KOMİSYON KONUŞMASI

BAŞKAN - Şimdi, Sayın Hocam, bu sözünü ettiğiniz çocukları dinleme meselesini, biz, yanlış hatırlamıyorsam ilk toplantımızda da gündemimize aldık, hatta ben orada şu örneği vermiştim, belki öğretmen arkadaşlarımız da bunu hatırlıyor olabilir. Bakanlığım döneminde, Talim ve Terbiye Kurulunun ders kitapları hazırlamayla ilgili süreçlerini bana anlatırlarken, kimlerle nasıl çalıştıklarını anlatıyorlar, herkes var ama o hazırlanacak kitapların tüketicisi olacak olan çocuklar yok. O güne kadar da hiç Talim ve Terbiye Kurulu bu kitapları kullanacak çocuklarla ilgili en azından bir fokus grup vesaire oluşturup, oradan birtakım geri dönüşlere göre redaksiyonlar yapmayı bile düşünmemişler. Bu, genellikle bizim devlet zihniyetimizde zaman zaman karşımıza çıkan bir aksaklıktır yani biz pek çok işimizi yukardan tebliğ ederek yapmayı veya yaptığımızı zannetmeyi alışkanlık hâline getirmişiz birçok alanda, bu da öyle.

Yalnız, burada şöyle bir sorunumuz var, o konuda siz de bize yardımcı olun lütfen.

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÖĞRETİM ÜYESİ PROF. DR. BETÜL ULUKOL - Tabii.

BAŞKAN - Şimdi, buraya çağıracağımız çocuklar, şöyle ya da böyle, hangi terminolojiyi kullanıyor olursanız olun, ister bağımlı ister aşırı kullanım vesaire ama her hâlükârda pejoratif bir sıfatla burada olacaklar.

Şimdi, o yaştaki çocukların bu şekilde dinlenmesi pedagojik olarak doğru mu tereddüdünü biz yaşıyoruz Komisyon olarak.

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÖĞRETİM ÜYESİ PROF. DR. BETÜL ULUKOL - Çocukları etiketleme adına bir kaygı.

BAŞKAN - Evet.

Hem çocukların etiketlenmesi hem de o yaştaki, o yaş grubundaki çocukların, böyle bir ortamda kendileriyle ilgili konuları konuşmalarının onlara ne tür psikolojik yükler yükleyeceğini bilemeyiz.

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÖĞRETİM ÜYESİ PROF. DR. BETÜL ULUKOL - İnanılmaz mutlu olurlar ve yani...

BAŞKAN - Yok, ben o kanıda değilim.

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÖĞRETİM ÜYESİ PROF. DR. BETÜL ULUKOL - Ufukları çok açık ve burayı çok farklı değerlendirebilirler.

Çok özür diliyorum, sözünüzü kestim, atari oynayan çocukların büyüdüğünde, aslında atari oynayan değil üreten çocuklar olduğundan bahsetmiştiniz.

BAŞKAN - Şimdi, bakın, bizim Ceza Muhakemesi Kanunu'nda da bununla ilgili yani çocukların tanık olarak dinlenmesi, hatta mağdur çocukların ifadelerinin alınmasıyla ilgili süreçler çok sıkı, uluslararası insan hakları ve çocuk hakları kuralları çerçevesinde çok rastgele yapılabilecek işler değildir.

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÖĞRETİM ÜYESİ PROF. DR. BETÜL ULUKOL - Tabii ki, tabii ki.

BAŞKAN - Dolayısıyla, biz o konuda çocukları hangi koşullarda, nasıl seçmeliyiz, onları hangi koşullarda dinlemeliyiz, bunun ne kadarını genel kamuoyuyla paylaşabiliriz gibi sorulara cevap bulduktan sonra bunun biçimine karar vereceğiz. Yoksa, dediğiniz doğru yani ben de şimdi o yaşta olsam, Büyük Millet Meclisi beni çağırsa "Sen çok acayip oyun oynuyormuşsun, gel bakalım." filan dese kendimi herhâlde dünya çapında bir "hacker" falan gibi hissederim, bana gurur verir falan ama onun o duyguları daha sonra neye mal olur, onu biz bilemeyiz. Onun için, bunu biraz temkinli bir şekilde, usulüne uygun olarak yapmak istiyoruz ama uyarınıza teşekkür ederiz. Onu yapacağız, yapmamız da gerekir çünkü neticede konuştuğumuz sorunlar öncelikle onların sorunları.