KOMİSYON KONUŞMASI

HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli Komisyon üyeleri, Sayın Bakan Yardımcımız, kıymetli bürokratlar ve çalışmamızı takip eden değerli basın mensupları; konuşmamın başında Komisyonumuzu saygıyla selamlıyorum.

Bilindiği üzere 2019 yılı Mayıs ayında Sayın Cumhurbaşkanımızın üçüncü Yargı Reformu Strateji Belgesi'ni kamuoyuyla paylaşmasıyla beraber, Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli de bunu olumlu bulduğunu ve açıklanan strateji belgesinin önemine değinerek milletimizin huzuru ve hukuk güvenliği için alınacak her karara, yapılacak her türlü reforma Milliyetçi Hareket Partisi olarak katkı koyacağımızı kamuoyuna açıklamıştır. Hatırlanacağı üzere, Milliyetçi Hareket Partisi, 57'nci Hükûmetin ortağı olduğu dönemde, çok sayıda reforma imza atmış bir siyasi partidir.

Değerli Komisyon üyeleri, Komisyon gündemimize gelen kanun teklifi reform strateji belgesinin sadece bir bölümünü kapsadığını ve devamının geleceğini kamuoyuyla paylaşmıştır. Önümüzdeki teklif Yargı Reformu Strateji Belgesi'nde yer verilen 9 amaç, 63 hedef ve 256 faaliyetle doğrudan ilgili 15 ayrı kanunda değişiklik öngören 39 maddelik bir tekliftir ve Komisyonumuzda da olgunlaşacaktır. Kabaca baktığımızda, teklif Türk Ceza Kanunu, Ceza Muhakemeleri Kanunu, Terörle Mücadele Kanunu, Avukatlık Kanunu, Noterlik Kanunu, Pasaport Kanunu gibi temel bazı kanunlarda değişiklik öngörmektedir. Kanun teklifinde bizlerin de daha önce ilk imza sahibi olarak TBMM'ye sunduğumuz, meslektaşlarımız olan avukatlara yeşil pasaport verilmesi yönündeki düzenlemeyi olumlu bulduğumuzu ifade etmek isterim. Yine diğer taraftan meslektaşlarımız için avukatlık hizmetlerinde KDV oranını yüzde 18'den yüzde 8'e düşüren kanun teklifimiz geçen hafta itibarıyla Sayın Cumhurbaşkanımızın 1594 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'yle kısmen hayata geçmiştir. Aynı şekilde, stopaj oranını düşüren kanun teklifimizin de bu kapsamda değerlendirilmesini bekliyoruz.

Saygıdeğer Komisyon üyeleri, hepimizin bildiği üzere, hukukun üstünlüğünün sağlanması ve hukuk devleti ilkesinin kurumsallaşabilmesi yargının diğer erklerden bağımsız hâle gelebilmesiyle mümkün hâle gelebilecektir. Önümüzdeki kanun teklifi ve bundan sonra yine önümüze gelecek kanunlar -adalet alanındaki diğer düzenlemeler- az önce bahsettiğim gibi, hukukun üstünlüğü ve bağımsız yargı erkinin güçlenmesi adına atılan adımlar kapsamındadır. Türkiye'de öteden bu yana yargının hedefleri arasındaki en önemli amaçlardan biri, yargı hizmetlerinin hızlı ve etkin bir şekilde yürütülebilmesi olmuştur. Yargı reformu stratejisinin amaç ve hedefleri arasında verimliliğin artırılması da bulunmaktadır. Bu hedefin benimsenmesinde esasen hepimizin bildiği üzere mevcut iş yükü vardır. Adalet Bakanlığının son açıkladığı verilere göre cumhuriyet başsavcılıklarına son on yılda gelen dosya sayısı yüzde 53 oranında artmıştır, bu, ciddi bir rakamdır. 2019'da 6 milyon 65 bin olan dosya sayısı 2018'de 9 milyon 252 bine yükselmiştir. Cumhuriyet başsavcılıklarına gelen dosyaların ise yarısından daha azı karara bağlanabilmiştir.

Saygıdeğer milletvekilleri, soruşturma aşamasındaki tutuklama sürelerinin kısaltılması, beş yılın altındaki cezalara Yargıtayda temyiz yolunun açılması, seri muhakeme usulünün ve basit yargılama usulünün yine sisteme kazandırılması, hukuk meslekleri sınavına girişin getirilmesi Komisyon görüşmeleri sırasında katkı koyacağımız maddeler arasındadır.

