KOMİSYON KONUŞMASI

SELİN SAYEK BÖKE (İzmir) - Ben de teşekkür ediyorum Sayın Yılmaz'a, hakikaten hepimizin belki de aç olduğu bir bilgi paylaşımı oldu.

Benim birkaç sorum var hâlâ ve hâlâ. Şimdi, esasında buradaki mesele biraz daha teknik ötesinde, siyasi bir mesele yani niye şimdi, neden şimdi akla geldi bu? Böyle hukuki hukuki, uzun uzun gerekçeler anlatılmış. Dolayısıyla esas yanıtlanması gereken soru teknik bir soru değil, neden bugün birden aklımıza ihtiyat akçesine el konulması gerekliliği düşüverdi ve böyle bir torba yasa maddesi karşımıza çıktı?

Şimdi, bunun zamanlamasına dair soru, genel kurulu beklemeden esasında kârı ocakta zaten hazineye aktarmış olmaktan ortaya çıkmış bir yanıt var yani niyet aramaya falan da gerek yok, bir şey yaşandı zaten. Şimdi, para ihtiyacı olduğunu demin de söylediniz zaten "Piyasada bir likidite sıkışıklığı var, bu likidite sıkışıklığını aşmak için." denildi ama öte yandan, Sayın Kuşoğlu'nun demin söylediği gibi, Merkez Bankasının, madde 40'ta söylendiği gibi, bankaların bir sıkışıklığı olduğu takdirde ihtiyat olarak Merkez Bankasının kullanabileceği bir akçe olarak da değerlendirilen bir fon şimdi Hazinenin likidite ihtiyacı için kullanıyor. Niye Hazine esasında finansal piyasalardan daha öncelikli sorusuna bir yanıt verilmesi gerekiyor yani hangi ihtiyacı karşılamak için bu acele var?

Bir de şu soruyu da ister istemez akıllara düşürüyor: 90'lar deneyimi ve 2000'lerin başındaki kriz deneyimi, maliye politikasının sıkıştığı zaman Merkez Bankasına dönüp "Bir el atıver." demesinden farkı ne bunun?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SELİN SAYEK BÖKE (İzmir) - Yani parasallaşma değil diyorsunuz ama bir refleks doğuruyor esasında. Başım sıkışırsa ne olur? Dönerim, Merkez Bankasının kârını alırım, o bittikten sonra ihtiyat akçesini alırım, o da bittikten sonra derim ki: "Para basıver." Zaten denildiğini itiraf ediyor üst merciler ama. Yani bunun doğuracağı parasallaşma kurumsallığını engellemenin önünde artık hiçbir hukuki dayanak kalmamış vaziyette. Bu refleksin çıkmış olmasının mali disipline ve Türkiye ekonomisinin risklerini artırmasına dönük etkisi göz ardı edilemez. Bunu, lütfen, Merkez Bankası yönetiminin burada tartışıyor olması gerekiyor. Bunun riski döviz kuruna yansıyor, faizlere yansıyor, sonra sorumluluk olarak size dönüyor. Bu yokmuş gibi davranmayı yanlış buluyorum ben.

Bir soru işareti daha var. Ben bu maddeyi ekonomistlerle tartışırken konu teknik olmaktan hızla siyasiye döndü ve bana şunu sordular: "Bugün Hazinenin ihtiyacı var diye ihtiyat akçesinden vazgeçilmesini düşünen bir anlayış, yarın bir kararnameyle, ya, şirketlerin de ihtiyat akçesine ihtiyacı yoktur zaten, kaldırıverelim." der mi?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Lütfen tamamlayalım.

SELİN SAYEK BÖKE (İzmir) - Efendim, önemli konular konuşuyoruz, hani konuşmakta bir sakınca yok diye umuyorum ama.

Son sorumu soracağım ya da bir yanıt verilmesi gerekiyor, ne buna engel olacak? Yani hani "insicam bozulma" lafını sevmem ama gerçekten bozuldu.