| Komisyon Adı | : | İNSAN HAKLARINI İNCELEME KOMİSYONU |
| Konu | : | İçişleri Bakanlığı temsilcilerinin kolluk kuvvetlerine verilen insan hakları eğitimi ve insan hakları duyarlığının arttırılmasına ilişkin olarak yapılan faaliyetler hakkında yaptıkları sunumlara ilişkin görüşmeler |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 10 .07.2019 |
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - İlk söz isteyen milletvekili bendim ama beni sona bıraktınız. Yüksek adalet duygunuza hayranım.
Değerli genel müdürüm, hoş geldiniz. Kısaca soracağım, uzatmayacağım çok. Malum, Halfeti'deki işkence iddiaları Urfa Barosu raporlarına yansımıştı. İçişleri Bakanlığından bir cevap gelmedi. Ankara Emniyetindeki işkence iddiaları Ankara Barosunun raporuna vahim bir şekilde yansımıştı. Ankara Emniyeti "Usulsüzlük, hukuksuzluk yoktur" açıklaması yaptıktan sonra Ankara Barosu açıklama yapmıştı ancak İçişleri Bakanlığı tekrar bir açıklama yapmadı. Biz konu hakkında soru önergeleriyle sorduk, hâlen cevap alamadık.
İki: Türkiye'de beş aydır kaçırılan 6 kişi var. Sezgin Bey'in bahsettiği gibi bu kişiler hakkında hiçbir işlem yapılmıyor, hiçbir adım atılmıyor. Birleşmiş Milletler Zorla Kaçırılma Komitesi ve AİHM'in bu kişiler hakkında sorduğu sorulara beş aydır Adalet Bakanlığı da cevap veremiyor, İçişleri Bakanlığından da bir ses seda yok. Bu kişilerin önceki birçok vakada olduğu gibi legal olmayan merkezlerde işkence gördüğü ve bundan dolayı son derece ağır bir yaşam hakkı ihlali mağduru olduğu düşünülüyor. Binlerce MOBESE kamerasının olduğu Edirne'den Ankara'ya kadar kaçırılan kişilerin eşleri götürüldü ama MOBESE kameralarıyla ilgili bir inceleme de yapılmadı çünkü ailenin yanında kaçırılmıştı, kişi ayrı bir arabaya, eşi ve 2 çocuğu ayrı bir arabaya konularak Edirne'den Ankara'ya kadar götürüldü. Anne kaçıran kişilerin resimlerini de çizdi, iyi bir ressamdı; bu da nazarıitibara alınmadı. Binlerce MOBESE kamerası incelemesi yapılmadı ve şu anda tüm uluslararası insan hakları kuruluşlarının çağrılarına rağmen, Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığından verdiğim soru önergelerine tek bir cevap alabilmiş değilim.
Üçüncüsü: Açlık grevleri esnasında Gebze'de tüm kamuoyunun tepki gösterdiği bir olay yaşanmıştı. Bir polis memuru bir kadını, bir anneyi arkadan dürtüklüyordu. O kadın yürüdüğü hâlde arkadan dürtükleyerek yürümesini istiyordu. Konu hakkında bir soruşturma başlatıldığı söylendi. Aradan sanırım üç dört ay geçti, hiçbir açıklama yapılmıyor. Kocaeli Valiliğine de bu konuyu soruyorum, bir açıklama yok. İkincisi, bu açlık grevleri esnasında Urfa Milletvekilimiz Ayşe Sürücü bir kadın polis amiri tarafından darbedilmişti. Milletvekilimiz İçişleri Bakanlığına ve adli makamlara suç duyurusuyla başvurmuşu. Yine aylar geçti İçişleri Bakanlığından tek bir cevap yok. bir soruşturma başlatılıp başlatılmadığını bu iki vaka için ve eğer varılmışsa sonucu hakkında bilgi istiyorum.
Dördüncüsü: Pasaport işlemleri. Yüz binlerce KHK'liye pasaport verilmiyor. Bu aslında anayasal seyahat hürriyetini çiğnemektir, gasbetmektir. Aynı zamanda KHK'li olmasa da yüz binlerce kişiye tahditler getirildi. Mahkeme kararıyla aslında insanların pasaportu konusunda bir karar alınabilir. Ancak kişinin eşiyle ilgili bir suç isnadından dolayı masumiyet karinesi anayasal ilkedir, çiğnendi ve o kişiler hakkında da pasaport tahditleri getirildi. Bu konuda İçişleri Bakanlığıyla çok konuştum. Sayın Bakan Yardımcımız Mehmet Ersoy'du sanırım, onunla da konuştum, Sayın Bakanla da konuştum Meclise bütçe görüşmelerine geldiklerinde. Birçok vakaya konuştuk. Hiç üstü örtülecek vakalar değil. Kişi hakkında hiçbir suç durumu olmadığı hâlde pasaportlarına uzun süreli tahditler getirilmişti.
Beşinci sorum: Gözaltı merkezlerini anlattınız. Gözaltı merkezlerinde OHAL dönemi içinde kötü muamele ve işkence sonucu öldürüldüğü iddia edilen Gökhan Açıkkollu isimli bir memur vardı, öğretmen vardı. Yaklaşık üç yıl geçti, otopsi raporlarında İnsan Hakları Vakfı da, Şebnem Korur Fincancı da yaptı ve diğer birçok yetkilinin otopsi raporunda da işkence bulguları vardı, kafa içinde kanamalar vardı, kaburga kemiklerinde kırıklar vardı, bunlar da yansımıştı. Aradan üç yıl geçti, bir soruşturma var mı, ne yaptınız? Adli soruşturmaların yürümediğini biliyorum, onu size sormuyorum ama idari açıdan Gökhan Açıkkollu vakası için ne yaptığınızı soruyorum.
Yine Başkan bizi konuşturmadı ama "sahte belge" demişti ama bu belge sahte değil arkadaşlar. Bu belge Deniz Kuvvetleri Komutanlığının...
BAŞKAN - Hiçbir şekilde "sahte belge" ifadesi kullanmadım Sayın Gergerlioğlu.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Önceki hafta kullandınız. OHAL Komisyonu Başkanı da şu belgeye "sahte belge" demişti. Bu belge Deniz Kuvvetleri Komutanlığının ıslak imzalı...
BAŞKAN - Sayın Gergerlioğlu, sorularınızı tamamladınız mı?
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Lütfen... Bakın, işinize gelmediği zaman benim sözümü kesmeyin.
BAŞKAN - Gündemimiz bu değil Sayın Gergerlioğlu. Sizi gündeme davet ediyorum.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Sorularımı tamamladım. Hiç kimseye müdahale etmezken bana etmenizin anlamını...
BAŞKAN - Sayın Gergerlioğlu, konumuza ve gündemimize davet ediyorum sizi.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Sayın Başkan, siz hak ve hakikatten uzaklaşmayın lütfen.
BAŞKAN - Sayın Gergerlioğlu, üçüncü kez sizi gündeme davet ediyorum.
Bitti mi?
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Bitirdim. Biraz tahammül Sayın Başkan, adalet...