KOMİSYON KONUŞMASI

CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Değerli Başkan, değerli Komisyon üyeleri, değerli bürokratlar, bilim adamlarımız; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

1971 yılında yürürlüğe girmiş bir Su Ürünleri Yasası'nın bugün tam da ihtiyaç olduğu bir dönemde gündeme getirilmesi... Bence ülkemizin hem ekonomisi açısından hem insanlarımızın protein ihtiyacının, gıda ihtiyacının rahatlıkla karşılanması noktasında katkı yapacak bir yasa olarak yürürlüğe girmesini canıyürekten diliyorum. Burada da bir Cumhuriyet Halk Partisi milletvekili olarak, Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu üyesi olarak siyasi kimliği bir tarafa bırakarak bir Türk vatandaşı, hâlâ çiftçilik yapan bir köylü ve denize 321 kilometre sınırı olan Mersin ilinin bir milletvekili olarak konuşuyorum. Üzülerek söylüyorum değerli arkadaşlar, biz Mersin'de balığa olan ihtiyacımızı kültür balıkçılığı yapan arkadaşlardan sağlamaya çalışıyoruz. Yani benden önce konuşan arkadaşlarım da belirttiler, hep 3 tarafı denizle çevrili ülkemizin bu yönden avantajını konuşuyoruz ama en önemli gıda maddemiz olan ve ekonomiye de çok büyük katkısı olacak su ve su ürünleriyle alakalı biz bir yasa görüşmesi yapıyoruz Komisyonumuzda; arkadaşlarımın serzenişlerine katılıyorum.

Değerli arkadaşlar, Komisyonda müzakereyle bu kanunların çıkması lazım. Yani şunu da anlıyorum ki Sayın Başkanım: Az önce Okan Hocamın söylediği gibi, bizden tecrübeli, daha önceki dönemde görev yapan Tarım Komisyon üyesi arkadaşlarımızın bir araya gelmemesi, tarıma dair yasaların çıkışıyla alakalı müzakere edilmemesinin sonucunda Türk tarımının nereye geldiğini de maalesef hepimiz acı bir tablo olarak görüyoruz.

Değerli arkadaşlar, özellikle çıkacak olan bu kanunun mutlaka balık üretimini artırması, balık popülasyonunu artırıcı bir katkı yapması, insanlarımızın yıllık tükettiği ortalamanın üstünde balık tüketmesi ve ülkemizin bundan ekonomik kazanım elde etmesi... Bizim burada sizlere katkı yapabilecek teklifi sunmamızdaki gayemiz buydu arkadaşlar. Yani burada bir alınganlık yapmanızı ya da sizin fikirlerinizi beğenmez bir pozisyonda olmak istemezdik şahsen; size yardımcı olmaya çalıştığımızı bilmenizi isterdik. Ülkemize eğer nokta kadar katkısı olacaksa bu yaptığımız çalışmaların bundan en az bir Türk vatandaşı olarak sizler kadar da mutlu olacağımızı bilmenizi isterdik.

Değerli arkadaşlar, Mersin'den örnek verdim, Mersin'de bir nükleer santral yatırımı yapıyor Hükûmetiniz. Bak, biz balıkçılığı konuşuyoruz, az önce söyledim, 321 kilometre bizim sınırımız var Akdeniz'e, kültür balığı tüketmek zorunda kalıyoruz yani balıkçılık yok olmuş. Sular ısınıyor ve mevcut balık popülasyonuna zarar veren dışarıdan gelen çeşitler var, balıklarımızı tüketiyor. Değerli arkadaşlar, bunlarla ilgili bu yasada herhangi bir madde var mı? Niye o zaman bu yasayı yapıyoruz biz? Teşekkür ediyorum, arkadaşlar böyle bir yasanın gündeme getirilmesi için Parlamentoya bir teklif vermişler; bu, alkışlanacak bir durum ama burada bu yasayı, bakın, tarım genel anlamda müzakere edilmeden, birilerinin, bir siyasi otoritenin düşüncesiyle yürürlüğe sokmasından dolayı bugün çiftçilerimiz gerçekten borç batağı altında.

