KOMİSYON KONUŞMASI

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Değerli arkadaşlar, şimdi, öncelikle şehir hastanelerinin bugünkü durumuna şöyle bir baktım. Yapımı tamamlanan 8, yapım inşaatı devam eden 12 şehir hastanesi var; toplam 20 proje. Yani, sözleşmesi yapılmış ve bu kanun değişiklikleri kapsamına giren 20 proje var ki yaklaşık 11,31 milyar dolarlık sözleşme değerine sahip, çok ciddi bir değer.

SAĞLIK BAKAN YARDIMCISI HALİL ELDEMİR - Yatırım bedeline sahip, sözleşme bedeli ayrı.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Evet yatırım. "Sözleşme değeri" olarak geçiyor Cumhurbaşkanlığının yayınladığı KÖİ projeleriyle ilgili kitapçıkta.

Şimdi, burada, tabii, sağlık projelerinde, 20 proje olarak tanımladığımız bu yap-kirala-devret modelinde özel sektör tesisi yapmakta, fiziksel donanımını sağlamakta, belirlenen süre boyunca sözleşmede belirlenen alanları işletmekte ve sonunda tesisi kamuya devretmektedir ve bu süreye baktığınızda genellikle yirmi dört, yirmi beş yıl gibi bir süre, bütün projelerde birbirine çok yakın. Şimdi, burada "sözleşme bedeli" tanımı olarak getirilen maddede, bu tanımda "Sözleşme kapsamında işletme dönemi boyunca yükleniciye ödenecek kullanım bedeli ile hizmet bedelinin yönetmelik çerçevesinde hesaplanan net bugünkü değerler üzerinden elde edilen toplamı" diyor yani net bugünkü değerleri üzerinden elde edilen toplamı "sözleşme bedeli" olarak tanımlamış ve bunun artırılmaması ama azaltılabilmesi... Tabii, sözleşmeyi görmüyoruz Sayın Bakan Yardımcım. Görmediğimiz, bilmediğimiz sözleşmede, içeriğinde hangi değerler üzerinden yapılmış olduğunu, döviz cinsinden mi, Türk lirası cinsinden mi, hangi öngörülerle, hangi faiz, enflasyon, döviz kuru öngörüleriyle yapılmış bir sözleşme olduğunu bilemediğimiz yine bir karanlık kuyunun içerisinde ışığı görmeye çalışıyoruz, bir karar vereceğiz. Vereceğimiz karar kamu yararına mı olacak zararına mı olacak? Yani, buradan biz kamu adına bir yarar mı sağlayacağız, bir zarar mı sağlayacağız, zarar mı çıkacak ortaya, bunu kestirebilmemiz dahi mümkün değil. Tabii, burada ihale süreçlerine, bunun...

Esas burada dikkatle ve ısrarla ve altını çizerek durmamız gereken mesele, bu duruma nasıl geldi, neden geldi? Niye azaltma ihtiyacı duyuyoruz? Yani, çok fahiş değerler üzerinden mi bu sözleşmeler yapıldı da şimdi kamu yararını düşünüyoruz? Önümüzdeki süreç adına çok fahiş bedeller ödeyeceğimizi mi gördük de bu kur değişimleri, bu artan faiz ve enflasyon oranları karşısında çok yüksek bedeller üzerinden şirketlerin hastane işletmesiyle mi karşı karşıyayız? Sağlık sisteminde gelinen nokta bu tür azaltımı sağlayacak bir düzenlemeyi getirmek zorunda bıraktı. Ben açıkçası bu konuda bir şey diyebilmek için yani bu konuda karar verebilmek için yeterli bilgiye sahip olmadığımızı düşünüyorum sözleşmeler üzerinden.

Bakın, bir sözleşme yapıldı bu şehir hastaneleri projelerinde. Proje fizibilitelerini ve diğer ön hazırlıklarını devlet yapıyor, bu projenin yapımı için esnek ihale yöntemlerinden biri olan, özel şirketlere ticari sır olan özel bir sözleşmeyle veriyor. Burada büyük bir kısmı, neredeyse tamamı pazarlık usulü ihale. Kendi kanun maddesinde de aslında pazarlık usulü ihalenin nasıl yapılması gerektiğini düzenlediği hâlde buna uygun mudur, değil midir, bunun kendisi bile tartışma konusu ki bakın, söz konusu kanunda, bu şehir hastaneleriyle ilgili, daha doğrusu Sağlık Bakanlığınca kamu-özel iş birliği KÖİ modeliyle ilgili kanunda 3'üncü maddenin (8)'inci fıkrasında pazarlık usulü ihalenin hangi hâllerde yapılacağı açıkça belirtilmiş ama yapılan ihalelerin büyük bir kısmının pazarlık usulü ihale olduğunu da biliyoruz. Dış kredi ihtiyacı duyacak olan şirketlerin projenin en az yüzde 20'lik kısmını öz kaynaklarıyla yapmak zorunda olsalar da finansman gerekmesi konusunda kredi için hazine garantisi verildiği, ödeme güçlüğü çekerlerse borçlarını hazinenin üstleneceği, ayrıca şirketlere devlet tarafından vergi indirimleri, muafiyetler, SGK primlerinde indirimler ve benzeri çeşitli teşviklerin verileceği, bu da yetmez, tabii, inşa edilen bu hastanelerin yirmi dört, yirmi beş yıl süreyle kiralanması ve hastaneyle birlikte otoparkın, kafeterya, restoran, otel ve benzeri ticari alanların işletmesinin de şirketler tarafından yapılacağı...

Sayın Bakan "Burada kesinlikle hasta garantisi yok." diyordu, hâlen daha o konuda bir bilgi sahibi değiliz, sadece Sayın Bakanın sözünü bu devletin, Hükûmetin bir bakanı olarak güven duygusuyla kabul ettik ama yine de bunu bilemiyoruz ve böyle bir madde, kanun değişikliği karşımıza geliyor, deniyor ki: "Bu konuda biz böyle bir sözleşme bedeli üzerinden bir değişiklik yapılmasını, elimizi rahatlatacak bir değişiklik yapılmasını istiyoruz net bugünkü değer üzerinden." İnanın ben verilecek kararın çok belirsiz ve aynı zamanda risk altında bir karar olduğunu düşünüyorum, kamu yararı olup olmadığı konusunda endişelerim var, bunu izah etmek istedim.

Teşekkür ederim Sayın Başkanım.