Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278) ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ile Sayıştay tezkereleri a) Gençlik ve Spor Bakanlığı b) Spor Toto Teşkilat Başkanlığı |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 05 .11.2024 |
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, değerli milletvekilleri, kamu kurum ve kuruluşlarımızın değerli temsilcileri, değerli basın; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün Gençlik ve Spor Bakanlığını görüşüyoruz. Tabii, hem gençlik hem spor aslında iki ayrı alan gibi ama çok iç içe girmiş durumda ve aslında gençliğe ilişkin söylediğimiz şeylerin çoğu Sayın Bakan, spor konusunda da geçerli. Gençlik, insan hayatında özel bir dönem, zor bir dönem; insanın hem fiziksel olarak hem zihinsel ve ruhsal olarak dönüşüme uğradığı, hayata bakışının değiştiği, farklılaştığı bir dönem. Bugün baktığımız zaman gençliğe eğitimden iş bulmaya, istihdam alanından evlenme, yuva kurmaya, geçinmeye kadar çok ciddi sorunları var.
Öncelikle birkaç rakam vererek başlamak istiyorum konuşmama: Türkiye, OECD ülkeleri arasında en genç nüfusa sahip olan ülkelerden biri; 15-24 yaş grubunda bulunan genç sayısı yaklaşık 13 milyonla toplam nüfusun yüzde 15'i. Aslında gençliği sadece 15-24 yaş grubuna hapsetmek de anlamlı değil, çünkü aslında onun biraz öncesi ve sonrası da gençleri kapsayan bir dönem ama sanki biraz 15-24'te karşılaştırma yapmak yaygın hâle gelmiş.
TÜİK'e göre gençliğin -15-24'ten devam edeyim- iş gücüne katılım oranı -mevsimsel düzeltilmiş bazda vereceğim rakamları- yüzde 46,2, istihdam oranı ise yüzde 38,7 yani Türkiye geneliyle kıyasladığımız zaman iş gücüne katılım oranının 8 puan, istihdam oranının 10 puan altında. Türkiye'deki işsizlik oranı, genel işsizlik oranı yüzde 8,8, 15-24 yaş arası genç işsizlik oranı ise yüzde 16,3 yani 2 kat ve ne eğitimde ne istihdamda olan gençlerin oranı yüzde 26. Bu durum aslında Sayın Bakan, gençlerimizin nasıl ciddi bir sorun yumağı içinde olduğunu, büyük bir umutsuzluk ve gelecek kaygısı içinde olduğunu bize net olarak anlatıyor.
Yükseköğrenimde örgün eğitime kayıtlı öğrenci sayısı 4 milyon 164 bin, yurt kapasitesi ise 994 bin -sizin sunuşunuzda vardı- Sayın Bakan, geçen sene de "955 bin kişi" dediniz. Şimdi, ona göre baktığımızda bir yılda sadece 39 bin kişilik kapasite artırımı olmuş; bu rakam son derece düşük. Yani KYK yurtlarının yetersizliğinin yanı sıra temizlik, yurtların kalabalıklığı, oda, yemek sorunları, tacizler, intiharlar yani o kadar çok sorun var bu yurtlar içinde yani Türkiye bu sorunu derhâl çözebilir. Bu kadar ciddi anlamda, yaklaşık yüzde 24'ler, 25'ler civarında ki her 4 kişinin, 4 gencin sadece 1'i bu yurtlarda kalıyorsa; bu, ciddi bir problem demektir yani bunun ciddi bir biçimde, hızlı biçimde artırılmasına ihtiyaç var.
Kredi miktarları son derece düşük, ayda 2 bin lira, lisans için söylüyorum, yüksek lisans ve doktorada 4 bin, 6 bin olarak gidiyor. Yani, Allah aşkına, bugün bir gencimiz 2 bin lirayla hangi ihtiyacını karşılayacak, ne yapacak, arkadaşlarıyla nasıl yemek yiyecek, nasıl sosyalleşecek? Yani, bu, gençlerimize verdiğimiz değeri bize çok açık ve net olarak gösteriyor; bu rakamların çok hızlı biçimde artması gerekiyor.
