| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/2019) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 10 .07.2019 |
CAVİT ARI (Antalya) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım, değerli bürokrat arkadaşlarımız; öncelikle, görüşülmekte olan torba yasa içerisinde yer alan 32 madde 15 kanunla ilgili. Ancak genel anlamda baktığımızda da hemen hemen hepsi ülkenin şu an içinde bulunduğu ekonomik durumun kötüye gittiğinin açık göstergesi olarak bulunmakta. Yine, hâlihazırda şu an Mecliste görüşülmekte olan, turizmle ilgili olan kanun teklifine baktığımızda, yine son dönemlerde Meclisimizde görüşülen kanun tekliflerine baktığımızda ülkede ciddi bir ekonomik sıkıntı olduğunu açıkça görebiliyoruz. Zaten piyasa gerçeklerini de yaşayan bir ülkeyiz ve ülkemizde de sokakta, pazarda ciddi bir ekonomik kriz var. Ki zaten son gelişmeler, seçim sonuçları da bunun açık göstergesi.
Şimdi, bir taraftan ekonomik krizle ilgili yaşananlar ama bir taraftan da bu sorunun çözümüne dair esaslı bir tedbir alınmamakta. Bir taraftan bakıyoruz, kanuna aykırı bir şekilde veya en azından etiğe aykırı bir şekilde Merkez Bankası Genel Müdürü görevden alınabilmekte ama bir taraftan bakıyoruz, tarafsız ve bağımsız olması gereken yargının bağımsızlığını sağlamama adına da hâlâ bir taraftan mücadele edilmekte.
Bakın, daha dört beş gün önce Anayasa Mahkemesine bir üye seçildi. Seçilen üye, bakan yardımcısı. Değerli arkadaşlar, eğer bakan yardımcısı olarak görev yapmaya başlamışsa eğer bir kişi, artık şu anki siyasi iktidarın siyasi görevlisi demektir yani siyasi kimlik taşımakta. Her ne kadar atanan bakan, atanan bakan yardımcısı, bürokratmış gibi değerlendirilse de sistemimizde öyle değil yani siyasi kimliği olan bir kişi, bugün, Anayasa Mahkemesi üyeliğine daha dört gün önce atandı.
Şimdi, nereye gidiyoruz yani ülkede ekonomi bir taraftan kötü ama yargı iyi mi? Yargı daha da kötü. Yani bugün Türkiye'de hukuka olan, yargıya olan güven yüzde 20'ler seviyesine kadar inmiş durumda. Bunların hepsi birbiriyle bağlantılı konular değerli arkadaşlar. Yani biz bir taraftan ekonomiyi düşünürken hukuku yok sayamayız. Eğer hukuku yok sayarsak zaten ekonomik sorunlar da yine kendini aynı şekilde kötüye doğru götürecektir. İşte bunların hepsi birbiriyle bağlantılı. Daha geçen sene avukatlıktan geçen 1.200 hâkim, savcı alındı. Malum, kamuoyuyla da paylaşılan bilgi: Yaklaşık bin civarında, siyasi iktidara bağlı, siyasi iktidarın içerisinde görev almış; il başkanlığı, ilçe başkanlığı, meclis üyeliği, belediye başkanlığı yapmış insanlar yargı mensubu oldu. Şimdi bu koşullarda nasıl bağımsız yargıdan bahsedebileceğiz? E şimdi, dolayısıyla siz burada, siyasallaşmış insanları hâlâ yargı içine koymaya devam ederseniz ekonomide gerçekleştirmeye çalıştığınız bu hamlelerin hiçbir samimiyeti olmadığını açıkça göreceğiz ve görmekteyiz de.
