KOMİSYON KONUŞMASI

CAVİT ARI (Antalya) - Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım, Varlık Fonu'muzun Değerli Genel Müdürü ve bürokrat arkadaşlarımız; ben de hepinizi öncelikle saygıyla sevgiyle selamlıyorum.

Sözlerime öncelikle Sayın Hamzaçebi'nin sözlerinin devamı niteliğinde başlayarak şunu sormak istiyorum: Varlık Fonu AŞ'nin bugüne kadar Türkiye ekonomisine yapmış olduğu katkının net, somut sonucu nedir? Bugüne kadar bu Fon'un oluşmasından, bu şirketin kurulmasından Türkiye ekonomisi ne elde etti? Sadece bürokrasiye bir kurum mu kazandırdık? Sadece bu bürokraside görev yapan belli kişileri mi burada istihdam ettik? Tek kazancımız bu mu yoksa somut sonuçları var mı? Birinci sorum, merak ettiğim konu bu.

Diğer yandan "Dünya standartlarında denetimi olan bir kurum ve kuruluş hâline geldik." şeklinde bir beyanda bulundunuz biraz önceki sunumunuzda. Bu denetim konusuna geçmeden önce yine merak ettiğim bir hususu da sorarak devam etmek istiyorum, Milli Piyango konusu. Şimdi "Türkiye Varlık Fonu'nun yetki belgesi ve yol haritası" başlıklı yani o eve benzettiğiniz şemada, birinci bölümde "Fon bünyesindeki varlıkların değerini üst seviyeye çıkarmak" şeklinde 1'inci madde olarak tanımladınız ve buna ilişkin olarak da en güzel örnek olarak Milli Piyangoyu verdiniz. Ben buradan sormak istiyorum tekrar: "Opsiyonel işlemler, on yıllık hizmet alım sözleşmesiyle yüklenici firmaya devredildi." dediniz. "Milli Piyango özelleştirilmiyor, devlete ait olmaya devam ediyor." şeklinde hem yazılı hem sözlü beyanınız oldu. Peki, ben buradan tekrar soruyorum: Bu firmaya devredilmesi ile devredilmemiş olsaydı bizim genel olaraktan bu Kurumdan elde edecek olduğumuz kâr arasında bir farklılık var mı? Yani biz burada özelleştirme kapsamında... Bu firmanın sözleşme taahhütlerinde verdiği rakam garanti bir rakam mı yani sözde ihale olarak geçen rakam bu şirket tarafından kesin ödenecek olan bir rakam mı yoksa elde edilecek olan kâr üzerinden yapılmış bir taahhüt şeklinde mi, bunu pek anlayamadım, bu konuda da bir açıklık ifade ederseniz çok memnun olacağım.

Diğer yandan, şunu ifade etmek istiyorum: Denetim konusu. Şimdi, denetimde tabii gündemimiz gereği öncelikle 2017 yılının denetimini konuşuyoruz. Burada şirketin faaliyette bulunmadığını ve fon yönünden değerlendirme yapıldığını ifade ettiniz. Tabii, bu denetmenlerimizin hazırlamış olduğu raporda ben şu bölümü özellikle tekrar okumak istiyorum: "2017 yılında ihdas edilen ve faaliyetlerine başlayan Türkiye Varlık Fonu, inceleme dönemimiz itibarıyla bağımsız denetim, hukuki danışmanlık ve diğer danışmanlık başlıkları altında yekûnu 9 milyon 159 bin 891 TL olan danışmanlık hizmeti satın almıştır. Meskûn hizmetlerin 3 milyon 83 bin TL'si bağımsız denetim giderlerinden, 2 milyon 356 bin 67 TL'si hukuki danışmanlık giderlerinden, 3 milyon 720 bin 244 TL'si ise diğer danışmanlık giderlerinden teşekkül etmektedir." Şimdi, buradaki rakamlara baktığımızda... Piyasa koşullarını hepimiz biliyoruz yani denetim firmasının yapacak olduğu işi ve hukuki danışmanlığı. Özellikle ben de bir hukukçu olarak sormak istiyorum yani bir şirket faaliyette bulunmamış ve sadece fon olarak 2017'de faaliyette bulunmuş ama 2 milyon 356 bin 647 TL'lik nasıl bir hukuki danışmanlık alınmış, ben çok merak ediyorum. Yirmi yedi yıllık bir avukat olarak böyle bir rakamın hangi hukuki uyuşmazlık nedeniyle, hangi avukatlık ofisine ve ne amaçla verildiğini çok merak ediyorum. Yani benim meslek hayatımda aklımın almayacağı bir rakam ve böyle bir rakamı bir "hukuki danışmanlık" adı altında hangi firmaya, hangi avukata, ne amaçla verdiğinizi ben çok merak ediyorum. Özellikle yine denetim konusu. Burada her ne şekilde verilirse verilsin yani şekil itibarıyla doğrudur yanlıştır yöntemi ve... Denetmen arkadaşlarımız tarafından burada mükerrer denetimden dolayı fazla verilmiş bir para var, bu paranın geriye iadesi veya -hukuki anlamda söylersek- tahsili gerekmekte ve raporda da bu amaçla birtakım işlemlerin başlatılması gerektiği ifade edilmiş.

Şimdi, Sayın Genel Müdürümüz Kurumun bu anlamda zararı olmadığını ifade ettiler ama Denetim Komisyonu Raporu ile bu beyan çelişmekte çünkü Denetim Komisyonu fazladan bu anlamda ödenen para olduğunu ve bu fazladan paranın geriye tahsili için işlem yapılması gerektiğini ifade etti. Siz ise karşılıklı mahsuplaşmadan bahsettiniz ve hatta firmaya olan borcunuzu mahsup ederekten ödemekten kurtulduğunuzu ifade ettiniz. Bu iki beyan arasında bir çelişki olduğunu ifade ediyorum. Dolayısıyla siz "Dünya standartlarında denetimi olan bir kurum hâline gelmiştir." derken aslında şunu ben size söyleyeyim: Şu an sizin yapmış olduğunuz görev veya fon denetime tabi bir hâle gelmiş durumda. Yani denetim değil, esas denetimi denetlemek zorunluluğunda olduğumuz bir döneme gelmiş durumda. Burada bağımsız denetçilere fazla verilen paralar -yani hiç kimsenin görevini tartışmak istemiyorum ama- ve özellikle de 2 milyon 356 bin 647 TL'lik hukuki danışmanlık ve yine diğer kalem olan 3 milyon 720 bin 244 TL'lik diğer danışmanlık giderlerinin ne olduğu burada açıklanmalı. Aksi hâlde bu konular şüphe götürebilir. Ve özellikle de şunu söyleyeyim: Eğer bu kalemlerde tahsilat sağlanamamış ise yani işlem yapıp da tahsilat sağlayamadınız ise bu fazla ödeme yapan kişiler hakkında da herhangi bir işlem yapıldı mı yapılmadı mı, bu konuları da merak ediyorum.

Teşekkür ediyorum.