Gençlerimizin ailelerine yük olmadan okuyabilecekleri, insan gibi yaşayabilecekleri bir sistemi kurmak zorundayız. "Bütçe" demek bir kaynak dağıtım mekanizması demek. Devlet olarak vergileme yoluyla insanların gelirlerinin bir kısmını el koyuyorsunuz, ondan sonra onu belli harcamalara dağıtıyorsunuz; burada bir tercih var çok açık ve net, teknik ama aynı zamanda politik bir tercih. Bu anlamda, buradaki, bu bütçedeki dağılımları değiştirme ihtiyacı var yani başka türlü bu sorunları çözemeyiz, bu sorunlar böyle devam eder. İşte, her sene siz olursunuz, başka bir bakan olur, gelir buraya benzer şeyleri biz yeniden, yeniden, yeniden söyleriz ama gençlerimiz orada, içinde bulundukları bu sorun yumağı içinde yaşamaya devam ederler.
Çalışan gençlik açısından baktığımızda da çok ciddi sorunlar var; yani, bunlar daha çok mesleki eğitim, teknik eğitim altyapısına sahip oldukları için sanayide, organize sanayide, küçük sanayi sitelerinde çalışıyor, büyük bir kısmı da belki kayıt içindedir ama özellikle lise eğitiminden geçenler daha çok hizmet sektöründe ve kayıtdışılık... Hemen hemen hiç yok, tarım sektöründe genç yok, biz o zaman da söyledik; bakın, Cumhuriyet Halk Partisi olarak bizim önemli bir önerimiz var, çok önemli bir öneridir bu, dedik ki: Tarımda çalışan gençlerin ve kadınların sosyal sigorta primlerini devlet ödesin. Bugün Türkiye'de tarım bitti, Türkiye'de hayalet köyler var. Sayın Bakan, değerli milletvekilleri; gidiyorsunuz 150-200 haneli köye 15-20 hane kalmış, onlar da köyün yaşlıları "Biz burada doğduk, burada öleceğiz." diyorlar. E, o zaman ciddi bir şey yapmamız gerekiyor, bu alanda bir sıçrama yapmamız gerekiyor. Mesela, geçen seneki sunuşunuzda vardı bu Genç Çiftçi Projesi, burada da gene gördük, bize bundan bahsedin lütfen; nedir, ne oldu, bu alanda ne yaptık? Yani, bu sadece istihdam alanında mı -bir eğitimsel boyutu, akademik boyutu vardı benim hatırladığım- yani bunun istihdam boyutundaki karşılığı nedir?
Madde bağımlılığı çok yüksek, bütün arkadaşlarımız, konuşmacılar da söyledi. Uyuşturucu madde sorunu bugün hem okuyan gençlik içinde hem de çalışan gençlik içinde çok ciddi anlamda yaygın. Bakın, uyuşturucuyla bağlantılı suçlarda âdeta bir patlama yaşanıyor. Ceza ve Tevkifevlerinde -oradaki resmî rakamları söylüyorum- uyuşturucuyla bağlantılı suçlardan cezaevinde kalanların sayısı 120 bine ulaşmış. Çok ciddi bir problem var ortada; bu problemi derhâl kökünden kazımak zorundayız, yok etmek zorundayız yani hiç beklemeye tahammülü yok Türkiye'nin bu konularda.
