KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlar, Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı, sayın basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Şimdi, arkadaşların söylediklerini tekrarlamayayım. On Birinci Kalkınma Planı'nın gerçekten bir yıl önce görüşülmesi gerekirdi. Görüşmedik. Birçok konuda böyle yapıyoruz, nedense? İşte önemli düzenlemeler var. İşte Meclis tatile giriyor, üç gün var, hadi koşturuyoruz. Ne oluyor? Yani gerçekten yangından mal mı kaçırıyoruz, niye böyle? Şu kadar zaman geçti, bunları oturup konuşacak, tartışacak vaktimiz vardı. Yine var. Bir sene plansız gidiyoruz, bakın değil mi? 1 Ocakta mı yürürlüğe girecekti On Birinci Plan? Girmedi, Hükûmet çalışmaya devam ediyor. Ne oldu? Şimdi niye hemen bu hafta görüşeceğiz? Gelecek hafta Genel Kurula aşağı yukarı bir gün ayırmışlar. Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu bir çalışma planı da dağıtmış kendi mensuplarına. Niye böyle bir şey yapıyoruz? Bunu gerçekten anlamakta zorluk çekiyoruz. Türkiye Büyük Millet Meclisi, Plan ve Bütçe Komisyonu, yani işte olayı meşrulaştırmak için göstermelik bir yer değil ki, böyle bir şey değil arkadaşlar. Kendi kendimize hakaret etmeyelim. Neticede de şu görüştüğümüz şey -bakın, bütçe görüşüyoruz bir yıl geçerli değil mi- beş yıllık, ekonominin anayasası. Kanunlar var. Bakın, bu kanun ne diyor? Herhangi bir kanuni düzenleme yapılırken, yasa düzenlenirken bu yasanın kalkınma planına aykırı olup olmadığının tespit edilmesini Plan ve Bütçe Komisyonuna veriyor. Temel bir şey görüşüyoruz burada. Sıradan, çok basit bir şey görüşmüyoruz. Beş sene ekonomi ne olacak, ne olmayacak, neleri öngörüyoruz, kaynaklar nasıl dağıtılacak, çok önemli bir konuyu görüşüyoruz ama milletvekillerinin hiçbir şekilde zamanı olmadan, bir şeyle gelecek, tartışamayacağız, konuşup gideceğiz. Bu yanlış bir şey.

BAŞKAN - Niye öyle oluyor, nasıl öyle oluyor, anlamadım Sayın Bekaroğlu.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Değerli arkadaşlarım, yapılacak doğru iş...

BAŞKAN - Sayın Bekaroğlu, bakın, yasa gayet açık. Şimdi 3067 sayılı Yasa diyor ki: "Plan gelir gelmez yirmi dört saat içerisinde Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Komisyonu toplar." Neticede geldi ve topladık biz bunu. Ve beş tam gün geçmesi gerekiyor ki müzakerelere başlayalım.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, ben nasıl anladığımı anlatıyorum. Yani siz öyle anlamış olabilirsiniz. Ben de Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi...

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - 3'üncü maddenin birinci fıkrası açısından, yılbaşından bu tarafa bizim geçirdiğimiz bütün kanunların buna göre denetlenmesi gerekiyor. Bir sürü kanun yaptık.

BAŞKAN - Evet, buyurun.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sayın Başkanım, şimdi elimizde bugün Genel Kurulda görüşülecek bir yasa var. Ziya Altunyaldız kardeşimiz çok çalışkan, yasaların, tekliflerin hepsini hazırlıyor. Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı Hakkında Kanun Teklifi. Bakın, bu teklifi Plan ve Bütçe Komisyonu görüşmedi. Bu teklifin Kalkınma Planına uygun olup olmadığının bu kanun gereği burada görüşülmesi gerekirdi. Sayın Başkanım, planın olmaması çok önemli bir şeydir, çok basit bir şey değil. Bu ülkenin gelenekleri var, Anayasa'sı var, kanunları var. Yani bunu biz burada söylemek durumundayız. "Biz böyle yaptık, keyfî bir şekilde böyle yaptık." olmaz.

Son bir şey, Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısını burada görmüşken şey yapalım: Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım, size sorular yöneltiyoruz. Cevap vermiyorsunuz ya da içeriğiyle ilgili... Varlık Fonu'yla ilgili size soru sordum. Varlık Fonu 1 milyon avro borçlanacak, bunun için, işte, 2 tane bankayı aracı kıldı filan. Sordum "Ne borcu, ne olacak?" falan diye. Bana, Varlık Fonu Kanunu'nun bir maddesini yazdınız ve yolladınız. Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım, bu Varlık Fonu Kanunu Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşüldü ve ben Plan ve Bütçe Komisyonun üyesi olarak bütün maddelerini biliyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Siz sadece benimle alay etmediniz, Türkiye Büyük Millet Meclisiyle alay ettiniz.

BAŞKAN - Lütfen, arkadaşlar...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım, siz hâlâ... Hani diyorsunuz ya "bürokratik vesayet"... Bir bürokrat olarak seçilmişi hizaya... "Böyle bir yetkimiz var." dediniz. Yapmayın böyle bir şey Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım. Böyle bir hakkınız yok sizin.