Saygıdeğer Komisyon üyeleri, şimdi, ben öncelikle Adalet Bakanımıza, bürokratlarına, yine, bu teklifin olgunlaşmasında imzası bulunan bütün Komisyon üyelerimize çok teşekkür ediyorum. Yine reformlar için büyük çaba ve mücadele sarf eden Adalet Bakanımız Sayın Abdulhamit Gül'e yönelik karalama kampanyasına karşı bizim de Adalet Komisyonu üyeleri olarak, her birimizin, karşı durduğumuzu buradan belirtmemiz gerektiğini ifade ediyorum. Sosyal medyanın arkasına saklanarak algı yaratmaya çalışanlar, meyve veren ağacı taşlayanlar hiçbir zaman başarılı olmamıştır, bundan sonraki süreçte de başarılı olamayacaktır.

Saygıdeğer milletvekilleri, şimdi, Milliyetçi Hareket Partisi olarak ülkemizin her alanda mevcut durumundan daha ileriye gitmesi adına yapılacak her çalışmaya katkı koyduğumuzun, bundan sonraki süreçte de katkı koyacağımızın bilinmesini arzu ediyoruz. Bizler bardağın yarısı dolu mu, yarısı boş mu diye tartışacağımıza susuzluğumuzu giderebilmek adına bütün bardağı, bütün bardaktaki su miktarını artırmanın yolunu aramalıyız.

Şimdi, çarşamba gününden bugüne kadar birçok eleştiri yapıldı, elbette ki yapılacaktır çünkü burası, Komisyon, bu kanunların olgunlaştığı ve millet adına yetki alan milletvekillerinin sözünün olması gerektiği bir ortamdır. Yalnız, bazı düşüncelerimi ben de burada ifade etmekte fayda buluyorum.

Şimdi, düşüncelerin açıklandığına baktığımızda, Yargı Reformu Paketi'nin geneline ilişkin açıklamalara bakıldığında, herhangi bir maddeye atıf yapılmaksınız sırf muhalefet etme anlayışıyla bir değerlendirme, genel bir çerçeve çizildiğine müşahede ediyorum. Oysaki Türkiye'nin, ülkemizin kaybedecek zamanı yoktur. Türkiye'nin içinde bulunmuş olduğu sıkıntılardan, sorunlardan bir an evvel sıyrılabilmesi adına hem kamu bürokrasisinin hem Cumhurbaşkanlığı makamının hem de Türkiye Büyük Millet Meclisinin süratle hareket etmesi gerektiğine inanan bir milletvekili arkadaşınızım. Sırf muhalefet etmek anlayışıyla da bazı görüşlerin dile getirilmesini de doğru bulmuyorum. Niye? Nitekim burası bir ihtisas bir komisyonudur, burası Genel Kurul değildir. Elbette ki getirilsin ama genelde kanun teklifiyle ilgili eleştirilerin daha yapıcı olduğunu biliyorum.

Şimdi, mesela ama şunu da ifade etmeden geçmek istemiyorum. Yani Türkiye'nin temel millî meselelerine ilişkin dahi bir ortak kanaatin oluşamadığı Meclisimizde spesifik bir yargı reformu -bazı kanunlarda değişiklik yapılan maddelerle ilgili- külli, topyekûn bir görüş birliği sağlanmasını da zaten çok ummuyorum. Arzu ederim ki bu kanun teklifi görüş birliği içerisinde sonuçlansın, görüş birliği içerisinde olgunlaşsın ve Genel Kurula bu şekilde gitsin. Ancak Türkiye'nin S400 füzesi alması gibi millî bir noktada "Ne gerek vardı canım?" diyerek karşı çıkan siyasi partilerin, yine hain FETÖ darbe girişimine "Bu bir darbe girişimi değildir, kontrollü bir darbedir." diyen siyasi anlayışa sahip olanların, diğer taraftan Fırat Kalkanı, Afrin gibi, Fırat'ın doğusuna yapılacak operasyonlar gibi buradaki Türk Silahlı Kuvvetlerinin azim ve kararlılığını kıracak, Türk milletinin iradesini bu noktada sekteye uğratmak amaçlı "Ne işimizin var bizim orada ki biz orada bulunacağız?" diyen siyasi anlayıştan da çok fazla bir şey beklemediğimin bilinmesini arzu ederim. Biz siyasi parti temsilcileri olarak, burada amacımız, buradaki kanun teklifine yapıcı, olumlu ve katkı koyucu bir anlayışla hareket etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Elbette saatlerce bu teklif hakkında konuşmak mümkündür ancak bu tutum Komisyon çalışmalarımızı sekteye uğratacak, bu çalışmalarımızı geciktirecek düşüncesiyle ben konuşmamı fazla uzun tutmak istemiyorum. Yine yargı reformu stratejisi kapsamında daha nice faydalı yeniliklerin yargı sistemimize kazandırılması temennisiyle ben teşekkür ediyor, saygılarımı sunuyorum.