| Komisyon Adı | : | (10 / 102, 461, 682, 977, 981, 982) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Prof. Dr. Şağdan Başkaya'nın, üniversitelerdeki Yaban Hayatı Bölümleri, Türk kültüründe avın yeri ile Türkiye ve dünyada av ve avcılığın durumu hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 10 .10.2019 |
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Evet, Komisyonumuza hoş geldiniz.
Bir genel değerlendirme yapacağım şu ana kadar konuşulanlarla ilgili, daha sonra da biraz da özele ineceğim. Yani önce kısa kısa özetlersem, ne Amerika'ymış diyeceğim. Yani ne Amerika'ymış ki Trump'ın yaptığı küstah açıklamadan sonra bile, şu anda yapılmakta olan harekâtla ilgili hâlâ Amerika'dan örneklerle, bugünkü Komisyon toplantısında sürekli onları konuşuyoruz; oradaki istatistikler, Trump, işte, avcılığı, hadi avcılık demeyelim, bireysel silahlanmayı destekliyormuş, rakibi olan da destekliyormuş. Yani aslında özellikle harekâtı konuştuğumuz bugünlerde Amerika'dan örneklerle boğulmak da gerçekten çok üzücü oldu.
İÇ ANADOLU AV VE YABAN HAYATI FEDERASYONU BAŞKANI SELİM ŞAHİN - En aşağılık gördüğümüz Amerika'yı bile örnek göstersek bu konu çok daha önemli olacak; hani "En basit; Amerika bile bu düzeyde." demek, daha keyifli olacak.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Öyle ifade edilmedi.
İÇ ANADOLU AV VE YABAN HAYATI FEDERASYONU BAŞKANI SELİM ŞAHİN - Kıyaslama sebebimiz bu.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Bu konuda bir örnek olarak ifade edildi.
NEVZAT CEYLAN (Ankara) - Trump'ın oğlu Antalya'ya ava geldi birkaç kez.
PROF. DR. ŞAĞDAN BAŞKAYA - Sayın Vekilim, meselemiz Trump değil. Amerika, bilimin merkezi bugün; biz doktora öğrencilerimizi oraya sevk ediyoruz. Yüzde 70 patent orada.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Sayın Hocam, şimdi, sizi ben dinledim ve negatif bir bakış açısıyla da konuşmuyorum ama konuşmanın üslubuna hepiniz riayet edin, ben düşüncelerimi ifade edeyim.
Şimdi, bu çok üzerinde durulduğu için söylüyorum, aynı zamanda da ben sunumun yine İngilizce değil Türkçe olmasını da tercih ederdim; onu da ayrıca söyleyeyim. Yani İngilizce biliyoruz ama yine de Türkiye Büyük Millet Meclisinde yapılan bir sunumun Türkçe olmasını, sunumun Türkçe olmasını isterdim.
PROF. DR. ŞAĞDAN BAŞKAYA - Türkçe konuştum.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Şimdi, diğer tarafından gelirsek de maalesef ülkemizde her konuya herkes işine geldiği gibi yaklaşıyor. Konuları, bu konuyu da öyle parça parça noktalarını incelediğimizde, yani işte bu avcılığı, avlanmanın bir yeme ihtiyacını veya hayatta kalma ihtiyacını sağlaması bakımından ele alırsak, diğer taraftan ise milis kuvvet olarak bir güç teşkil etmesi noktası var; bunun haricinde, turizm açısından değerlendirilebilir. Yani bu bakımdan, parça parça ele aldığımızda fotoğrafın bütününden o kadar uzaklaşıyoruz ki. Yani Komisyon toplantısının birinci dakikasında aslında daha ilk değerlendirmemiz gereken konudan, şu anda zannediyorum bir üç saat yol kat ettik. O yüzden ben başa dönerek söyleyeceğim. Bir kere, bir canı öldürüyoruz; bu, bir yerde dursun. Ha, bu canı zaman zaman dini vecibeler nedeniyle de öldürüyoruz, zaman zaman hayatta kalmak için de; daha da öteye geçiyorum, bırakalım bir insanın hayvanı öldürmesinin ne kadar acı bir olay olduğunu, biz tür olarak, insan olarak insanı öldürüyoruz türlü nedenlerle. Yani adına, geçmişten itibaren gelirsek işte, bir ülkenin bağımsızlığını kazanması gerekçesiyle de öldürüyoruz veya işte bir namus cinayeti diye de işleniyor, çeşitli cinayetler de işleniyor.
