FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Sayın Başkan, teşekkür ederim.

Değerli bürokratlar, sizleri de saygıyla selamlıyorum.

Efendim, kamu-özel iş birliği, sağlık hizmetinin bir kamusal hizmet dışına çıkmasına sebep olmuş ve sağlık hizmetinin âdeta para kazanılır ticari bir hizmet alanı hâline dönüşmesine neden olmuştur. Yap-kirala-devlet şeklinde yapılmış olan şehir hastanelerinde hizmetin odak noktası insan sağlığı değil hastanedeki şirketlerin kâr etmesi hâline dönüşmüştür. Bu yasa teklifi de âdeta bir itiraf niteliğindedir. Bakın, biraz önce yansıttığınız grafi de onu gösteriyor. Yani bu sistemin kamuyu oldukça büyük bir zarara uğrattığını da itiraf ediyorsunuz burada çünkü kamu büyük olasılıkla burada zarara uğradı, hatta her şehir hastanesine ödediğiniz parayla 8 tane aynı şehirde hastane yapılabileceğine dair bilgiler var. Bu yasa teklifiyle de ölçüsüz olarak ödediğiniz kamu kaynaklarına sınır getirmeye çalışıyorsunuz. Demek ki öngörünüz oldukça zayıf. Bakın, yüksek miktarda kamu kaynaklarını boşuna kullanmış olduk.

Efendim, şimdi, görüyoruz ki, dövizle de bir ödeme var. Yerli ve millî olduğunu iddia eden bir iktidarın, Türk Lirasını kuvvetlendirmek isteyen, enflasyonla mücadele etmek isteyen bir iktidarın dövizle sağlık hizmeti satın almasını da yadırgadığımı ifade etmek istiyorum ve şiddetle, bir an önce dövizden vazgeçip sağlık hizmetinde mutlaka Türk Lirasına dönülmesi gerektiğini belirtmek istiyorum.

Yine, sözleşmeler neden saklanıyor? Bakın, bu kadar muallakta. Şeffaf bir yönetimi niçin sergilemiyorsunuz? Sakladıkça altında başka şeyler aranıyor. Mesela, bürokrat arkadaşımız, şu anda siz sözleşmenin içeriğini biliyorsunuz, değil mi? Biraz önce ticari sır olduğunu ifade ettiniz. Şöyle söylemek istiyorum:

İktidar milletvekili arkadaşlarım, burada, lütfen, dikkatinizi çekmek istiyorum, sizlere seslenmek istiyorum. Bir bürokrat, millet için hizmet eden bizlerin, milletin temsilcilerinin bilmediği bir konuyu biliyorsa ticari sır olarak da bizlerle paylaşmıyorsa burada sizlerin yetersizliği vardır arkadaşlar yani bir bürokratın bildiği bir noktayı bir milletvekili hayli hayli bilmelidir. Her şeyden önce de iktidar partisi milletvekili arkadaşlarıma sesleniyorum: Ticari sır diye bir şeyi kabul etmiyorum. Biz, milletin temsilcisiyiz, millete hizmet ediyorsunuz ve millete hizmet ederken de sır diye bir şey olmaz. Yabancılara kaynak mı aktarıyorsunuz diye sormak istiyorum ben. Sözleşmeleri bir an önce açıklayın. Ticari sır diye bir şey yok. O zaman, her bürokrat kafasına göre "ticari sır" der. O zaman Meclisin denetim yetkisi nerede kaldı? Biz neden milletvekili olduk? Millete nasıl hesap vereceğiz? Milletin kaynakları yabancılara nasıl gidiyor nasıl bileceğiz? Böyle bir savunma olmaz. O zaman her bürokrat...

Değerli iktidar partisi milletvekili arkadaşlarım, sizlere tekrar sesleniyorum: Her bürokrat sıkıştığı noktada "ticari sır" der, bu Meclisle hiçbir bilgiyi paylaşmaz. Vatandaşımızın sırtından da böyle milyarlarca dolar dışarıya akar gider. Evet, şu anda hortum bağlanmış, milletimizin sağlığı üzerinden dışarıya kaynak aktarılıyor. Bunun bir an önce çözülmesi gerektiğine ben inanıyorum.

Bakın, aynı zamanda, bir hekim olarak sesleniyorum sizlere. Bu şehir hastaneleri normalde, açıkçası çalışılabilecek mekânlar değiller, çok büyük mekânlar. Sağlık çalışması bir ekip hizmetidir ve ekip çalışması bozulmuştur.

Bakınız, daha dün, Bursa'dan bir hekim arkadaşımın yayımladığı bir mesajı sizlerle paylaşmak istiyorum. Ayın 16'sında yani önümüzdeki Salı günü Bursa Şehir Hastanesi hizmete girecek, 3.500 yataklı Bursa Şehir Hastanesi ve şehir merkezindeki Bursa Muradiye Hastanesi, yıllardır hizmet veren hastane de kapatılıyor. Bakın, orada çalışan hekim arkadaşımız şöyle diyor: "Hüzünden ölmek bu olsa gerek. Yüreğime bir ateş taş oturdu, belki kalkmayacak."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım Sayın Vekilim.

FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Yani, hekim arkadaşlarımız bu şekilde sıkıntılılar, hastalarımız sıkıntılılar. Gelin, bu modelden vazgeçin. Bu model model değil. Sır falan da değil. Sır burada gözüktü zaten, ne oldu? Kamu kaynakları bolca dışarı doğru aktarılmış. Şimdi onu engellemeye çalışıyorsunuz, itiraf ediyorsunuz, diyorsunuz ki: Çok para verdik, haddinden fazla para ödüyoruz. Şimdi bunu düzeltmeye çalışıyoruz. Bu sağlık sistemi sağlık sistemi değil vallahi, dönün bu işten.

Teşekkür ederim.