| Komisyon Adı | : | TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Su Ürünleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2214) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 07 .10.2019 |
RIDVAN TURAN (Mersin) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Sayın Genel Müdürümüz Altuğ Bey konuşmasında bana atıf yaptı, o nedenle cevap hakkı doğduğu kanısındayım. Karekin Deveciyan'ın kitabındaki türlerin tümünün hâlâ İstanbul sularında olduğuna ilişkin bir şey söyledi. Daha somut konuşmak mümkün olabilir. Örneğin, mavi yüzgeçli orkinos, kılıç 2 tane örnek sadece. Hatta kırk yıldan beri uskumru yoktu, geçen sene uskumru çıktı, onlar da bu sene gelecekler mi, gelmeyecekler mi belli değil. Yani burada bir maddi hatayı düzeltmeye çalışıyor falan değilim. Meselenin ciddiyetini tespit edersek buna ilişkin tedbirler almak daha kolay olur diye düşünüyorum Sayın Genel Müdürüm.
Ayrıca hatırlayacaksınız 2011 miydi, 2010 yılı mıydı Macaristan'da bir siyanür havuzu çöktü Tuna Nehri'nin üzerinde -Tuna Nehri 10 sanayileşmiş Avrupa ülkesinden geçer- o siyanür havuzundaki siyanürler Tuna Nehri'ne karıştı, Tuna Nehri vasıtasıyla Karadeniz'e deşarj oldu. Şimdi örneğin, Dinyeper, Dinyester'i düşünelim, Tuna'yı, Kızılırmak'ı düşünelim, bu kadar toksik atığın sanayileşmiş alanlardan gelen bu nehirlerin deşarj olduğu yerdeki balıkları sağlıklı kabul etmek mümkün mü? Yani bu toksik atıklar nereye gidiyor? Özellikle çok yıllık balıklarda -nedir- dip balıklarında, orfoz, lahoz, barbun, dil balığı, kalkan balığı bunlarda toksik atığın -ağır metal diyeyim daha doğrusu- ağır metallerin olduğuna ilişkin ben araştırma okuduğumu hatırlıyorum. Şimdi hemen çıkarıp koyamam ama tekrar arşivime bakacağım. Bunu asla ve asla balıktan, denizden uzak duralım falan diye söylemiyorum. Ama bunun düzeyini bilirsek buna uygun da bilimsel yol ve yöntemlerle onu elimine edecek birtakım yöntemler geliştirebiliriz diye düşünüyorum.
Teşekkürler.