KOMİSYON KONUŞMASI

GAMZE TAŞCIER (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Aslında On Birinci Kalkınma Planı'nın sadece kadın maddesinden, 3 çelişkili maddeden söz edeceğim. Bunlardan bir tanesi: "Kadın" başlığında "Her türlü ayrımcılığı önlemek." cümlesiyle başlıyor ama bu şekilde başlayan bir planda nasıl oluyor da kadın üniversitesi gibi, ayrımcılığın âlâsı olan bir maddenin yer almasını açıkçası aklım almıyor.

Bir diğeri: Her türlü ayrımcılığı önlemek istiyorsak bu taslakta toplumsal cinsiyet eşitliği kavramı neden kaldırılmıştır?

Üçüncüsü: 560.2. maddede "Kadın üniversitesi kuracağız." diyorlar ama hemen arkasında 561'inci maddede rekabet gücü vurgusu yapılıyor yani kadın ve erkeği birbirinden ayırıp giderek yok olmaya yüz tutan, seksen yıl öncesi koşullarda kurulan ve Japonya'nın bile vazgeçmeye çalıştığı bir uygulamadan nasıl bir amaç planlanıyor, açıkçası çok da anlamış değilim.

Dünyanın ekonomik olarak en gelişmiş 3'üncü ülkesine gidiyorsunuz, teknolojisini, ekonomisini, gelişmişliğini örnek almanız gerekirken geyşalık konusu uzmanlık olan üniversitelere yönelmenizi de izah etmenizi özellikle rica edeceğim.

Ben de aynı tarihlerde G20 Kadın Zirvesi'yle ilgili bulunduğum Komisyonla birlikte Japonya'daydım. Orada bulunan hiçbir yetkilinin kadın üniversitesiyle övündüğüyle ilgili herhangi bir cümle duymadım. Herhâlde bizim oraya gidip onların vazgeçmeye çalıştığı bu üniversiteyi övmemiz ve örnek almamızı da kendileri de şaşkınlıkla karşılamışlardır diye düşünüyorum. Çünkü özellikle kadın üniversitesinin olmadığı yani Japonya'da nasıl kurulduğuna bir bakarsak eğer, kadınların üniversiteye alınmadığı, geleneksel yapının baskın olduğu dönemlerde o dönemin güçlü aileleri eğitimli kadın yetiştirmek için önce kadınların gideceği kolej olarak kuruluyor, sonra bunlar yüksekokula dönüşüyor ve daha ilerleyen zamanlarda da yani 1947 yılında kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmesiyle buralar birer üniversiteye dönüştürülüyor ve o dönem açılan 80 üniversite o hâliyle kalıyor. Yani üzerine bir tane dahi koymuyorlar, aksine her geçen gün buralarda okuyan sayısı da günbegün azalıyor.

Yine Japonya'nın kendi yaptığı araştırmalarda kadın üniversitelerinin özellikle toplumsal ve ekonomik gelişmişlik noktasında, kadın hakları noktasında bir ters orantı olduğu, bir geriye gidişin olduğu da kadın üniversitesinin olduğu da gözlemleniyor. Peki, biz de bunun aynısını yapmış mıydık? Evet cumhuriyet döneminde, cumhuriyet döneminin erken yıllarında, özellikle kız çocuklarının okuma yazmasını artırmak amacıyla kız liseleri kurulmuştu. Evet, o günün koşullarında doğru bir uygulama idi ancak bugünün koşulları için yanlış bir uygulama çünkü 21'inci yüzyılda bence bunu tartışmak dahi son derece yanlış.

Kadın için özel bir üniversitenin kurulma amacı nedir? Ben bir de bunu sormak istiyorum. Yani şu anda kadınların üniversitede eğitim alması, eşit koşullarda eğitim alması noktasında herhangi bir engel mi var, hani bundan mı kaynaklanmaktadır? Yoksa, asıl amaç, her geçen gün kadını toplumsal hayattan soyutlamak mıdır? "Pembe otobüs" kavramında olduğu gibi, "Bu saatte sokağa çıkmasın." gibi, "Kadın ve erkek aynı üniversiteye gitmesin." gibi bir anlayışın aslında yansıması. Özetle şunu söylemek istiyorum: Haremlik ve selamlık bir üniversite olmaz, olursa onun adı üniversite olmaz, bir bina yığınından ibaret bir yapı kalır. Bu nedenle de ben özellikle kadın üniversitesi kurulmasının On Birinci Kalkınma Planı'ndan hemen ivedilikle çıkarılması gerektiğini önemsiyorum. Çünkü zaten ülkemiz toplumsal cinsiyet eşitsizliği noktasında 140 ülkeden 131'inci sırada. Kadına yönelik şiddetin her geçen gün arttığı, her geçen gün bir kadın cinayeti, kadın şiddetinin yaşandığı böyle bir ortamda bu taslağa bu maddeyi koymak bu yangına körükle gitmektir. Bir an önce bu yanlıştan vazgeçilmesi gerektiğini de ifade etmek istiyorum.

Teşekkür ederim.