Şimdi, buradaki temel konu şu: Bu dünyadaki özellikle yaban hayatıyla ilgili konuda dengeyi doğa mı sağlayacak, yoksa biz dengeyi biz kendimizce bozacağız ve sonradan da bunun dengesini sağlamak için bazı enstrümanlar mı geliştireceğiz, bunu mu yaşamımıza katacağız? Şimdi, zaten biz insan türü olarak dünyadaki doğayı bozmasak, o dengeyi bozmasak aslında düzeltmemiz de gereken bir şeyle karşı karşıya kalmayacağız. Yani dolayısıyla, gördüğümüz rakamlar, işte, popülasyon şu kadar artmış, şu kadarlık bir kota olsun falan; aslında bu, bir oyun. Buna da çok güzel "turizm" adı altında bir kılıf da ortaya çıkarmışız ki bu da bir gerçek. Yani bu bahsettiğimiz turizmle ilgili ne kadar büyük bütçeler, ne kadar büyük tutarları ülkemize döviz olarak getirdiği dâhil olmak üzere bu da bir gerçek ama bunu da biz yaptık yani yaptık ve oldu. "Oldu."nun üzerine konuşuyoruz da biz yaptık bunu, bu vakayla da şu anda karşı karşıyayız.
Şimdi, parça parça ele alırsak, ben ilk başta, bir hayvan canının nasıl alındığı noktasına işi götürürsem eğer, yemek amaçlı değilse bu veya hayatta kalmak amacını içermiyorsa bunu bir "cinayet" olarak tanımlıyorum. Yani, size silah çeken birine karşı siz de meşru müdafaa olarak silah çekersiniz ama sizden bihaber olan, kendi doğal yaşamının içinde hareket hâlinde olan ve o doğal yaşamın içinde belirli bir amaca dönük olarak yaşayan bu hayvanları; hem ekolojik sistemi oluşturmak bakımından hem yavrusunu beslemek, üremek, bunun gibi gerekçelerle yaşamakta olan bir hayvanı bir anda böyle çok acı bir şekilde yok ediyorsunuz, vuruyorsunuz, öldürüyorsunuz; sonra da bunun sonuçlarını yönetmeye kalkıyoruz hepimiz, onu konuşuyoruz yani "Bu yaptığımız faaliyetin sonuçlarını nasıl yönetiriz, işte, muhafaza memuru sayısını nasıl artırırız, kaçak avcılık noktasında nasıl tedbirler alırız?" diye. Ben gerçekçi bir perspektifle yaklaşacağım: Tüm bu gerçeklerin ışığında, yapmamız gereken temel nokta, ortaya çıkan şey: Bugün burada, Komisyonda aramızda olmayan ve olamayacak olan, kaçak avcılık yapan kişilerin bir şekilde bundan menedilmesini sağlamak. Devlet kurumları olarak da bu konuda biz bize düşen görevleri yapmalıyız, tavsiye kararlarını almalıyız.
Diğer taraftan, bu konuyla ilgili, belli ki, şu ana kadar ortaya çıkan düşünceleriniz ile -yani avcılık STK'leriyle ilgili olarak söylüyorum- kendi bakış açınızla ortaya koyduğunuz düşüncelerdeki kararlılık maalesef kaçak avcılık hakkında yaptığınız konuşmalarda görünmüyor; dolayısıyla, bu konuda mutlaka daha iyi bir koordinasyon kurulması gerekli.
Şimdi, avcılık konusunun bir de şöyle bir boyutu var yani işin sportif, turistik falan taraflarının bir yanında da şöyle bir tarafı var: Eskiden -yani tarihsel olarak söylüyorum- tarihsel olarak, işte, ateşli silahların bulunduğu tarihler belli, özellikle yüz yüze yani göğüs göğüse muharebenin çok yaygın olduğu bir geçmiş derinliğine sahibiz yani yaklaşık 3 bin-4 bin yıllık insanlık medeniyetinin geçmişinde böyle bir savaşma metodu var ancak artık içinde bulunduğumuz çağda bu savaşma metodu artık eskisi kadar öne çıkmıyor, daha farklı metotlar kullanılıyor: Füzeler, onun dışında, pek çok yazılımsal, elektronik savaş araçları gereçleri, uçaklar, tanklar, bunun gibi ve denizlerde kullanılan araçlar var. Dolayısıyla, bu bakımdan da avcılığın aslında eskisi kadar bir savaşın sonucunu belirleyecek bir gücü olduğunu düşünmüyorum.
İÇ ANADOLU AV VE YABAN HAYATI FEDERASYONU BAŞKANI SELİM ŞAHİN - Yanlış.
TRAKYA AVCILIK, ATICILIK VE YABAN HAYATI KORUMA FEDERASYONU ÜYESİ SERKAN GAMLI - Yanlış konuşuyorsunuz.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Ancak...
SİLAH SAVUNMA SANAYİCİ SATICI VE KULLANICILARI DERNEĞİ BAŞKANI BEKİR SİPAHİ - Bosna Savaşı daha şurada yeni.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Şimdi oraya geliyorum.
Şimdi, ancak...
