KOMİSYON KONUŞMASI

SEFER AYCAN (Kahramanmaraş) - Tabii, ben biraz farklı bakıyorum olaylara. Onun için de aslında samimiyetinize güvenerek söylüyorum, normal bir siyasetçi olarak konuştuğum zaman aslında her şey yapılsın, her şeyi vatandaş açısından daha çok isteyebilirim ama fazla devletçiyim galiba. Sağlık Bakanlığı açısından olaya bakarım, uygulanabilirliği açısından bakarım olayın. Bir de tabii ben halk sağlığı uzmanıyım. Olaya bir de halk sağlığı boyutu ve epidemiyoloji açısından bakıyorum. İktidar partisinden değilim ama hep Sağlık Bakanlığının imkânlarını ve uygulanabilirliğini de düşünmem lazım diye düşünüyorum.

Şimdi, tabii, bu sayı meselesi... Kaç? 430 bin mi, 500 bin mi, 1 milyon mu? Sorun var tabii ki. Down'da sorun yok, tamam net, tanısı net. Ama otizm biraz bence fazla da abartıyoruz sayıyı diye düşünüyorum. Sayıyı abartmayı da tehlikeli buluyorum. "Ne olsun? Herkese olsun." denilmez. Yani bir tarama testi de olsa, tanı testi de olsa bir teste "hasta" dediğiniz zaman onun farklı sorunları vardır, "hasta değil" dediğiniz zaman farklı sorunları vardır. Yani biz testin seçiciliği ve hassasiyetinden bahsederiz ki bunlar önemlidir. Bu öyle herkese "hasta" demek iyi midir, kötü müdür? Herkese "sağlam" demek iyi midir, kötü müdür? O kritik bir şeydir, onun dengesini bulmak lazım. Neyi önemsersiniz, neyi öne çıkartırsınız? Biraz teknik bir şey söylüyorum belki ama epidemiyolojinin kuralları vardır. Yani bunlara dikkat etmemiz lazım.

Tarama yapmayı doğru bulmam mesela, tarama hiç önerdiğimiz bir yöntem değildir. Tarama bir defalık yapılan ve belirli bir bölgede yapılan bir şeydir, geçici bir şeydir. Aslolan, esas olan bizim kayıt sistemimizi geliştirmemiz lazım. Sağlık Bakanlığının kayıt sisteminin kuvvetli olması lazım. Her hastalığın istediğimiz an yaşa, cinsiyete, bölgesel dağılımına göre dağılımını vermemiz lazım yoksa "Her şeye araştırma yapalım, her şeye tarama yapalım." derseniz sıkıntı olur. Yapacak şey şu: Kayıt sistemimizi kuvvetlendirmemiz lazım bütün hastalıklar için ama otizmle ilgili de özellikle bir tanı rehberi oluşturmamız lazım ve bunu da aile hekimlerine kadar yaymamız lazım. Ben hâlâ aile hekimlerinin tanının içerisinde en azından ön tanının içerisinde olması gerektiğini düşünürüm yoksa hiçbir hastalık için pratik değildir, her hastalığa uzman, çocuk psikiyatristi ya da kadın doğumcu istihdam etmek, yan dalcı istihdam etmek bu pratik değil, uygulanabilir değil, bakanlığın da bunun altından kalkması mümkün değil ve böyle bir uygulama da yok, böyle bir modelleme de yok.

Her hastaya ayrı bir danışma hattı mesela hoş geliyor ama pratik değil, yani böyle bir şey olamaz, uygulanabilir değil. Yani bakanlığımızın da imkânlarını düşünelim, böyle her hastalığa, burada tabii, otizmi, Down'ı konuşuyoruz, tek taraflı bakıyoruz, o hastalıklar açısından bakıyoruz ama binlerce hastalık var, binlerce hasta var, yüz binlerce, milyonlarca kişi var. Bunların her birine ayrı sistem kurmak, ayrı tanı merkezi kurmak, ayrı iletişim merkezi kurmak zor. Tabii ki hasta açısından şöyle bir şey vardır, özellikle anneler için söyleriz: Kendi hastalığı önemlidir ve çocuğunun hastalığı önemlidir, başkasının ne olduğu önemli değil, kendi hastalığı en önemli hastalıktır. O an başkasının kalp krizi geçirmesi, o an başkasının beyin kanaması geçirmesi, o an ölüyor olması onun hiç umrunda değil, kendi çocuğu önemlidir tabii ki. Ama bir de olayın uygulanabilirliğini, Türkiye gerçeklerini ve pratiğini de düşünmemiz lazım. Onun için yani sık sık arada atıf yapılıyor, tarama yaptırmak, gerçek rakamları ortaya çıkarmak yerine biz topluca Sağlık Bakanlığındaki kayıt sistemini kuvvetlendirerek her hastalığı oradan çıkarmamız lazım, her hastalığa ayrı bir uzman istihdam etmek, her hastalığa ayrı bir hat kurmak doğru değil. Bu sistemi ona göre yapılandırmak gerekir. Taramaları da çok doğru bulmuyoruz bir halk sağlığı yaklaşımı olarak tarama bizim bir defalık yapılan, belki bir araştırma amaçlı yapılabilir ama onun dışında da çok doğru bulmuyorum.

Şu, otizm tanısında da burada uzman arkadaşlarımız var, netleştirmemiz lazım neye "otizm" diyeceğiz, neye demeyeceğiz. Her şeye "otizm" demeyi de çok doğru bulmuyorum. Ne sakıncası var? En basit şuna sakıncası var: Gerçekten otistik olanların alacağı hizmetleri daraltır, onların hakkını gasbederiz diye düşünüyorum.

Teşekkür ederim.