BAŞKAN - Çünkü biz bu Komisyon çalışmalarında ilk günden itibaren şunu gördük: Amerika'yı yeniden keşfedecek hâlimiz yok. Aşağı yukarı ilgili herkes -ister kamu ister sivil toplum ister dernek vesaire- sorunun ne olduğu konusunda hemfikir, en başta bir sorun olduğunda hemfikir, sonra bunun niteliğinde de hemfikir az çok, sonra bunun değişik yaş ve cinsiyetle sosyal statü gruplarına göre ne tür tedbirler alınması gerektiği konusunda da hem kamuda hem özel sektörde, sivil toplumda geliştirilmiş pek çok proje var. Dolayısıyla bizim Komisyon olarak yeni bir şey bulgulamak gibi bir iddiamız olmayacağını gördük ama buna karşılık çok önemli bir işimiz olduğunu da, bir sorumluluğumuz olduğunu da bu vesileyle görmüş olduk. Evet, herkes bir şeyler yapıyor ama çok azımız başkalarının yaptığından haberdar. Yani, Türkiye Bilişim Derneğinin çok güzel çalışmaları var ama Yeşilayın bundan haberi yok, Yeşilayın çok güzel çalışmaları var, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinin... Ben abartarak söylüyorum, onların var birbirinden haberi, sizin de muhtemelen var. Yani kurumların hatta bazen bakanlıkların Aile Bakanlığı ile Millî Eğitim Bakanlığı; Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanlığı ile Sağlık Bakanlığının birbirlerinin yaptığından ya haberi yok veya haberi varsa bile buradan nasıl bir sinerji türetilebileceğini çalışmıyorlar, çalışmamışlar. Şimdi, bizim Komisyonumuzun -muhtemelen, inşallah- hazırlayacağı rapor öncelikle buna yönelik olacak. Önce her kurumda neler yapıldığının kısa bir özetini koyduktan sonra bunlar arasında nasıl bir iş birliği, ne tür iş birlikleri geliştirilebileceğini de inşallah, raporumuzla bir nebze aydınlatmış olacağız diye ümit ediyoruz.

Onun için size çok teşekkür ediyoruz yaptığınız çalışmalar için ama bütün katılımcılara söylediğimiz bir şeyi sizinle de paylaşalım: Lütfen, siz de başkalarının bu konularda neler yaptığını da araştırır veya en azından bir biriminizi bu konulardaki komşularınızla tanışmaya yönlendirirseniz hem sizin yaptıklarınız hem onun yaptıkları daha da bereketlenir diye ümit ediyoruz.

Çok teşekkür ederim.