| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | On Birinci Kalkınma Planının (2019-2023) Sunulduğuna Dair Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi (3/777) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 15 .07.2019 |
FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Sayın Başkan, Sayın Cumhurbaşkan Yardımcım, sayın milletvekili arkadaşlarım, değerli bürokratlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Konuşmama başlamadan önce 15 Temmuzla ilgili olarak vatanımızın birlik ve bütünlüğü için şehitlerimizi saygıyla anıyorum, gazilerimize sağlık ve esenlikler diliyorum.
Efendim, tabii şimdi On Birinci Kalkınma Planı'yla ilgili görüşmeleri yapıyoruz. Onuncu Kalkınma Planı da bu vesileyle tamamlamış olduk. Onuncu Kalkınma Planı'nın hedeflerine baktığımız zaman hiçbir hedefin tutturulmadığını görüyoruz. Büyümede, işsizlikte, kişi başı millî gelirde ve toplam millî gelirdeki hedeflerin hiçbirinin tutmadığını görüyoruz. On Birinci Kalkınma Planı'nın da şöyle bir özelliği var, cumhuriyetimizin 100'üncü kuruluş yılı olan 2023 hedeflerini aslında burada konuşuyoruz. Tabii, üzücüdür ki On Birinci Kalkınma Planı'nda tüm hedefler küçülmüştür. Kişi başına millî gelirde, işsizlik oranında, yine millî gelir, ihracat hedeflerinde, dünya ekonomi sıralamasında ve enflasyon hedeflemesinde tüm hedeflerimiz maalesef geçtiğimiz yıllara oranla küçülmüştür. Bunlarla ilgili birkaç örnek vermek istiyorum. Mesela kişi başına millî gelirle ilgili olarak 2013 yılında millî gelirimiz 12.480 dolar iken bu kalkınma planında, 2023 yılı hedefinde 12.484 dolar yani 2013'le 2023 yılındaki on yıllık sürede kişi başı millî gelirde sadece 4 dolarlık bir artışı öngörüyorsunuz. Yani bunu sizlere sormak istiyorum, yeterli midir acaba bu? Oysa AK PARTİ'nin 2011 yılı seçim bildirgesinde 2023 hedeflerinde kişi başı millî gelir 25.076 dolar olarak belirtilmişti, ya öngörüde çok zayıflığınız var veyahut da vatandaşı böyle bir hayal âlemi içine sokuyorsunuz.
Efendim, diğer bir nokta ise işsizlik oranıyla ilgili, 2014 yılındaki işsizlik oranımız yüzde 9,9, 2023 yılındaki işsizlik hedefiniz yine bu kalkınma planında -tabii, en iyi iyimser tahmin- 9,9. Yani dokuz yıllık dönemde işsizlik oranında herhangi bir iyi yönde düzelme öngörmüyorsunuz. Yine Onuncu Kalkınma Planı'nda işsizlik oranı 2023 için söylüyorum yüzde 5 iken şimdi parlamenter sistemde -yani daha doğrusu Onuncu Kalkınma Planı parlamenter sistemde yapılmıştı- işsizlik oranı 2023'te yüzde 5 iken şimdi Cumhurbaşkanlığı yönetim sisteminde yaptığınız kalkınma planındaki işsizlik oranı yüzde 9,9 yani yönetim sistemlerinde işsizlik 2 kat artmış gözüküyor.
Yine millî gelir vaadiniz, 2023 yılı için 2011 yılı seçim bildirgesinde 2 trilyon 64 milyar iken bu yine bu kalkınma planında 1 trilyon 80 milyar dolar yani hedefi yüzde 50 küçültmüş durumdasınız. İhracat hedefinde yine seçim bildirgesinde 500 milyar dolar hedeflenirken 2023'te şimdi On Birinci Kalkınma Planı'nda 227 milyar yani yüzde 50'den daha çok bir küçülme öngörüyorsunuz yani bu aslında kalkınma değil, gerileme planı gibi bir plan olmuş. Dünya ekonomi sıralamasında ise yine 2011 yılı seçim bildirgesinde dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına gireceğinizi iddia ederken bu kalkınma planında 17'nci sırayı korumayı başarı olarak gösteriyorsunuz hatta büyük olasılıkla ilk 20'den de aşağı doğru ineceğiz, öyle gözüküyor. Enflasyon hedeflemesinde ise 2023'te bu plan çerçevesinde ben herhangi bir enflasyon hedefine ait bir rakam görmedim. Şöyle bir ifade var "tek haneli" diye geçiştiriyorsunuz, "tek haneli" nedir? Yüzde 1 midir, yüzde 9 mudur yani bakın öngörü oldukça zayıf.
Özetle, Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemiyle ekonomi olumsuz olarak etkilenmiş, Türkiye'nin gelecek hedefleri daralmıştır. Son bir yıllık Cumhurbaşkanlığı yönetim sisteminde enflasyon, işsizlik ve bütçe açığı artmış, tarımsal üretim, sanayi üretimi ve millî gelir azalmıştır. Devletin ekonomik görünümü -dışarıdan da görünümü bu elbette- aile şirketi görünümündedir ve bundan kurtulmak zorundadır Türkiye'miz. Bu bağlamda Merkez Bankası Başkanının değil, damat bakanın görevden alınmasının ekonomiye çok daha olumlu mesaj vereceği açıktır. Her şeyden önce kalkınmanın temeli mutlaka adaleti layık olduğu şekilde tesis etmekten geçmektedir. Eğer siz hukukun üstünlüğünü sağlamış olan, demokratik normları sağlamış bir ülkeyseniz yabancı yatırımcı kolaylıkla gelecektir ve ülkenin kalkınmasının yolu açılacaktır. Maalesef ülkemizin tüm güven endeksleri bu döneminizde zayıflamıştır. Her şeyden önce adaleti tesis ederek hukukun üstünlüğünü tesis ederek kalkınmayı sağlayabiliriz.
Bu vesileyle bu kalkınma planının ülkemiz ve milletimize hayırlı olmasını temenni ediyorum, saygılar sunuyorum.