Sayın Başkanım, defalarca yineliyorum, 120 milyar seviyesine çıkmış bir tarım borcu var, çiftçiler bunu ödemekte zorlanıyor. Bakın, Meclis tatil olduğu dönemde ben seçim bölgemde daha çok kırsal mahallelere, köylerimize gitmek zorunda kaldım çünkü oradan sürekli davetler geliyordu. Değerli arkadaşlar, Ziraat Bankası işletme kredileriyle ilgili bir uygulama başlattı, biz burada diyoruz ki: Eğer küçük çiftçileri desteklemezsek, küçük çiftçileri biz üretimde tutmazsak ülkemizde gıdaya olan ihtiyacı karşılamakta zorluk çekeriz, sağlıklı gıda üretmekte zorluk çekeriz. Hâl böyleyken 100 bin liraya kadar kredi çekebilecek ya da kredi almış bir çiftçimiz o krediyi... Emin olun buna yani burada ne şov yapıyorum ne de birilerini kandırmaya çalışıyorum, yaşadığım bir durum. On bir yıl ziraat odası başkanlığı yaptım, 100 bin lira kredi alan bir çiftçimiz para kazanamadığından dolayı türlü şekilde bu 100 bin lirayı bankaya ödüyor faiziyle beraber, umutla 100 bin liranın üstünde tekrar işletme kredisi alacağını düşünüyor, bekliyor ama maalesef banka yüzde 50 oranında nakit para kullandırabiliyor çiftçiye.

Sayın Başkanım, bunlar önemli. Bakın, burada hepimizin sorumluluğu var. Biz burada sanki felaket tellallığı yapıyormuşuz gibi anlaşılmasın; bu, alanda gerçekten böyle. Eğer biz bu sorunları gideremezsek, az önce arkadaşlarımın da belirttiği gibi, yurt dışından hem sebze ithal etmeye devam ederiz hem altın topraklarımızda üretilen bakliyatı, hububatı ithal etmek zorunda kalırız, bugün olduğu gibi insanlarımızın yaşayamayacağı yerlerde yaptığı hayvancılıktan geri kalırız, ithal etmek zorunda kalırız. Değerli arkadaşlar, o zaman Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonunun gerçekten uzman arkadaşlarla bir araya gelmesi ülke tarımını, ülke tarımında yaşanan sorunları müzakere ederek bunların çözümüyle alakalı mutlaka çalışma yapması, sık aralıklarla bir araya gelmesi gerekiyor Sayın Başkanım.

Değerli Başkanım, bir de şu konu var: Biz tarımda maliyetleri düşürelim diyoruz ama elektrik dağıtım işini özelleştirerek orada bir kolaycılığa kaçıyoruz. Devletin yapması gereken yatırımları bu ihale şartlarına koymadan ihaleyi yapıyoruz, elektrik dağıtım şirketi kâr amaçlı burada elektrik vermeye çalışıyor. Değerli arkadaşlar, çiftçilerimiz enerjiye ulaşmakta zorlanıyorlar, enerji aboneliğiyle alakalı zorlanıyorlar, sulama birlikleri özellikle Mersin'de enerji kullanarak pompajlı sulama yapıyor ve bir enerji maliyetleri tarımda bir yılda yüzde 60'ın üzerine çıktı Başkanım. Buralarda bir destek ya da bunu ortadan kaldıracak bir önlem alınması gerekmiyor mu değerli arkadaşlar. Hadi, enflasyonu düşük gösterdiniz, enflasyona göre emekçiye, işçiye maaşları ona göre ayarlayarak verdiniz ama çiftçiye eğer siz enflasyon yüzde 9 noktasına bakıp da enerji fiyatlarıyla ilgili bir katkı, bir destek yapmazsanız, Değerli Başkanım, biz çiftçiyi üretimde tutamayız. Çiftçi üretimde olmazsa, bu ülkenin tarım topraklarına sahip çıkmazsak atamızdan bize miras kalan toprakları birilerinin eline maalesef veririz, peşkeş çekeriz ve bu topraklardan artık insanımızı besleyecek tarımsal ürünü elde etmemiz de mümkün olmaz. Dolayısıyla, bu enerji fiyatlarına dikkat çekmek istiyorum.

