| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1974) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 27 .06.2019 |
UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Sayın Başkan, Adalet Komisyonumuzun değerli üyeleri, teklifi hazırlayan Değerli Bakan, kıymetli bürokratlar, değerli basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, değerli milletvekili arkadaşlarım, son olarak da Sayın Kaboğlu Hocamız hukuki yönlerine değindiler teklifin. Bu teklife işte en önemli itiraz noktalarımızdan biri Anayasa'da kendini bulan temel hak ve özgürlüklerimizi kısıtlaması noktasında. Yani tabii ki sporda şiddete, hayatın her alanında şiddete hepimiz karşıyız ama bu konuda alınacak önlemlerin mutlak suretle evrensel insan hakları ve adalet ilkelerine uygun olarak yapılması gerekir. Komisyonumuzun bu düzenlemelerin en doğru şekilde hayata geçirilmesi için var gücüyle çalışacağına ben inanıyorum.
Değerli arkadaşlarım, ben burada, bu düzenlemede öngörülen değişikliklerden çok daha acil, insanların hayatlarıyla ilgili çok daha ilgili bir düzenlemeden bahsetmek istiyorum. Bizler bugün içinde bulunduğumuz Komisyon salonunda bu düzenlemeden çok daha önce yargıda reform paketinin hiç değilse bir bölümünün görüşmelerine başlamayı arzu ediyor idik ve buna katılmak istiyorduk.
Yargıda Reform Strateji Belgesi, Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından 30 Mayısta açıklandı ama ondan çok önce şubat ayı içinde Yargıtay Başkanı, mart ayının hemen ilk yarısında Adalet Bakanı istinaf sisteminde hepimizi rahatsız eden düzenlemeler olduğunu kamuoyuyla paylaştılar ve bu reformun çıkması gerektiği hepimiz tarafından gündeme geldi. Daha sonra bir strateji belgesi açıklandı, Sayın Adalet Bakanı hepimize, sizlere de birer mektup gönderdi ama bu mektupta paketin, reform paketinin ne zaman Meclise geleceği konusunda ya da Meclisteki tartışmaları konusunda hiçbir ifade yer almazken, tam tersine paydaşlarla bir inceleme, değerlendirme komisyonu kurulacağı şeklinde bir ifade var.
Değerli arkadaşlar, "birçok kesimi umutlandıran" dedim yargıda reform konusunda, evet, yargıda reform paketi haksız ve hukuksuz bir şekilde hapishanelerde yatan pek çok insan için umut ışığı oldu. Tekrar söylüyorum, elbette ki bugün üzerinde görüşmeler yaptığımız düzenleme çok önemli ama bizler burada sporda şiddete ilişkin yasa teklifini görüşürken... Az önce Kaboğlu Hocam söyledi, yani "Bir hafta bile beklese belki daha düzgün çıkar." dedi, benim de "Biraz daha beklese daha neler olabilir?" konusunda sizlerle paylaşacağım görüşlerim var.
Biz bunu görüşürken onlar bir süre sonra yürürlüğe girecek bir yasal düzenlemeyle özgürlüklerine kavuşmayı bekliyor. Kimler bekliyor, özgürlük umut ediyor, kimlerin yargıda reform paketiyle yaşadıkları haksızlıklara, hukuksuzluklara son verilmesi gerekiyor, size birkaç örnekle ifade etmek isterim.
Bakın, yargıda reform paketinin yürürlüğe girmesi için beklediğimiz her gün, daha önce baypas ameliyatı olan Cumhuriyet gazetesinin eski çalışanı gazeteci Hakan Karadağ Kandıra Cezaevinde özgürlüğe kavuşmayı bekliyor. Nisan 2019 rakamlarına göre, 458'i ağır olmak üzere 1.334 hasta mahpus var cezaevlerinde.
İnsan Hakları Derneğinin ağır hastalar listesinde yer alan bir isimden bahsetmek istiyorum size: Mehmet Emin Özkan, 80 yaşında, yirmi üç yıldır cezaevinde. Yirmi üç yıldır devam eden bu ceza henüz kesinleşmiş bir hükme bağlanmış da değil. Mehmet Emin Özkan, 1993 yılında Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın'ın şehit edilmesiyle ilgili davada ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan tek sanıktı. Ama Aydın'ın şehit edilmesiyle ilgili davanın zamanaşımından düşmesine bir gün kala, hatırlarsanız, yeni bir iddianame yazıldı. O iddianamede Özkan'ın olaya hiç karışmadığı belirlendi. Özkan yeniden yargılama talep etti, kabul edildi, yargılama hâlâ devam ediyor. Ama 80 yaşındaki Özkan hâlâ cezaevinde. Bizler burada birkaç saattir sporda şiddet düzenlemelerini tartışıyoruz ama Özkan yirmi üç yıldır adalet bekliyor.