Öyle ki bakın, artık ekonomik sıkıntılar gün güne devam etti, şimdi ne yapılacağı şaşılmış vaziyette, nereden para bulunsa gayreti içerisine girilmiş. Türk vergi sistemi içerisinde yıllar önce terk edilmiş ve daha modern bir sisteme geçilmiş olan, beyan esasına dayalı sistem... Örneğin getirilen teklifin 1'inci maddesinde, herkesten gelirinin yüzde 10'u gibi bir vergi alınma yöntemiyle geriye dönük bir sistem dayatılmaya çalışılmakta. E şimdi, her ne kadar bundan geri adım atılabileceği ifade edilse de bu teklifin buraya getirilmiş olması bile gerçekten çok yanlış bir durum.
1'inci maddede, yine, devamında "Sayın Cumhurbaşkanı tarafından, hasılatlarını elektronik ücret toplama sistemi aracılığıyla elde edenleri, taleplerine bakılmaksızın -faaliyet alanlarıyla ilgili hususta- bu sınırlar dâhilinde sektör, meslek grupları ve faaliyet alanları veya bölgeler ya da iller itibarıyla farklı oranlar tespit etmeye Hazine ve Maliyet Bakanlığı, maddenin uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir." şeklinde bir fıkra var.
Değerli arkadaşlar, şimdi, bir vergi sistemi konurken sektörel olarak farklı, illere göre farklı bir vergi sistemi konamaz. Yani modern bir vergi sisteminde illere, kişiye ve sektöre göre bir takdir hakkının Cumhurbaşkanına verilmiş olması, işin baştan Anayasa'ya aykırılığını göstermektedir. Yani burada bu sistemle esasen şu denmekte: Vergi sisteminin bir anlamda çöktüğünü, kontrol mekanizmasının bir anlamda yok edildiğini göstermekte. Çünkü kontrol sistemi düzgün bir şekle getirilmiş olsaydı, zaten böyle bir teklife de ihtiyaç kalmayacaktı.
Şimdi, değerli arkadaşlar, bakın, bu teklif içerisinde birçok değişiklik talebi bulunmakta. İşte ifade edildi Merkez Bankasının yedek akçesinin kullanılması konusu; aslında Türkiye'nin şu an ekonomik anlamda hangi seviyeye geldiğinin, daha doğrusu düştüğünün açık göstergesi. Hep söylenir yani Anadolu insanı bir kenarda "ölümlük, dirimlik" diye bir para ayırır, hele eskilerimiz, yaşlılarımız. Yani bunun, Merkez Bankasının buradaki yedek akçesinin de aslında halk arasındaki tabiri budur. Yani artık bugün ülkemiz ekonomik anlamda bu seviyeye düşürüldü. Yani bunun kamuoyunun bilgisine sunmak istiyorum.
Öyle ki şimdi, bakın, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın, çalışan insanlarımızın oralarda çektikleri emekler var, oralarda sigorta sistemine dâhil oldular. Yine Türkiye'de de sigorta sistemine dâhil olup buradan sosyal güvenlik çatısı altında yararlanmaya çalışıldı yıllarca bu ülkede. Şimdi getirilen sistemle, aslında yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın sosyal güvenlikten bu anlamda yararlanmalarının daha kolaylaştırıcı olmasını sağlamamız gerekirken şimdi şartlarını daha da zorlaştırdığımızı görüyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Lütfen toparlar mısınız.
CAVİT ARI (Antalya) - Toparlıyorum.
Yani demek ki burada yine ekonomik anlamda ciddi sıkıntıların yaşatıldığı ortada ama bunun yanı sıra bakıyoruz ki Gümrük Kanunu'yla ilgili usulsüz şekilde Türkiye'ye girişi yapılmış araçların yasallaşması adına kolaylaştırıcı hükümler getirilmekte ve normal koşullarda alınması gereken ÖTV'nin yüzde 25 ve yüzde 15 oranında alınarak bu araçların yasallığı sağlanmakta. Şimdi, bu araçların yasallığı sağlanırken Vergi Usul Kanunu gereğince veya Gümrük Kanunu gereğince alınması gereken cezalarla ilgili nasıl bir düzenleme var? Bu konuda da bir açıklama yaparsanız ayrıca memnun olacağımı ifade ediyorum ve teşekkür ediyorum.