| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2215) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 07 .10.2019 |
AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - Değerli arkadaşlar, bu da çok önemli bir madde ve yine çok önemsiz bir şey. Arkadaşlarımın da çokça ifade ettiği gibi aslında Anayasa'da var olan ama demek ki çok ihtiyaçmış gibi anlatılıp konulan bir madde.
Türkiye'de niye bu kadar propagandadan insanlar suç alıyor? Çünkü gerçekten Türkiye'de bir eleştiri kavramını doğru anlayamama var. Bir defa eleştirinin sınırlarını doğru anlamıyoruz. Onun için, terör kavramını da alabildiğince geniş yorumluyoruz. İşte, "Ekonomiye manipülasyon yapmak suretiyle örgüt propagandası yapmak..." ya da "dış siyaseti eleştirmek" ya da "Susmak..." Az önceki örnek biraz öyleydi. "Şöyle dememiş de böyle demiş.", "Kınamamak şeklinde propaganda yapmak." Böyle bir niyet okumayla bir defa terör kavramı ya da propaganda kavramının tartışılması bile bence bu Komisyon açısından büyük bir işkence. Ben bir hukukçu olarak en azından çok şaşkınlıkla izledim. Çünkü siz bir niyet okuması üzerinden bir cezalandırmaya gidemezsiniz. Net olur yani bir kanun böyledir, bir suçu tanımlarken öngörülebilir olur. Yani ben bir şey yaptığımda sonucunda suç olup olmayacağını bilmiyorsam eğer bu, devletin vatandaşına tuzak kurması anlamına gelir. Bir devlet de vatandaşına tuzak kurmaz. Şimdi, tam bu böyle bir durum.
Şimdi, onun için terör kavramını böyle elde lastik gibi her tarafa çekiştirebiliyoruz. Propaganda kavramı da Türkiye'de biraz böyle lastik gibi her tarafa çekiştirilebilir bir mevzu. İşte iktidarın her türlü politikasına karşı muhalif her şey maalesef Türkiye'de artık bir terör propagandası şeklinde cezalandırılma yöntemine gidiyor.
Şimdi biz burada ne öneriyoruz? Önergemizde de uzun uzun anlattık. Okunur o birazdan, muhtemelen reddedilir. Ben tutanaklara bir şekilde böyle de geçirmiş olayım çünkü gerçekten asıl reformu biz öneriyoruz. Yani bunlar, bizim söylediklerimiz gerçekten eğer bu Komisyondan geçse Türkiye'de bir yargı reformu olacak ama bu hâliyle reform meform değil. Bir paket var. Paketten de bir şey çıkmayacak. Buraya iki cümle ekleyerek yani şu cümleyi, AİHM'den gelen bazı kararların önünü kesmek için ya da Avrupa'ya bu vize muafiyetiyle ilgili yapılan görüşmelerde "Bakın, biz, haber verme sınırlarını aşmayan ve eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamalarını suç kabul etmiyoruz artık." demek bile, bilmiyorum ki, hani Türkiye bir hukuk devletiyse hukuk devleti açısından bir utançtır.
Şimdi bizim dediğimiz, işte, bu birazdan uzun uzun okunacak, dinlersiniz. Dediğim gibi muhtemelen buradan kabul görmeyecek ama biz tarihe o not düşme meselesini söyleyelim, bir gün dönüp tekrar konuşacağız. 2015 yılında iç güvenlik paketiyle yine aynen bu tartışmalar yürütülmüştü. Aslında birçok düzenleme o dönemin kalıntısı. Bir dönem aslında Türkiye'de bir demokratikleşme hamleleriyle bu kanunların birçoğunda düzenlenmişti. Bir gün gelecek bu tutanaklar okunacak ve gerçekten bir reform neymiş denildiğinde açıp okuyacakları şeyler söylüyoruz şu anda.
Şimdi, bu terör tanımı... Bunu biz söylemiyoruz; bakın, bunu Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bütün kararlarında çok açık biçimde, özellikle son süreçlerde gelen ihlallerle terör tanımının çok geniş ve belirsiz olduğunu açık bir şekilde söylüyor.