Değerli arkadaşlar, çiftçinin borçlarından bahsettim. Bir de şunları söylemek istiyorum: Bu borç -aslında az önce arkadaşlarım da belirtti, tekrar olmasın ama- içimizi yakıyor. Değerli arkadaşlar, bir iş adamı mali açıdan krize girdiği noktada, eğer devlet ekonomik yönden rahatlatacak bir katkı bu iş adamına yapıyorsa, ülkede üretim yapan, bu ülke insanını doyuran cefakâr çiftçi için de bu uygulamaların yapılması gerekiyor. Bugüne kadar yasadan kaynaklanan 150 milyar alacağı var çiftçinin. Bu 150 milyar alacağın içinden çiftçinin borçlarının faizleri silinerek çiftçinin bu borçları ödeyebileceği bir borç yapılandırmasın acilen ihtiyaç var Sayın Başkanım. Eğer bunu yapmazsak Tarım Komisyonunun da Tarım Bakanlığının da tarıma dair kurumların da emin olun hizmet vereceği ya da onların yürürlükte olmasına gereksinim duyacak ne tarım kalacak bu ülkede ne çiftçi kalacak. Bu konulara dikkatinizi çekmek istiyorum.

Bir de şuna üzülüyorum değerli arkadaşlar: Çiftçilerimiz bu kadar cefakârca üretiyor, bu kadar ağır şartların üstünde BAĞ-KUR primlerini ödeyemiyorlar. BAĞ-KUR primleri, ticari faaliyet gösteren işletmecilerin ödediği BAĞ-KUR primlerine yakın. Yani buralarda, şimdi, köylere gittiğinizde -siz de gidiyorsunuz mutlaka- BAĞ-KUR primi borcu olmayan emin olun çiftçi yok ülkede. Yani dolayısıyla bunlara mutlaka bir çözüm bulmak lazım.

Ben de Mersin'in dışında, tabii ki ülkemizi de tanıma adına Cumhuriyet Halk Partisi Sayın Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bize verdiği görevler doğrultusunda dörtlü heyetler, beşli heyetler hâlinde 24 ilimizi incelediğimizde ben de Erzincan'a gitmiştim. Sayın Başkanım, gerçekten üzülerek söylüyorum, hayvancılığın başkenti Erzincan'da hayvancılar kan ağlıyor, birer birer süt sığırını keserek ahırları kapatıyorlar. Bilmiyorum bu sizleri ilgilendiriyor mu? Zannederim -sizin de kişiliğinizi biliyoruz- bu sizleri de ilgilendiriyor, sizleri de üzüyor. Erzincan'da şeker fabrikası özelleştirilmiş. Çiftçiler Erzurum'daki fabrikaya ürünlerini götürmek zorunda kalmışlar, işlemiyor fabrika. Ölçülerde -türlü oyunlarla- istenilen değeri bulmadığı gerekçesiyle pancar üreticisinin fiyat kırımına gidiyorlar. Orada buğday eken çiftçilerimiz zarar ettiğinden dolayı buğday üretiminden çekilmişler. Erzincan'ın ekonomisi bitmiş arkadaşlar.

Buradan ben bu vesileyle hepinize saygılar sunuyorum. İnşallah burada alacağımız karar, özellikle su ürünleri konusunda, insanımıza, ülkemize, ekonomimize katkı yapacak bir sonuçla sonuçlandırılır.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum.