KOMİSYON KONUŞMASI

ZEYNEL EMRE (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Şimdi, bir konuya açıklık getirmek lazım, sürekli siyasetin istismar alanı hâline geldi, bunu da AKP sözcüleri kullanıyor yani kumpas davalarında görev yapan FETÖ'cü hâkim, savcıların ne zaman göreve başladığıyla ilgili. Aslında toplumun zihnini bu konuda tamamen berraklaştırabiliriz, bu imkânımız var. Şöyle var: Yine bir hatip de Sayın Mehmet Moğultay döneminde alınan hâkim, savcılardan bahsetti. Adalet Bakanlığı yıllardır elinizde, Bakanlık temsilcileri de burada. Mehmet Moğultay bir buçuk yıl Adalet Bakanlığı yaptı, aldığı hâkim, savcı sayısı toplam 800 civarıdır. Mesela on yedi yılda sizin iktidarlarınız döneminde alınan hâkim, savcı sayısı 15 bine yaklaştı ihraç ettiklerinizle birlikte. Şimdi, buna rağmen hem ondan sonraki dönem için yani Cumhuriyet Halk Partisi iktidarları dâhil olmak üzere, diğer tüm iktidarlar dâhil olmak üzere... Ben diyorum ya, iki buçuk yıl da o yaptı, 2 bine yakın da Seyfi Bey döneminde alınan hâkim, savcı var, daha fazla değil.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Zaten 10 bin bile yoktu o zaman.

ZEYNEL EMRE (İstanbul) - Tamamlayayım, bir dakika, anlaşılacak.

Şimdi, çok net bir şekilde Bakanlık şu soruyu cevaplayabilir: Siz iktidara geldiğinizde Türkiye'deki hâkim, savcı sayısı kaçtı? Siz geldikten sonra alınan hâkim, savcılardan ne kadarı ihraç oldu, sizden önce göreve başlayanlardan ne kadarı ihraç oldu? Bir rakam net olarak ifade edilirse biz de görmüş oluruz oransal olarak kimin döneminde daha fazla FETÖ'cü hâkim savcı alınmış. Bakın, ben bunun oranlarını biliyorum. Darbe araştırma komisyonu üyesi olarak görev yaptığımda raporu da yazdım. Bir tarafta yüzde 10-15'lerdeyse bir tarafta çok daha üstlerinde onun. Rakamlarını biz raporumuzda verdik. Buyurun, siz de verin, spekülasyon hâline gelmesin. Yani kim ne kadar ihraç edildi?

Diğer bir konu -siyaseten sorumluluğu da gösterir o- Anayasa Mahkemesine başvuru meselesine gelince de bakın, Cumhuriyet Halk Partisi Anayasa Mahkemesine bir konuda başvuruyorsa bu Cumhuriyet Halk Partisinin keyfine bırakılmış bir şey değildir. Sistem bir tarafı iktidar yapmış, bir tarafı muhalefet yapmış; iktidara ayrı görevler yüklemiş, muhalefete de ayrı görevler vermiştir. Eğer Anayasa Mahkemesine gitme hakkını sadece muhalefete verdiyse bu aynı zamanda bir ödevdir. Neyin ödevidir? Şayet bir meselenin Anayasa Mahkemesine aykırı olduğunu düşünüyorsanız, kanaat getiriyorsanız başvurursunuz, mahkeme kabul eder ya da etmez. Bizim başvurularımızın yüzde 90'ını aynı Anayasa Mahkemesi reddetmiştir, yüzde 90-95'ini, çok daha yüksek bir oranda reddetmiştir, kabul ettiği istisnadır.

Orada Anayasa Mahkemesinin HSK'nın seçimiyle ilgili meselesinde vermiş olduğu kararda o kararın altına imza atan, şu anda da görevde olan birçok Anayasa Mahkemesi üyesi var ya. Bunlardan sadece 2'si işlem gördü, ötekilerle ilgili böyle bir işlem olmadı. Dolayısıyla siz eğer o zaman Anayasa Mahkemesinde görev yapan insanların FETÖ'cü olduğunu iddia ediyorsanız suç duyurusunda bulunabilirsiniz, görevde ya da değil, görevi bitti ya da bitmedi. Yani böyle akılları karıştırarak bir yere varılamıyor ki. Yapabilirsiniz bunları.

Şimdi, 1'inci maddeyle ilgili de söz almışken söyleyeyim yani 1'inci maddeyi oylayacaksınız ya, 1'inci maddeyle ilgili de şunu söyleyeyim: Şimdi, avukatlara yani... Şöyle çarpıcı bir şey var: Türkiye'de yargının 3 ayağı var; iddia makamı, savunma makamı, bir de karar mercisi var; değil mi? Bunların eşitliğinden hep bahsedilir ama eşit olmadığını hepimiz biliyoruz. Yani savunma lehine dezavantajlı bir durum var. Ne hikmetse her zaman Adalet Komisyonu üyelerinin büyük bir çoğunluğu avukatlardan oluşur, bakanlar genelde avukatlardan olur, hep bunlar söylenir ama kimse avukatların hak kayıplarına ya da o, duruşmalardaki yaşadıklarına ilişkin sorunları gidermeye yönelik bir adım atılmaz. Yani pasaport verilsin.

BAŞKAN - Bunun çoğuna da avukatlar sebep oluyor zaten Komisyonda.

ZEYNEL EMRE (İstanbul) - Bakın, bunu söylüyoruz biz, verilsin. Hatta önergemiz de var orada, okunacak zaten. Yani on yıl meslekte görev yapmış bir avukata verilebilir bu, yani uzunca bir süre. On yıl fiilen avukatlık vermiş, vergisini vermiş birine verilebilir. Yani süre de daha kısalabilir. Bu değil. Ama şunu göz ardı etmemek lazım Sayın Başkan: Mahkemede avukatlara uygulanan yöntemler, duruşmada gözaltına alınan avukatlar... Elimizde şöyle bir rakam yok -onu da tespit edip araştırmak lazım- Türkiye'de ne kadar sayıda avukat şu an gözaltında işlem görüyor, davası var, tutuklandı; bunları görmek lazım. Yani iddia makamı ile savunma makamını eşitleyen düzenlemeleri yapmak lazım ve buralarda ciddi eksiklik olduğunu düşünüyoruz. Değişiklik önergemiz de okunsun. Orada da süre itibarıyla, bu maddeye özgü süre itibarıyla kısaltılmasına yönelik talebimiz var.

Teşekkür ediyorum.