| Komisyon Adı | : | BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı Hakkında Kanun Teklifi (2/1988) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 04 .07.2019 |
MAHİR POLAT (İzmir) - Merhabalar.
Çevre Komisyonu üyesiyim.
Tabii, turizme bakınca, turizm hepimizi ilgilendiren bir nokta çünkü bizim kitabi bilgilerimize göre turizm bizler için, hepimiz için bacasız sanayi olarak geçer. Aynı zamanda bir ihracat biçimidir yani döviz kazandırıcı bir yönü vardır turizmin. Bu yönüyle tıpkı ihracatın teşvik edilmesi gibi teşvik edilmesi gereken bir sektörken sektörün tanıtımıyla ilgili, sektör temsilcilerine ek bir yük bindirilmesi burada çok yanlış bir mantık olarak geliyor bana. Türk turizmine baktığımız zaman -verdiğiniz rakamlardan yola çıkarak- dünyada kişi başına yapılan harcama 1.076 dolarken Türk turizmi 812 dolar civarında bir gelir elde etmiş yani burada 812 dolar civarı bir para harcanmış. Bizim ülkemizin ihtiyacı olan, aslında, para bırakacak zengin turistlere ulaşabilmektir, hedefinin de bu olması gerekirken bizim pazarımız, daha çok, Rusya gibi, Arap ülkelerinin bir bölümü gibi, Afrikalılar gibi para harcamayan turizme doğru yönelmiş bulunmaktayız.
Burada kuracağınız komisyonlarda ya da temsilde, yönetim kurullarında -bir hayır kurumu değil burası- çalışacak insanların mutlaka ve mutlaka ücretlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Ücretlendirmediğiniz yerde suistimalin olma ihtimalinin çok çok yüksek olduğunu düşünüyorum. Aslında, turizm işi ülkenin meselesi olup özel sektör eliyle görülüyor fakat tanıtım ajansının giderlerinin turizmciye, özel sektöre çıkarılması çok doğru bir yaklaşım olmamış. Yine, devlet marifetiyle kuruluyor fakat bu ajansın personel alımları özel sektöre göre yapılıyor. Yine, devlet marifetiyle kuruluyor fakat satın alması Kamu İhale Kanunu'nun dışında tutuluyor. Dolayısıyla, ajans kurulmalı fakat külfeti sektöre çıkarılmamalı. Yani sektörü teşvik etmemiz gerekirken sektörün üzerine ilave yük bindirirsek bu gemi yürümez. İşte görüyorsunuz, dev firmalar batıyor, TÜRSAB'a tabi firmalar artık internet üzerinden yaptıkları satışlarda parayı alıp tahsil ettikten sonra ortadan kaybolmalar başlıyor. Dolayısıyla, sektörü rahatlatacak, teşvik edecek şeyler bulmamız gerekirken aslında devletin yüklenmesi gereken tanıtımı da sektöre bindirirsek sektörü fazla götüremeyiz.
En başında da dediğim gibi, esasen, tanıtımın en önemli problemi, zengin ve para harcayan turisti Türkiye'ye çekmektir. Bu nazarda bakılırsa sorunlarımızı daha da doğru çözebileceğimizi düşünüyorum.
Teşekkür ederim.