Gene, bakın, gençler açısından önemli: Genç önce eğitimde olacak, sonra iş bulacak, tabii, iş bulduktan sonra hayatını devam ettirebileceği bir gelir seviyesine ulaşması lazım. Bugün gençler evlenemiyor; nasıl evlenecek, nasıl ev tutacak, kirayı nasıl ödeyecek; mobilyayı, beyaz eşyayı nasıl alacak? Ya evlenmeyi erteliyorlar ya aileleriyle beraber yaşıyorlar belli bir süre ya da oradan, bir yerden desteklerle ayakta kalmaya çalışıyorlar. Tabii, bunlar kendi kendine oluşmadı, özellikle konut ve kira alanındaki bu yükseliş... Çok ciddi bir artış var, inşaat-maliyet endekslerinin çok ötesinde bir artış; bu, son üç yıl içinde uygulanan yanlış politikaların ortaya çıkardığı bir sonuçtur, çok açık ve net. İnşaat-maliyet endeksi yüzde 150 artarken konut fiyatlarındaki, kira fiyatlarındaki artış yüzde 500, birçok yerde yüzde 1.000 arttı. "Faiz sebep, enflasyon sonuç." tezinin Türkiye'yi getirdiği yerdir burası. Hiçbir şey tesadüf değil, bugün Türkiye'nin içinde bulunduğu sıkıntılar; gelir dağılımı bozukluğu, yoksulluk, gençlerin sorunları, bunların hepsi bir biçimde uygulanan yanlış politikaların, vizyonsuzluğun, atılan yanlış adımların, önemli olan alanlara kaynak aktarılmamasının bir sonucudur. Yani, bugün bir genç düşünün, iş buldu diyelim, şanslı, asgari ücretin de üstünde kazansın, bir geliri olsun. Bu gencin yıllar boyunca çalışsa, yirmi yıl çalışsa dahi ev alabilecek bir imkânının olması mümkün değil ancak belki dört yıl, beş yıl çalışır, ailesinden yardım alır, elden düşme bir araba alır. Bu duruma düştü Türkiye, gençler bu durumun içinde. Bu açıdan çok ciddi bir problemdir bu.
Yine, bir tarafta, bakın, hadi, gencimiz şanslı, üniversiteyi bitirdi, eğitim gördüğü alanda çalışmak istiyor ama yok. Bakın, Türkiye'de, atanamayan öğretmenler, gıda mühendisleri, ziraat mühendisleri, veterinerler, arkeologlar, biyomedikal mühendisler, sağlık teknikerleri, radyoloji teknikerleri... O kadar ciddi sorunlar var. Bu gençlerin, beşeri sermayenin yetiştikleri alanda çalışmalarından daha güzel, daha iyi ne olabilir? Bugün, bütün büyüme teorilerinin içinde emek ve sermaye vardır, onun dışında emeğin eğitimi yani beşeri sermaye de o denklemleri, büyüme modellerini kapsar.
Beyin göçü devam ediyor. Eskiden yurt dışına gidip eğitim görenler geri gelmiyordu, şimdi, Türkiye'de eğitim görmüş, burada çalışan insanlar da gitmeye başladı; doktorlar gidiyor, yazılımcılar gidiyor, Amerika'ya gidiyorlar, yazılımcılar Hollanda'ya, Almanya'ya gidiyorlar. Yani, bakın, bu çok önemli bir şey. Yetiştirdiğimiz evlatlarımız bunlar ve biz bunlara Türkiye'de hem maddi imkânları hem de mesleklerini icra edebilecekleri imkânları sağlamak zorundayız. Türkiye Cumhuriyeti'nin, o fakir cumhuriyetin, sermayesini kaybetmiş, insan gücünü büyük ölçüde kaybetmiş cumhuriyetin kurulduğundaki en önemli hamlelerinden biri eğitimdir; alanında yetenekli çocukların tespit edilip yurt dışına gönderilip hepsinin oralarda iyi eğitim gördükten sonra gelmeleri ve Türkiye'nin gelişmesine verdikleri katkı çok önemlidir. Bugün, anlaşılıyor ki artık yeni bir vizyona ihtiyaç var, yani eğitimden istihdama bütün bu alanlarda neler yapılmalı? Yeniden kurgulanmalı bu alanlar. Sayın Bakan, bizim bu konuyla ilgili, ödenek artırımıyla ilgili önergelerimiz olacak. Bunlar önemlidir, önergelerimize destek bekliyoruz hem buradaki Komisyon üyesi arkadaşlarımızdan hem de Bakan olarak sizden de çünkü bu konu önemli.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Türeli, süreniz doldu, bir dakika ek süre veriyorum.