Hasta tutuklulardan devam edelim: Parti Meclisi üyemiz, eski milletvekili arkadaşımız Eren Erdem'in yargılama sürecindeki hukuksuzluklar yani yargılama sürecindeki yaşadığı hukuksuzluklar artık biri, ikiyi aşmış durumda. Ama şu anda bu pazartesi günü kendisini ziyaret ettiğimde üzülerek -hepinizin de üzüleceği, hepimizin üzüleceğini, eski bir milletvekilinin başına gelen bir olay nedeniyle- öğrendiğim bir olayı burada paylaşmak istiyorum: Yüzde 30 işitme kaybıyla girdiği cezaevinde bir kulağının artık tamamen işitmediğini öğrenmiş bulunuyorum. Tıbbi operasyon geçirmesi gereken bir başka sorunu daha var ama tıbbı müdahaleyi Eren Erdem reddediyor. Neden reddediyor? Lütfen, aşağıda tanımlayacağım konuma kendinizi koyun yani Eren Erdem'in yerine siz cezaevinde olsaydınız kabul eder miydiniz etmez miydiniz, düşünün. Hastaneye ellerinde kelepçeyle, biliyorsunuz, tabutluk tabir edilen arabaların içinde götürülmek istemiyor. Kelepçe sadece bir tane değil, bir tane kelepçe arabaya yani bir kelepçeyle ayaklarından arabaya bağlanıyor, diğer kelepçeyle de yanındaki jandarmaya bağlanıyor.
Hastaneye gittiğinde diğer hastaların arasında -yani hepimizin, bizlerin, ailelerinin vesaire- ellerinde kelepçeyle beklemek istemiyor. Ameliyatın ardından iyileşme sürecinin hastanenin koğuşunda, -Silivri'deki Silivri Devlet Hastanesinin bodrum katında bir mahkûmlar koğuşu var, o koğuşta- yatağa yine kelepçeyle bağlı olarak işte nekahet dönemini geçirmek istemiyor.
Değerli arkadaşlar, Eren Erdem'in insani bir şekilde sağlık hizmetine erişmesi için aslında ne bu Komisyondan bir kanun çıkmasına gerek var ne reforma gerek var sadece ama sadece bizim cezaevlerine, cezaevlerindeki yurttaşlarımıza bakışımızı, hele hele bir milletvekili olarak kendi bu sıralardan geçmiş olan bir milletvekili arkadaşımıza bakışımızı, niyetimizi değiştirmeye ihtiyaç var.
Dünyanın en önemli karikatüristlerinden biri olan Musa Kart, daha önce dokuz ay boyunca haksız bir şekilde tutuklu olarak yargılandı.
BAŞKAN - Sayın Vekilim, kusura bakmayın da...
UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Bitiriyorum, hemen bitiriyorum.
BAŞKAN - Çünkü konuyla ilgili değil. Konuyla ilgili konuşacaksanız çok daha faydalı olur.
UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Doğru ama şöyle: Bu insanların neyi beklediğini ben sizinle paylaşmak istiyorum. Çünkü yargıda reform paketi bu Komisyona gelmesini bekliyorduk, sizler de hazırlık yapıyorsunuz.
BAŞKAN - Peki, gelince o zaman konuşun, memnuniyetle dinleriz de ama şimdi ilgisi yok.
UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Hemen bitiriyorum efendim.
BAŞKAN - Tabii, kısa lütfen.
UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - İstinaf mahkemesi hakkında verilen hapis cezası hükmünü kesinleştirdi. Reformla yapılacağı belirtilen düzenleme hem Yargıtay Başkanı hem Adalet Bakanı hem Sayın Cumhurbaşkanının açıkladığı strateji belgesini kapsayacağı söyleniyor. Onu özgürlüğünü kavuşturacak ancak bekleniyor, erteleniyor.
Sporda şiddet sorunu yıllardır tam olarak çözülemeyen bir sorun, şimdi Komisyonumuzun çalışmalarıyla çıkacak bir düzenlemeyle bu konuda yol almayı tabii ki hepimiz amaçlıyoruz, evrensel hak ve özgürlüklerimize bir kısıtlama getirmediği sürece. Ama değerli arkadaşlarım, bakın, bundan bir yıl önce kanser hastası, ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü 70 yaşındaki Koçer Özdal yaşamını yitirdi. Ağır hasta olduğuna dair raporlara rağmen tahliye edilmemişti. Onun yaşamına son veren kansere de zaten cezaevinde yakalanmıştı. Bafra Cezaevinden Ankara Numune Hastanesine sevk edildi ancak bilinci kapalı olmasına rağmen hastane yatağında kelepçeli elleri ve ayakları çözülmedi.