Şimdi, biz, Terörle Mücadele Kanunu'nda bu terör kavramını açık, anlaşılır, öngörülebilir, net, çerçevesi çizilmiş bir hâle getirmezsek eğer buraya bu cümleleri yerleştirmemiz mahkemelerin vereceği kararları değiştirmeyecek, değiştirmeyecek. Yine ekonomide manipülasyon gerçekleştirmek suretiyle terör örgütü propagandası vesaire diye bazı kararlar gelecek ya da tepkisiz kalmak... Bakın, milletvekillerimizle ilgili gerçekten -artık bunun neresine mesela koyacaksınız ama- hazırlanan fezlekeler var. Eş Genel Başkanımız konuşuyor, milletvekili arkadaşımız susmuş ve tepkisiz kaldığı için fezleke hazırlamış örgüt propagandasından, sustuğu ve tepkisiz kaldığı için. Şimdi, bunu nereye yerleştireceksiniz? Susmuş, konuşmamış, tepkisiz kalmış. Onun için diyorum bir terör kavramını netleştirmek gerekiyor.
İkincisi, propaganda meselesini netleştirmek gerekiyor.
Vekilimize de gelmiş, bir çoğumuza geldi.
ABDULLAH KOÇ (Ağrı) - Durduğum için orada bana fezleke geldi.
AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - Şimdi, biz eğer gerçekten... Bakın, ben ilk toplantıda da söyledim. Kendi hukuk meselelerimizi kendimiz tartışıp çözebiliriz ama eğer buradan, bu gelen kanun bu hâliyle geçerse yine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ya da Avrupa, dışardakiler bir şekilde bu meseleye müdahil olmak zorunda kalacak ve müdahil olacaklar. Biz kendi meselelerimizi daha rahat çözebiliriz. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin belirlediği standartlara göre bunu düzenleyebiliriz. Bu, o standartlarda değil. Çok net olarak karşımızda duruyor, Terörle Mücadele Kanunu'nun bütünü Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırı çünkü bütün maddeleriyle beraber suç tanımının belirsizliği, net olmaması ve insanları düşünce ve kanaatlerini açıklamaktan uzak tutacak birçok düzenleme var yani düşünce ve ifade özgürlüğüne tamamen aykırı düşünceler.
Şimdi bunun devamı bir madde de var, biz kendi verdiğimiz önergede onu da söylemiştik, bir sonraki maddede örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemiş... Bu da çok ucube bir maddedir. Bu da 2015 iç güvenlik paketiyle gelmiştir, eğer reform düşünüyorsak bu maddeyi kaldıralım. Örgüt üyesi değilsiniz ama örgüt üyesi gibi cezalandırılıyorsunuz. Bakın, biz, örgüt üyesini tanımlamıyoruz zaten örgüt çok tanımlanamaz bir durum, herkes örgüt üyesi olabiliyor. Onu da yapamazsak, bak, mahkeme onu da başaramıyorsa "Örgüt üyesi değil ama örgüt adına suç işliyor." diye ceza veriyor; bu çok ucube bir maddedir. Bunlar, bu kanun var olduğu müddetçe, dediğim gibi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine daha çok dosya gider. Şu anda bentler oluşturulmuş, işte istinaf mahkemesinin önünde daha Yargıtaya gidecek diye bunlar, işte gitmeyecek diye düşünülüyor ama bakın, bu tarihi de hatırlayın, üç yıl sonra, beş yıl sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde Türkiye aleyhine yüzlerce karar çıkacak. Bu, Türkiye hukuk sistemi açısından büyük bir felakettir; bu, hepimiz açısından felakettir, Türkiye'nin itibarı ve hukuk devleti olmasına büyük bir darbe vuracak bir sonuçtur. O açıdan, dediğim gibi, bizim önergemiz orada. Reform istiyorsak arkadaşlar, Terörle Mücadele Kanunu'ndaki bu ucube maddeleri bir temizleyelim. Türk Ceza Kanunu birçok şeye yeterli aslında orada da ucube gördüğümüz maddeler var ama bunun kadar değil.
Teşekkür ederim.