KOMİSYON KONUŞMASI

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Şimdi, benim sorum aslında şu: "ÇED raporu veriliyor, verilmiyor." dediniz. ÇED Genelgesi uyarınca, verilmese bile, yani orada halk buna itiraz etse bile 2009/7 sayılı bir Genelge uyarınca İDK yeniden toplanıyor, mahkeme kararı esastan olsa bile İDK toplanıp "ÇED'in şu şu şeyleri ortadan kaldırılmıştır." denilip yine ÇED veriliyor. Yani, ÇED verilmesi bir mesele hâlinde değil şu anda maalesef.

Şimdi, ben şunu merak ediyorum: Pirolitik yağ nedir; fosil kökenli midir, değil midir bu lastiklerden elde edilen yağ? Geri dönüşüm aslında o. Geri dönüşüm ile yenilenebilir enerjiyi birbirine karıştırıyoruz da karıştırmak çok doğru değil. "Yenilenebilir enerji" kavramı içerisinde destekleme mekanizmasından yararlanıyor ama yenilenebilir enerji kaynağı değil atık yağ yani fosil kökenli yağ. Araç lastiklerinden elde edilen pirolitik yağ ile atık motor yağları mesela, bunlar da mı yenilenebilir enerji? Bunlar da mı değerlendirilse yenilenebilir enerji destekleme mekanizmasından yararlanacak? Böyle bir şey olabilir mi değerli arkadaşlar? Yenilenebilir enerji, adı üzerinde, fosil kaynaklı olmayan, tükenebilir olmayan, yenilenebilir ve özellikle burada bahsedilen "biyokütle" dediğimiz... Hele hele biyokütlenin adı dünya literatüründe yoktur ya; fosil kaynaklı bir yağın, fosil kökenli bir yağın, pirolitik yağın dünya literatüründe "biyokütle" olarak tanımlandığı hiçbir yerde görülmemiştir ve biz buna "biyokütle enerjisi" yani "yenilenebilir enerji kaynağı" deyip bunun üzerinden destekler veriyoruz. Ne için? İşte, Türkiye'nin şeyi.

Lütfen, o soruma yanıt verirseniz... Aldınız herhâlde sorularımı Sayın Bakan Yardımcım. Yani, bu çok önemli bir konu aslında yani böyle bir maddeyle geçiştirilip "Hadi, o da yararlansın." denecek bir mesele değil. Bunun arkası daha zincirleme çok gelecek, gelmemesi lazım. "Biyokütle" tanımı 2016 yılında bir kanun düzenlemesiyle, eklemesiyle, "biyokütle" tanımının düzenlenmesiyle değiştirilmiş ve maalesef sanayi atık çamurları bile "yenilenebilir enerji biyokütle kaynağı" tanımına girmiş. Maalesef yani inanın dünyada böyle bir kavram, böyle bir yaklaşım söz konusu değilken biz buna "biyokütle" diyoruz; kendi kendimizi mi kandırıyoruz acaba?

Teşekkür ediyorum.