiğiniz disleksi konusunda çok teşekkür ediyorum. Özellikle bu öğrenme güçlüğü... Türkiye'de göç yaşayan topluluklarda, göçün yoğun olduğu topluluklarda adaptasyonla beraber çocuklar okula başladıklarında çok ciddi problemler yaşamaktalar. Büyüdüğü kültür, gelenek dışında, özellikle ana dili meselesinde çok ciddi sıkıntılar yaşanmakta ve bizim bununla yüzleşmemiz lazım. Bazen de işin kolayına kaçıyoruz gerçekle yüzleşmemek için. Geçmiş yıllarda Adana ve Mersin'e özellikle Mardin'den, Siirt'ten, Batman'dan göç etmiş çocuklar orada böyle hiçbirimizin, buradaki heyetin de benimsemeyeceği tarzda "Bu çocuklar öğrenemiyor, tembeldirler, geri zekâlıdırlar, kapasiteleri yok -birileri de maalesef ama maalesef bunu kötüye kullanarak- bir rapor çıkaralım, bunları merkezlere gönderelim..." Biz daha önce de konuştuk, bu merkezlere bizim bir taraftan çok ihtiyacımız var. Sizin de belirttiğiniz rakamlarla devlet ciddi bir bütçe açmış ama kimsenin ne kişiyle, bir yurttaşla ilgili ne de gelecekle ilgili bunu kötüye kullanma hakkı yoktur ve bir şeyi kötü yapıyor diye de bütün eğitim kurumlarının da bütün RAM'ların da şaibe altına alınmaması lazım. Şimdi biz kaç toplantıdır konuşuyoruz, eğitim saatleri yetersiz diyoruz, eğitim saatlerinin artırılmasını savunuyoruz. Mesela, işte, otizmle ilgili diyoruz ki: "Haftada iki saat, ayda sekiz saat..." Ama şimdi hocamız da söyledi, hepimiz biliyoruz, sizler de biliyorsunuz, hastalık yok, hasta var. Evet, genel bir tanım yapıyoruz ama bir kişi var, ailesi var. Keşke ona özgün eğitim verebilsek. Devlet bu konuda gerçekten sosyal devlet gibi duruyor ama kötüye kullanıldığı için, kötüye neden olduğu için bütün herkesi...

Sizinle ilgili, özellikle RAM'lar konusunda bir bölgeler arası çalışma var mı yok mu? Sizin gibi deneyimli ve kendisi de pratiğini uyguladığı için... Yani ben en azından Batman Vekili olarak bir ilişkiye geçmek isterim yani mesela İstanbul'da, Mersin'de, Adana'da... Bu sadece Kürtçeyle ilgili değil, Arapçayla da ilgili olabilir. Hatta, Karadeniz'den birden İzmir'e giden birisi için bile eğitime ilk başladığında bir adaptasyon süreci lazım. Hepimiz için, erişkinler için, hele hele çocuklar için daha fazla. Bunu böyle sizinle çalışmakta yarar var. Varsa da çalışma, edinmek isterim. O yüzden teşekkürler.

Bu konunun duyurulması için bize de bir görev düşüyorsa Komisyon olarak özellikle bu broşür konusunda... Hatta RTÜK falan gelecek Sayın Başkanım, orada da biz bir kamu spotu gibi bunu duyuralım ki kamu kurumları en başta size bir saygı duysun, bu çabanızı dikkate alsın siviller dışında.

Millî Eğitim Bakanlığıyla ilgili tekrar aslında iç içe... İç içe dediğimiz de şu: Haftada iki saat ve sekiz saat mevzusu çok tartışılıyor. Bize de özel kurumlar geliyor yetersizdir diye, aileler geliyor yetersizdir diye. Nitekim doğru. Sizin denetim mekanizmanız nasıl, nasıl denetliyorsunuz? Yani Millî Eğitim Bakanlığı sonuçta bu denetimleri nasıl ölçüyor? Böyle yani denetime gidiliyor, tutanak tutuluyor -ben de yöneticilik yapmıştım- geliniyor, çay içiliyor, geziliyor, kapı uygun mu, oda uygun mu, kamera sistemi uygun mu falan... Ama onun ötesinde nasıl, yaptırımlar neler, bunlara nasıl bir yaptırım yapabiliyorsunuz? Yani bunu ölçtüğümüz gibi yaptırıma dönüştürmemiz lazım. Bu ekiplerin içinde aileler var mı? Bu ailelerin rotasyona uğraması lazım. Yani bir öneri. İkincisi, sivil toplum örgütleri var mı? İlgili dernekler veya onların temsilcileri var mı? Buna dikkat etmek lazım. Bir de mesela ikili testlerde, ikili tanı koymalarda bununla ilgili bir çalışma var mı yok mu? Bunları merak ediyorum.

Teşekkür ederim.