KOMİSYON KONUŞMASI

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.

Değerli arkadaşlar, tümü üzerinde zannediyorum son konuşmacıyım. Söylenecek her şey söylendi ama ben de tümü üzerinde, maddelere geçtiğimizde belli maddeler üzerinde mutlaka sözümü de saklı tutmak kaydıyla söz almış bulunuyorum.

Bir kere, değerli arkadaşlar, elimde... Ben hep plan, plan diyorum da çünkü hayatım boyunca plansız hareket etmekten nefret etmişimdir; önümü görmek, belli bir plan üzerinde hareket etmek ve sistematik olmak gibi bir tercihim olmuştur, kendi yaşam standardımda, kendi yaşam alışkanlıklarımda.

Şimdi, devletin, tabii ki çok daha idari ve mali anlamda disiplinli ve planlı hareket etmesi birtakım düzenlemelerle, sadece ince ayarlarla yol alması gerekir diye düşünüyorum. Bakın, bu On Birinci Kalkınma Planı'nın bir maddesi, görüşeceğiz bunları: "Vergi adaletinin güçlendirilmesi, vergi tabanının genişletilmesi ve vergi hasılasının artırılmasını sağlayacak şekilde vergi sisteminde revizyonlar yapılacaktır." diyor. Bir başka maddesi "Gelir ve kurumlar vergilerini tek bir kanunda birleştiren, vergi tabanını genişleten, vergiye uyumu kolaylaştıran, öngörülebilirliği artıran, yatırım ve üretimi destekleyen Gelir Vergisi Kanunu'nun yasalaşması sağlanacaktır." diyor. Örneğin "Kapsam, matrah ve vergi oranlarının yeniden düzenlenmesi suretiyle doğrudan vergilerin, vergi gelirleri içindeki payında artış sağlanacaktır." diyor.

Şimdi, ben bunlara baktığımda, bu torba yasada plana yönelik herhangi bir düzenleme olarak maddelerin bütününde böyle bir şey görmüyorum, zaten torba yasa. Şimdi "Bu torba yasa nedir?" diye değerlendirdiğimde, ilk maddesinde hele hele bu "Cumhurbaşkanı tarafından belirlenen sektör ve meslek gruplarında faaliyette bulunanların talep etmeleri halinde..." diyerek Cumhurbaşkanına işte bu "...gayri safi hasılatlarının yüzde 10'u bu faaliyetlere ilişkin vergiye tabi kazanç olarak esas alınır." hükmü Cumhurbaşkanının bizatihi kendisine, istediği kim olursa, kim daha yakınsa, kiminle daha yakın ilişki kurarsa, sektör ve meslek gruplarında faaliyette bulunanlardan istediği gruba böyle bir düzenleme hakkı veriyor olması çok doğru bir yöntem değil diye düşünüyorum. Zaten bunun doğrudan Anayasa'ya aykırı olacağını da düşünüyorum, Meclisin yetkisini Cumhurbaşkanına devretmek suretiyle.

Bu torba yasa aslında Türkiye'de hoyratça yapılan harcamaların bir sonucu önümüze gelmiş bir yasa. Bu torba yasa Türkiye'de üretimi değil tüketimi ve ithalatı teşvik eden politikaların sonucunda önümüze gelmiş bir torba yasa. Tabii ki israfın bugüne kadar yönetimde esas alındığı bir sürecin sonucunda gelmiş bir torba yasa. Yapılan plansız harcamaların sonucunda önümüze gelmiş bir torba yasa. Kamu-özel iş birliğinde olduğu gibi, örtülü harcamaların örtüsünü bile kaldırmadan, o sözleşmelerin ne olduğunu bile görmeden, yasal düzenlemeyle onların örtüsü altında birtakım düzenlemelerle önümüze gelmiş bir torba yasa.

Değerli arkadaşlar, Meclisimiz yani yasama organı, bu düzenlemelerle üzerindeki yetki konusunda ipin ucunu kaçırmış durumda. Artık önümüze gelen bir şekilde Komisyondan da geçiyor, Meclisten de geçiyor. Bu ipin ucu çoktan kaçmış durumda. Bakın, EYT'lilerin beklentileri var, Hükûmetin, siyasal iktidarın verdiği bir söz olarak 3600 ek gösterge bekleyenler var. Emeklinin işçinin, memurun, ücretlilerin beklentilerinin, çiftçinin ve esnafın, sanayicinin umutlarının hayal olduğunun itirafı olarak ifade edilebilecek bir torba yasa geldi önümüze ve krizin ve aslında çaresizliğin bir itirafı olarak okuyorum ben bu torba yasayı.

Maddeler üzerinde daha sonra söz alarak daha madde özelinde ve detayında konuşmak dileğiyle, teşekkür ediyorum Sayın Başkan.