GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Günaydın arkadaşlar. Tekrar bir kayıt düşmek istiyorum, sonucu belli ama kayıt düşmek istiyorum.

AYŞE KEŞİR (Düzce) - Tutanaklar, tutanaklar...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hayır, değerli arkadaşlar, önce herkese günaydın diyorum bu salonda bulunan.

Dün yapıcı bir şekilde... Bakın, eminim hepiniz teslim edersiniz, Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımız da teslim eder bu hakkı, yapıcı bir şekilde kalkınma planına katkı sunmaya çalıştık. Tam dokuz saat, on iki dakika dil döktük burada; tam dokuz saat, on iki dakika bütün muhalefet partileri olarak dil döktük. Sizlerin de bazılarınız konuştunuz. Amacımız, Türkiye'nin kalkınma planını oluşturmak ve bu planın başarıya ulaşmasını istiyoruz. Bakın, son beş yılda, emin olun, pek çok plan açıklandı arkadaşlar. "Yeni Ekonomi Programı" dendi, "YEP" dendi, "Orta Vadeli Program" dendi, efendim, "kalkınma planı" dendi, hepsi akamete uğradı. Sebebi şuydu: Ortak akıl yoktu, "Ben bilirim." aklı vardı, "Ben daha iyisini bilirim." aklı vardı, her birisi çöktü. Bizim istediğimiz, bu planın başarıya ulaşması.

Bakın, açıkça söyleyeyim: Bu planın çok ciddi bir bölümüne katılıyorum ama katılmadığım yerleri var, öncelikleriyle sıkıntılarım var. Bununla ilgili de katkı sunmak istiyorum. Bunun için de bakın, dün biz konuştuk, konuştuk, Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımız yaklaşık kırk dakika cevap verdi ama şunu teslim etmedi: "Ya, şu konuda haklı olabilirsiniz." demedi. "Şu konuda katkı sunmanız çok önemliydi, bunu dikkate alalım." demedi. Yani çünkü bu bir alışkanlıktır; muhalefet konuşur, iktidar bu katkıyı reddeder çünkü o onu bir zayıflık olarak görür. Genelde bu bir reflekstir, bütün iktidarlar böyle yapmıştır. Oysa "Ya, ben şu konunun yüzde 90'ında haklıyım ama şu konularda da yüzde 3, yüzde 5, yüzde 8 de sizin katkınız bu plana güç verir." deseydi Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı, emin olun, bu plan güçlenirdi.

Bakın, bugün de konuşacağız arkadaşlar, biz yine dokuz saat konuşacağız Sayın Başkan, Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımız da yine kırk dakika cevap verecek, arada bizim önergelerimiz olacak ama bu önergeler "Kabul edenler... Etmeyenler..." diye reddedilecek ve sonuç olarak şu planın noktasına, virgülüne dokunulmadan geçecek. Ama bizim bu planın başarısız olmasıyla ilgili kaygılarımız var ve başarısız olmasını istemiyoruz ve çok önemli bir plan. Bakın, Meclis Genel Kurulu, Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım, bu planı perşembe günü görüşmeyi gündemine almış durumda yani "Perşembe günü ben bu planı görüşeceğim." diyor. Bakın, gündemine almış.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Planladık, plan yapıyoruz.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Arkadaşlar, planladık da şimdi bizim yirmi gün süremiz var normalde, bunu daha derinlemesine tartışabiliriz. Varsın, bir hafta sonra görüşsün Meclis Genel Kurulu ve bunu daha derinlemesine tartışalım. Bunun için de önerim şu, çok uzatmayayım: Arkadaşlar, bunu bir alt komisyona havale edelim, katkılarımızı orada daha derinlemesine tartışalım ve bu plana dercedelim.

Bu anlamda, Sayın Başkan, bakın, söyleyeyim: Bir yıl sonra eğer ki bu plan başarısız olursa açıkça söyleyeyim: Burada oturan arkadaşların vebali boynuna olur, bunu bilin. Hani "Ne var? Ben bilirim, bu plan böyle geçsin." derse vebali boynuna olur. Biz başarılı olmasını istiyoruz, bu çerçevede katkılarımızın alınmasını istiyoruz. Bir alt komisyona havale etmenizi talep ediyorum Sayın Başkanım. Bu konuda bir usul tartışması açarsanız teşekkür edeceğim.