SİLAH SAVUNMA SANAYİCİ SATICI VE KULLANICILARI DERNEĞİ BAŞKANI BEKİR SİPAHİ - Bir de 1974 Harbi'miz var.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Ben de oraya geliyorum.
Meskûn mahallerde yapılan ve yapılabilecek bu tip harekâtlarda özellikle silah kullanımını bilen -yani bu, filmlerdeki gibi olmuyor, onu biliyoruz; o da bir deneyim gerektiriyor, eğitim gerektiriyor- kişilerin bunlar ister avcı olsun ister olmasın ister farklı yönde, poligonlarda eğitim almış olsun veya farklı yani canlıya ateş etmesin de işte robotik hayvanlarla hareket etsin, yazılımsal olarak hayvanları, hayvan hareketlerini taklit edebilen... Gelecekte mutlaka bunlar karşımıza çıkacaktır. Bir çözüm önerisi olarak... Zaten eğer bu hızda giderse dünyada bir yaban hayatı söz konusu olamayacağı için ama bu içgüdüsel davranış biçimi de artık nesilden nesile aktarılan, babadan oğula aktarılan bir alışkanlığa da dönüşeceği için dolayısıyla belki de robotik avcılığa bu iş dönecek. Dolayısıyla, yani söylediğiniz, ortaya koyduğunuz parametrelerin birçoğu gerçek olmakla birlikte, bakış açınızla birlikte güçlendirilmiş ve benim analizime göre ölçüsünü abartılı bir noktaya taşımış olduğunuz konular; tabii, bu şekilde aktardığınızda belki bu, daha kısa sürede daha anlaşılır hâle de geliyor. İnsanların artık, tabii, hobileri değişti, farklı jenerasyonlar var yani şu anda bizler X, Y jenerasyonlarını temsil ediyoruz ama Z jenerasyonu var, peşinden gelen kristal çocuklar var, bunlar akıllı telefonlarla, Android telefonlarla aslında hayatın içinde tecrübe etmesi gereken pek çok deneyimi bilgisayar oyunlarıyla yaşıyor; dolayısıyla, onların duygulanımı bizimkilerden de farklı aslında. Bugün o yüzden burada konuşmamız gereken konulardan bir tanesi şu: Bugün bizlerin konuştuğu ve tavsiye kararları alacağı pek çok konu bundan sonra -beş yıl sonra, on yıl sonra, yirmi yıl sonra- bizim, bu dünyayı bırakacağımız çocuklar ve gençlerin yaşamak isteyip istemediği bir dünya olacak.
Tekrar altını çiziyorum: Bizim konuştuğumuz, örnek verdiğimiz Amerika Birleşik Devletleri Japonya'ya 2 tane atom bombası göndermiş; kendi türünü, atom bombasını gönderdiği o Hiroşima ve Nagazaki'de yaşayanları yok ederek bu anlamda, aslında, insan karşıtı, doğa karşıtı bakış açısını ortaya koymuş bir ülke ve onun geliştirdiği kültür ve alışkanlıkları ayrıca daha dikkatli ele almamız gerekir diye düşünüyorum.
Dolayısıyla, ana noktaya odaklanacak olursak...
BAŞKAN - Toparlayalım.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Komisyonun daha önce ortaya koyduğu ilkesel görüşe katılmakla beraber, avcılığın temelinde insan veya hayvan... Buna balıklar da dâhil yani balık tutma da dâhil -hani, söylemiştiniz, o da dâhil- olmak üzere açıkçası Komisyonun görüşüne katılıyorum ve bunlara da karşı görüşümü, şerhimi düşerek, avcılığı da bugün itibarıyla gerek Türkiye'de gerekse dünyada insanların geliştirdiği ve belirli bir noktaya taşıdığı bir gerçek olarak da ortaya koyuyorum. Bu gerçeği ne kadar kontrol edebiliriz, bunu tartışıyoruz; bu bakımdan da yaban hayatındaki popülasyonun artırılması noktasına özellikle odaklanarak şu andan itibarenki konuşmalarınızda özellikle sizlerin bu konudaki çözüm önerilerini, en baştan beri şu ana kadar yaptığınız konuşmalardaki kararlılık ve netlik seviyesinde, yüksek sesle dile getirmesini bekliyoruz.
BAŞKAN - Teşekkür ederiz.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Ve son olarak da şunu ilave edeyim: Bizler milletvekili olarak seçilirken bu vatan sınırlarının içindeki hem insanların hem hayvanların hem bitkilerin yani daha doğrusu yer altı zenginliklerinin, yer üstü zenginliklerinin hepsinin haklarına sahip çıkmak için ve bu hakları da düzenlemek için görevlendirildik; dolayısıyla, bizim bakış açımızın daha dengeleyici bir bakış açısında olduğumuzu belirterek, aynı zamanda bunu da normal karşılamanızı sizlerden Komisyon olarak rica ediyoruz.
Teşekkür ediyorum.