Cumhuriyet gazetesinin eski yazarı Güray Öz 70 yaşında, cezaevinde.
Nazlı Ilıcak, 75 yaşında, cezaevinde. Biliyorsunuz, mahkeme kendisine ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına çarptırdı ancak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı bir talepnameyle bu kararın bozulmasını istedi, altı aydır bu bozma talebine yanıt verilmedi.
Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan Yargı Reformu Strateji Belgesi'nin tanıtımını yaparken Türkiye'nin işkence ve kötü muameleye karşı sıfır tolerans politikasını benimsediği belirtmişti. Artık geçmişteki gibi işkence ve kötü muamele iddialarının ileri sürülmediğini ifade etmişti. Ama hem İnsan Hakları Derneğinin 2018 yılı verilerine göre, gözaltında veya gözaltı yerleri dışında 2.719 kişinin işkence ve kötü muameleyle karşılaştığı raporu var önümüzde hem de Türkiye'nin saygın 2 barosunun, Ankara ve Şanlıurfa Barolarının raporlaştırdığı işkence iddialarına tek bir yanıt bile verilmemiş durumda.
Bizler burada Sporda Şiddetin Önlenmesine Dair Yasa Teklifi'ni, sporda şiddetin önlenmesini düzenleyecek olan teklifi görüşüyoruz. Tutuklu 70 bine yakın üniversite öğrencisi cezaevlerinde sadece eğitim haklarına erişmek istiyor; devamsızlık gerekçesiyle sınıf tekrarı yapmak zorunda kalıyorlar, sınavlarına katılamıyorlar, kaynaklara ulaşamıyorlar.
Yine, bizler bu yasayı görüşürken 700'den fazla çocuk annesiyle birlikte cezaevinde ve bunların neredeyse yarısı daha 3 yaşında bile değil. Bir örnek vereyim: Antalya'da Hatice Şahnaz isimli bir hükümlü kadın cezaevine girdiğinde üç aylık hamileydi, Antalya Muratpaşa Eğitim ve Araştırma Hastanesinde doğum yaptı, sadece bir gece hastanede tutulduktan sonra bebeğiyle cezaevine girdi, hâlâ cezaevinde.
Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği açıkladı: Filiz Karaoğlan, prematüre doğan ve şu an daha 1 yaşında bile olmayan ikizleriyle birlikte Patnos L tipi cezaevinde. Bizlerin bu düzenlemeyi çıkarmak için beklediğimiz her gün onların gözleri kulakları bizde değerli arkadaşlarım. Bizler burada sporda şiddet yasasını görüşürken cezaevlerinde insanlar yer olmadığı için nöbetleşe uyuyor, uyuyamadıkları zamanlar volta atacak kadar bile yer bulamıyorlar. Eğer küçük bir yasal düzenlemeyle özgürlüklerine kavuşabileceklerse bunu bir an önce talep ediyorlar, bizler de talep ediyoruz. Az önce Sayın Kaboğlu söyledi, belki bir hafta Sporda Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun Teklifi beklese ve biz bu mini paketi -eğer varsa- öne alsak insanlar belki çocuklarıyla, dışarıdaki sevdikleriyle, onları takip eden okurlarıyla, öğrencileriyle, hocalarıyla buluşabilecekler. Burada, tabii ki, Füsun Üstel'in de, Eskişehir H Tipi Kapalı Cezaevinde Sayın Kaboğlu ve yine, İstanbul Milletvekilimiz Sibel Hanım'la birlikte ziyaret ettiğimiz Füsun Üstel'in de, aynı şekilde, sadece düşüncesini açıkladığı için öğrencilerinden, ailesinden mahrum bırakıldığını paylaşmak isterim.
Son söz olarak da, görüşülmekte olan Sporda Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun Teklifi'nin önemli sorunları çözeceği yönündeki inanca biz tabii ki katkı sağlamak istiyoruz evrensel hukuk kuralları ihlal edilmediği sürece. Bu soruna buradaki tüm arkadaşlarımızla birlikte çözüm bulmak istiyoruz. Ama insanların hayatlarını daha yakından ilgilendiren yargı ve yargı reform paketinin ne kadar acil olduğunu da tekrar hatırlatmak istiyorum. Gecikilen her gün insanlarımızın, kendi yurttaşlarımızın hayatlarından, özgürlüklerinden çalınmakta.
"Neyi ertelediğimizin farkında mıyız hepimiz?" diye sorarak hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sağ olun.