GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Öncelikle Merkez Bankası Başkan Yardımcıma teşekkür ediyorum samimi cevabı için ve gerçekten de böyle olmasını arzu ediyoruz ama Sayın Cumhurbaşkanı bunu bu şekilde açıkladığı için, bu da bu şekilde yankılanacaktır, ta ki Sayın Cumhurbaşkanı bunu yalanlayıncaya kadar maalesef. "Ben talimat verdim, Merkez Bankası Başkanı bunu uygulamadı, o yüzden görevden aldım." dedi. Bu da Merkez Bankasının itibarı üzerinde ciddi bir hasar daha yaratmıştır maalesef, bunu da kabul edersiniz eminim ki.

Biz da açıkça söyleyeyim, aynı durumdan muzdaribiz yani kuvvetler ayrılığı uygulanmadığı için Meclis de itibar kaybediyor, yargı da itibar kaybediyor, Merkez Bankası da itibar kaybediyor. Bütün bunlarla ilgili de maalesef Sayın Cumhurbaşkanının tavrı bütün kurumlarımıza kaybettiriyor ve Türkiye'ye kaybettiriyor bu anlamda.

Maddeye gelirsek değerli arkadaşlar, bakın, yıl başında, normalde nisan ayında aktarılması gereken kârı ocak ayına aldık, öyle değil mi arkadaşlar ve sanıyorum 34 milyar TL'yi yıl başında, ocak ayında hazineye aktardınız Sayın Merkez Bankası Başkan Yardımcım, 34 milyar TL'yi. Niye bunu yaptık? Çünkü martta seçim vardı, hazinede para yoktu, seçim ekonomisi uygulanması gerekiyordu, aktarıldı. Arkadaşlar, o para bitti. Nisan ayında kurumlar vergisi ödediniz. Kurumlar vergisi, sanıyorum, 12 veya 13 milyar TL kurumlar vergisi ödediniz, bu da hazineye geçti, bu para da harcandı, gitti. Şimdi, diyoruz ki arkadaşlar: 46 milyar TL daha hazineye aktaralım. Bakın, toplamda 94 milyar TL bu yıl Merkez Bankamız hazineye para vermiş olacak. Bu, çok ciddi bir parasal genişlemedir ve tek seferlik bir gelirdir bu, tek seferliktir yani gelecek yıl yedek akçe böyle bir rakam oluşturmayacak sonuç olarak.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Kurumlar vergisi yine gelecek canım.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hayır, yedek akçe böyle bir rakam oluşturmayacak arkadaşlar.

Düşünün ki, bakın, bu yıl tek seferlik başka ne gelirlerimiz var? İmar affı, bedelli askerlik gibi pek çok tek seferlik gelirimiz var. Vergi affı getirdik, diğer başka aflar getirdik, bunlarla ilgili pek çok tek seferlik gelir var. Bu anlamda, açıkça söyleyeyim arkadaşlar, sürdürülebilir bir durumun dışındayız. Hani "Nefesimiz tükendi." veya "Damarda kan kalmadı, piyasaya biraz kan vereceğiz, bünye canlanacak, ondan sonra koşacağız; gelecek yıl zaten şartlar çok daha iyi olacak." dersek amenna ama gelecek yıl kış devam edecek, öyle gözüküyor. Yani resesyon devam ediyor, stagflasyon devam ediyor ve bu genişlemeci para politikası da emin olun -benim beklentim tabii ki umarım yanılırım- enflasyon üzerinde çok ciddi etki edecek.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bu ilave 46 milyar TL'de... Yani doğru yerlere aktarılacağını bilsem yine amenna, hani, ne bileyim, gerçekten sosyal politikalar anlamında, piyasanın canlanması anlamında kullanılsa eyvallah ama Hükûmetin bu kaynakları nereye kullandığını çok iyi biliyoruz. Maalesef, üretken olmayan, israfa dayalı yerlere aktarılıyor, faize gidiyor, faiz döngüsü, faiz-döviz döngüsü içinde kaybolup gidiyor bu rakamlar, güven yok oluyor. Güven yok olduğu için de normal vergi de toplayamıyoruz, piyasada çarklar dönmüyor. Ya, bu parayı bünyeye versek, çarklar dönse yine eyvallah diyeceğim ama öyle bir beklentimiz yok. Bu da maalesef, boş kuyuya atılmış bir kova daha su olmuş olacak. Ya, kuyu boş arkadaşlar, boş olduğu için 46 milyar daha çekiyorsunuz, şey yapmayın Mustafa Bey, öyle, kuyudaki su bitti.

MUSTAFA SAVAŞ (Aydın) - Biz 2015 Kasımdan beri burada birlikte çalışıyoruz, siz her yıl her konuşmanızda "Kış gelecek." dediniz ama bir türlü o kış gelmedi.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ya, kışın içindeyiz, daha ne olsun ya! Kara kışın içindeyiz, kara kışın içindeyiz, kara kış.

CAVİT ARI (Antalya) - Bahar geldi, bahar Sayın Başkan.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Kara kış... "2 trilyon dolarlık ekonomi" dediniz, 700 milyar dolarlara düştük. 700 milyar dolar ve aşağı doğru da gidiyoruz.

İLHAN KESİCİ (İstanbul) - Mustafa Bey, bundan sonraki kara kış, kış değil.

BAŞKAN - Sayın Paylan, devam edin.

Buyurun.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bütün arkadaşlara soruyorum, benim şimdi somut sorum şu: Arkadaşlar, geçen sene buraya Maliye Bakanımız geldi -öyle değil mi- dedi ki: "Ben 80 milyar lira açık vereceğim arkadaş." Ya, biz de dedik ki: "Nasıl yapacaksın?" "Vereceğim arkadaş, vergi gelirlerini yüzde 25 artıracağım, 80 milyar açık vereceğim." dedi. Altıncı ayın sonu itibarıyla 80 milyar açık bitti, buna rağmen, bakın, bu paralar aktarıldığı hâlde, tek seferlik gelirler olduğu hâlde açık bitti. Yıl sonu benim açık hedefim 170-180 milyar TL, ben öyle bekliyorum. Ve bunu da Merkez Bankasından gelen kaynakla finanse edecekler, öyle gözüküyor, 94 milyar TL aktaracaksınız. Bu, enflasyonist bir baskı yaratmayacak mı? Bir Para Politikası Kurulu üyesi ve Merkez Bankası Başkanı olarak size ve tabii teklif sahibi olarak size soruyorum. Bu, enflasyonist bir baskı yaratmayacak mı? Yeni bir enflasyon-faiz-döviz sarmalına girme riskimizi görmüyor musunuz? Yani talep baskısı yok, bunu görüyoruz çünkü güven olmadığı için talep yok, güven endeksi dipte gittiği sürece böyle ama ya güven endeksleri, dediğim gibi, bahsetmiştim ya önceki konuşmamda. Bu 46 milyar TL de bir anda tekrar bir kortizon etkisi yapıp, geçici bir hareketlenme sağlayıp enflasyon üzerinde tekrar baskı yaparsa ve faiz politikanızı çok hızlı düşürmüş olursanız, hani 3 puan, 300 baz puan, 300 baz puan; bir anda 17'de, tekrar ayazda yakalanmaz mıyız ve yeni bir konjonktürel riskte, ayazda yakalanmaz mıyız ve yeni bir sarmala girmez miyiz diye somut bir soru soruyorum.