HÜSEYİN AVNİ AKSOY (Karabük) - Çocuk hastalıkları uzmanıyım, 1981'de tıp fakültesinden mezun oldum. Sayın hocamıza öncelikle teşekkür ederim. Bizim dönemimizde bunların olmadığını daha önce de söylemiştim, böyle hastalıklar konusunda eğitim de yoktu yani bilinmiyordu da. Şimdi, tabii, teknoloji gelişmesiyle ilgili midir, bu konuda çalışmalar yapılabilir mi? Bu "odak" olarak isimlendirdiğiniz Komisyonumuzun aslında...

CUMHURBAŞKANLIĞI SAĞLIK VE GIDA POLİTİKALARI KURULU ÜYESİ PROF. DR. NECDET ÜNÜVAR - Benimki öneri, ben isimlendirmedim efendim.

HÜSEYİN AVNİ AKSOY (Karabük) - Başkan da "odak" diye telaffuz ettiği için çok uygun gördük.

BAŞKAN - "Odak" iyi, değil mi arkadaşlar?

HÜSEYİN AVNİ AKSOY (Karabük) - Bence uygun.

BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz.

HÜSEYİN AVNİ AKSOY (Karabük) - Şimdi, otizm, Down sendromu da aslında birbirine yakın olmuş, her ne kadar Çetin Bey farklı düşündüyse de çünkü problemler yakın birbirine. Şimdi, tabii, hastalığı çeken bildiği için öncelikle o konuda ama diğerleri de benzer hastalıklar.

BAŞKAN - Şöyle yakın Sayın Vekilim: Benim oğlum, otizm, Down sendromu, SP; eşim de burada, sürekli katılmaya çalışıyor, onun için demek ki birbirine yakın, üçü bir arada.

HÜSEYİN AVNİ AKSOY (Karabük) - Şimdi, Sayın Hocam, başlık olarak "Hastalıkların sıklığı" Otizm, elli dokuzda 1, Down sendromu yedi yüzde 1 fakat ikisinde de gerçek sebebin ne olduğunu bilmiyoruz, neden Down sendromu oluyor, bu konuda araştırma gerekiyor, bilimsel araştırmalar gerekiyor, belki Komisyonumuzdan kaynak aktarımı, üniversitelere görev düşüyor. Yani neden otizm oluyor, gerçek sebep nedir, bilinmiyor; neden Down sendromu oluyor, buna sebep olan nedir?

Teşhis konusunda Down sendromunda genetik analiz var ama otizmde teşhis zorluklar içinde. Sayın Metin Hocamızın anlattıkları bunu bize gösteriyor. Tedavi konusunda iki önemli kısım var: Birincisi, sağlık kısmı, Down sendromunda olan ameliyatlar gibi; ikincisi, eğitim kısmı ve çok önemli, erken teşhis edilmeli ki tedavide önümüz açılsın eğitimde. Tohum Otizm Vakfının söylediği, büyüdükten sonra işe kazandırma, bütün bunların arasında aileye destek, aileden sonra hastanın kendi başına yaşayacağı yaşantı birçok bakanlığı ilgilendiriyor sosyal devlet olarak. Hizmet sunanların yani doktorların, öğretmenlerin, hemşirelerin eğitimi; bu işin içinde olanların da bu hastalıkta farkındalık eğitimi alması gerekiyor. Biz -sosyal olarak- bu konuda toplumu kaynaştırmada neler yapabiliriz diye, böyle ana başlıklar olarak... Sadece bir hekim olarak değil, Komisyon üyeleri olarak diğer eğitimcileri, Millî Eğitimi, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığını, ayrıca, tabii ,ana tema Sağlık Bakanlığını... Sebebini de tam bilmediğimiz için... Az evvel Çetin Bey'in dediği gibi "bağırsak mikrobiyotası" "probiyotik" diye bir şey çıktı. Acaba bu hastalığın sıklığı Afrika'da ne kadardır? Onlar biraz daha endüstriden uzak. Mikrobiyotaların -bizim tıpta ayıp olmaz- Afrikalıların gaytalarından gelenlerin antibiyotikle falan karşılaşmadığı için daha iyi bir bağırsak florası oluşturduğu konusunda yayınlar var, çalışılıyor. Bununla ilgili olabilir mi?

İkincisi, sizin dediğiniz gibi, Güney Kore, teknolojisi en ileri. Şu andaki akla yatkın olan... Dün beni ziyaret edenlere de söyledim, teknolojiyle ilgili bir sebebi olabilir mi? Sebep konusunda yoğunlaşıp sebebi çözersek işimiz daha çabuk kolaylaşacak.

Teşekkür ederiz, sağ olun.