SEFER AYCAN (Kahramanmaraş) - Bugün sunum yapan 3 bürokratımıza da teşekkür ediyorum sunumları için. Tabii, daha çok da ben üniversite eğitimi, üniversite sınavı üzerindeki gözlemlerimi de aktarmak istiyorum, eski bir akademisyen olarak da bu kurulların içerisinde de yer aldım tabii ki. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezinde de çalıştım sınav yaparken. Hakikaten biraz sonra bir örnek üzerinde de anlatacağım. Bayağı bu konuda mesafe katettiğini düşünüyorum hakikaten. Çok özel işler de yapıyor. Ama, tabii ki sorun bitmiyor.

Yükseköğretim Kurumunda bu kadar özel öğrenci olduğunu belirttiniz. Tabii ki bunları yerleştirmiş olmak güzel ama üniversiteler buna ne kadar hazır? Üniversitelerin altyapıları buna ne kadar uygun? Bir üniversite hocası olarak, üstelik de Ankara'daki bir üniversitenin hocası olarak kendi üniversitem bile buna çok hazır değildi yani. İşte, sadece engelliler için yürüme bantlarının olması yetmiyor tabii ki. Bunun dolaşması var, amfilere girip çıkması var, aynı şeyleri yapmasını bekliyoruz ne kadar mümkün. Yani sadece YÖK'ün bunlara kapasite oluşturması, kontenjan açmasıyla sorun çözülmüyor. Fakülteler, üniversiteler buna çok hazır değil veya bununla ilgili altyapıları olmayınca yerleştirmek de çok sorunu çözmüyor, hatta yeni sıkıntılara da sebep oluyor diye düşünüyorum.

Millî Eğitim Bakanlığı bayağı mesafe katetti özel eğitimle ilgili öğretmen yetiştirmede, bununla ilgili okullar var ama çok daha oraya gidemeyecek durumda olan uzaktan eğitim ya da açık lise formatıyla ders alanlar var. Açık lisenin programlarının da çok iyi hazırlanması lazım. Sadece çocukları mezun etmek, diploma vermenin ötesinde tabii ki herkesin ihtiyacı, isteği, motivasyonu da üniversite kazanmak olduğu için, bir ölçüde de aynı şekilde sınava da hazırlaması gerekiyor.

Şimdi, ben Kahramanmaraş Milletvekiliyim. Bu sene gündeme de düştü, bir Siyam ikizimiz var. Özellikle de gittim, köyünde ziyaret ettim. Muhteşem çocuklar. Yani çok etkilendim onları gördükten sonra. Bu çocuklar liseyi yeni bitiriyorlar, açık lise mezunları. Sınav nedir, bilmiyorlar. "Böyle bir şartta sınava girdik. İlk defa görüyoruz üniversite sınavı nasıldır, bir test çözmedik. Kamerayı ilk defa orada gördük, kamera var tepemizde." diyor. Siyam ikizi olmalarına rağmen -belki sizinle alakalı değil, hukuki bir sorun- ayrı birey olarak sınava girmişler. Ayrı testler verilmiş. Çok da konuşkanlar, cin gibiler. Biri diyor ki: "İkizimin sınavda tutulduğunu hissettim. Yani ister istemez ben oraya fikse oluyorum. Yani onun tutulması, onun tutukluğu beni rahatsız etti." Neyse, bunlar ayrı güzel şeylerdi.

ÖSYM Başkanlığımızı aradım, Başkan Yardımcımızı aradım. Sınavda çok kolaylık göstermişler, teşekkür ediyorum ama bilmiyorum... Özel olarak size sormak istediğim şu: Şimdi, bunların yerleştirilmesini, mutlaka okumasını istiyorum bu çocukların. O kadar motiveler ki. Ama sorun şu: İkisinin aynı yerde okuması lazım. Bunu sağlamamız lazım. Bu konuda YÖK bize ne yapabilir? ÖSYM yapacağını yapmış, şimdi YÖK, yerleştirme aşamasında. Puanı gelince YÖK Başkanımızı da arayacağım ama şu an için bir öneriniz var mı?

Teşekkür ederim.