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Tabii, tamamlayacağım, teşekkür ederim.
Yani bu konu önemli, bu konuda önergelerimize destek istiyoruz. Uyuşturucuyla mücadeleden kredi miktarlarının artırılmasına kadar gelin, artıralım; bunlar dokunulmaz rakamlar değil. Burası Türkiye Büyük Millet Meclisi, eğer burada biz bütçe yapmıyorsak, yapamıyorsak, bütçede önümüze gelen rakamların bir tanesine bile, kuruşuna bile dokunamıyorsak o zaman ne yapıyoruz? Sadece konuşuyoruz; işte, o son derece yanlıştır.
Fazla vaktim kalmadı ama biraz spora da değineyim. Yani bu spor konusu da tabii ki çok önemli özellikle gençlikle iç içe düşündüğümüz zaman da birçok sorunla baş etmek açısından önemlidir fakat spor alanında ciddi problemler var. Spor kulüplerinin, özellikle futbol kulüplerinin içinde bulunduğu mali krizler ve borç yüküyle birlikte şeffaf olmayan yönetimlerin yarattığı hesap verilebilirlik sorunları ve güvensizlik, genç sporcular için yeterli altyapı ve gelişim programlarının bulunmaması, antrenman ve müsabakalarda sporcu sağlığına...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Birkaç husus kaldı, tamamlayacağım Sayın Başkan.
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Buyurun.
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - ...yeterince önem verilmemesinin yarattığı yaralanma ve sağlık sorunları, spor ruhunu zedeleyen, stadyumlarda ve spor etkinliklerinde yaşanan şiddet olayları ve yetersiz güvenlik önlemleri ve son zamanlarda sıkça görmeye ve kanıksamaya başladığımız kadın sporuna ve kadın sporculara verilen desteğin yetersizliği ve kadın sporculara karşı sergilenen ve çoğu zaman sosyal medya lincine varan ayırımcı yaklaşım ve tavırlar maalesef, Türkiye'deki sporun önündeki en önemli sorunlardır.
Sayın Bakan, geçen yıl burada 2024 yılını "hareketlik yılı" ilan etmiştiniz ama pek bir hareketlilik olduğu söylenemez, ben bir hareketlilik görmedim, geçmiş yıllardan gelen sorunlar devam ediyor aynen. Bakın, hemen hemen benzer şeyleri konuşuyoruz ve daha da ilginci...
GENÇLİK VE SPOR BAKANI OSMAN AŞKIN BAK - İllerde binlerce faaliyet yapıldı, insanlarla faaliyetler yapıldı.
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Ya, tabii ki, her zaman yapıyorsunuz, kaynaklar bunun için size geliyor ama burada önemli olan fark yaratabilmek, rutini devam ettirmek değil.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI OSMAN AŞKIN BAK - Rutin değil, fark yaratıldı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın, Türeli teşekkür ediyorum.
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Bir dakika, bitireceğim Sayın Başkanım.
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - İki kere uzattım, lütfen selamlayın.
AYSU BANKOĞLU (Bartın) - Sizden daha çok yüzme öğretmiş birileri; rakamlara bak!
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Bir dakika, lütfen.
Mesela, olimpiyatlarda da 84'ten beri ilk kez altın madalya alamamak, bunlar ciddi sorun, bunların üzerine konuşma ihtiyacı var. Neden bunlar oldu? Bunların hepsinin mercek altına alınması, incelenmesi gerekiyor. Dediğim gibi, eğer kaynak yetersizliği varsa gelin ödenekleri burada artıralım, siz de bunun içinde olun, Meclis, bütçe hakkı kapsamında gerekli yetkisini kullansın diyorum.
Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.