KOMİSYON KONUŞMASI

CENGİZ GÖKÇEL (Mersin) - Değerli Başkan, "MADDE 9- 1380 sayılı Kanunun 34 üncü maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

'El konulan su ürünleri ve istihsal vasıtaları:

MADDE 34- El konulan su ve istihsal vasıtaları hakkında aşağıdaki işlemler yapılır:

a) El konulan canlı olmayan su ürünlerinden insan tüketiminde veya sanayide kullanılması mümkün, ancak muhafaza edilmesi mümkün olmayanlar, el koyma işlemini gerçekleştiren görevlilerin ihtiyaç duyması halinde en yakın Bakanlık laboratuvarında veya kamu kuruluşlarında görevli veteriner hekim, Hükümet, belediye veya sağlık merkezi tabiplerinden birine muayene ettirilir."

Değerli arkadaşlar, Sayın Başkan; on ikide Komisyon toplantısı başladığında bu Komisyona getirilen su ürünleri yasa maddeleriyle alakalı bir yıldır çalışıldığını, bütün fakültelerden, bu işte uzman olan öğretim üyelerinden, bu işle iştigal eden birliklerden vesair kuruluşlardan görüş alınarak hazırlandığını söylediniz. Barış arkadaşımızın daha sonradan size itiraz ettiği, sizin ona ithaf ettiğiniz... "Bu kurnazca hazırlanmış bir teklif." diye söylediniz. Değerli Hocam, burada Hükûmet tabibi... Eskiden uygulaması vardı, şu anda yürürlükte yok. Belediyelerin böyle bir uygulaması yok. Tamamen kes, yapıştır, monte et yöntemiyle buraya bir yasa teklifi getirilmiş. Bunu bir defa kınadığımı belirtmek istiyorum.

Devam ediyorum: "Tüketiminde veya kullanılmasında sakınca görülmeyenler, Tarım ve Orman Bakanlığı veya Milli Emlak Genel Müdürlüğü birimleri marifetiyle, bu birimlerin bulunmadığı yerlerde ise belediye veya ihtiyar heyeti tarafından en yakın satış yerinde açık artırma sureti ile satılır."

Değerli arkadaşlar, belediyelerde Meclis üyeleri var, artık ihtiyar heyeti diye bir uygulama kalmadı. Kırsal mahallelerde muhtar seçiliyor, yanına aza seçiliyor yani "Burada kurnazca teklif yapılıyor." dediğiniz yasa maddelerinde aslında kimin ne yaptığı ortaya çıkıyor.

Sayın Başkanım, burada ülkemizin de geleceğe dair su ürünlerinde gelişmesi ve ülkemizin insanlarının balıktan elde edeceği proteinle alakalı çok önemli bir yasa çalışması yapıyoruz. Bu kadar ciddiyetten uzak ve Mecliste kanunlaşacak maddelerin bile değer bulunup ince ince, nokta nokta deyimlerin yeniden revize edilerek yazıldığı bir yasa maddesi yerine -az önce de söyledim- kes, yapıştır, monte et yöntemiyle getirilmiş bir yasa maddesi var önümüzde. Bunun neresi ciddi? Bunun neresinden bakalım?

Sayın Başkanım, değerli arkadaşlar; burada biz her zaman liyakat diyoruz. Niçin liyakat diyoruz? Bir meslekle alakalı uzmanlaşmış insanların kamuda olması kamu düzenini ve işleyişini çok daha verimli hâle getirecek diye biz bunu düşünüyoruz ve talep ediyoruz. Burada, tarımda şimdiye kadar yaptığınız bir sürü yanlışların içinde siz ülkemizi ekonomik olarak çok kötü durumlara sokan hayvan ithalatında gümrüklerde bunun kontrolünü yapması gereken veteriner hekimler olması şartken zooteknik eğitimi almış insanlara bunu yaptırdınız. Sonunda size güvenip ülkeye nereden ve nasıl geldiği belli olmayan ithal hayvanı ahırına bağlayan çiftçilerin mağduriyetine yol açtınız. Bunun yanında, ülkemizde hayvansal hastalıkların artmasına ve bununla alakalı da hem çiftçilerimizin zarar etmesine hem de ülkemizin döviz kaybına neden oldunuz. Burada da sizin yine su ürünleriyle alakalı sadece bir yasa çıkarmış olmak için bu yasayı bugün Komisyona getirmiş olduğunuzu anlıyorum.

Değerli arkadaşlar, burada, bitkisel üretimde kimyasal ilaç kullanacak çiftçilere siz kimyasal ilaç kullanması konusunda belge verdiniz iki günlük eğitimler neticesinde. Su ürünlerinde bu kadar önemli konularda -arkadaşlarımın da saat on ikiden beri gündeme getirdiği- ne su ürünleri mühendisi ne de bu alanda eğitim almış hiçbir vatandaşımızla alakalı bu yasa maddesinde onlardan faydalanmayı bile düşünmemişsiniz.

Değerli arkadaşlar, burada, bizleri Parlamentoda bize güven duyan vatandaşlar ülkemizi yüzdüğü açık denizde içinde hepimizin olduğu bir gemide adlandırarak bizi görevlendiriyor. Burada o kadar hassas, o kadar iyi niyetle kanunlar çıkarmalıyız ki... İşte, gelen olumlu tekliflerin ve katkı yapacak yasa önerilerinin hangi partili milletvekilinden, hangi Komisyon üyesinden gelirse gelsin doğru ya da yanlış olduğuna bakmanızı isterdik ama siz söylenene bakmıyorsunuz, onu kimin söylediğine bakıyorsunuz. İşte, tam da ülkede bugün yaşadığımız sıkıntıların asıl kaynağı bu. Ya, düşmanınız da bir şey konuşabilir burada ve düşmanınızın söylediği doğru olabilir. Düşmanım söyledi diye doğru olan şeyi kabul etmeyip bize dahi zarar verecek olan söylemleri ya da eylemleri yaparsak bundan hiç kimse fayda elde edemez.

Değerli arkadaşlar, bugün neredeyse on iki saattir bir aradayız. Biz burada müzakere edilerek her maddede bizlerin de fikirlerinden faydalanılması noktasında bir davranış göstermenizi beklerdik ama üzülerek belirteyim ki maalesef, az önce söylediğim gibi, bizim söylediklerimizi muhalefetten gelen bir düşünce, muhalefetten gelen bir teklif diye kabul etmemekte direniyorsunuz.

Değerli arkadaşlar, başında da söyledim, bu yüce Meclis çatısı altında bu ülkenin ve bu insanların menfaatine olacak çalışmaları yapıp yasaları buna göre çıkarmamız gerekiyor, hepimizin sorumluluğu bu. Bu hassasiyetle bu yasa çalışmalarında bulunmamız gerekiyor. Herkesin iyi niyetle burada görev yaptığını anlayan, demokrasiyi çoğunluk olarak düşünen yapının değişip aslında demokrasinin azınlıkların da fikrine saygı duyulması anlamına geldiğini anlayan bir noktaya gelinmesini umuyorum ve diliyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum.