| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Varlık Fonu ve Türkiye Varlık Fonu Bünyesinde Kurulan Alt Fonların Mali Tabloları ve Faaliyetleri Hakkındaki Denetim ve İnceleme Raporlarının Sunulduğuna Dair Başbakanlık Tezkeresi (3/43) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 16 .10.2019 |
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Öncelikle Türkiye Varlık Fonu'nun Sayın Genel Müdürü ve aramızda olan diğer tüm mensuplarını, milletvekili arkadaşlarımı saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, sorularıma ve düşüncelerimi paylaşmaya geçmeden önce, ilk dikkatimi çeken şey sunumunuzdaki kapak resmi; anlamlı geldi. Bilmiyorum yani böyle rastgele bir fotoğraf mı koydunuz? Çünkü genellikle kurumlar öyle bir resim koyacakları olduğunda, koymak zorunda kaldıklarında kurumun binasını, kurumun birtakım müştemilatını sunarlar ama siz Topkapı Sarayı'nı koymuşsunuz. Anlamlı, manidar bir slayt resmi olarak geldi bana. "Türkiye Varlık Fonu olsa olsa böyle zenginliklerin, sarayların bir fonu olur." diye bir algıya neden oldu. Beni bağışlayın, dikkatimi çektiği için bunu paylaşmak istedim. Tamamen rastgele olabilir, öyledir de tahmin ediyorum ama algı farklı oluyor.
Şimdi, ben Türkiye Varlık Fonu'nun, sizin sunumunuzdan, bize verilen raporlardan elindeki sihirli değneği hâlâ çözemedim. Yani gerek bu Millî Piyango meselesi olsun gerek sendikasyon kredisi olsun gerek Millî Emlaktan devralınan taşınmazlardan elde edilen gelirler olsun, hangi sihirli değnek var elinde?
Şunu birinci soru olarak aklıma geldiği için soracağım: Türkiye ekonomisine olan güven, Türkiye'nin gidişatına olan güven endeksleri özellikle şu anda içinde bulunduğumuz Suriye meselesi üzerinden Varlık Fonu'na olan güven ve yatırım pozisyonlarına olan güven konusu sizin iş ve işlemlerinizi nasıl etkiliyor, bu konuda düşüncelerinizi almak istiyorum. Yatırımcıya güven veriyor muyuz? Yani Varlık Fonu'muz var falan ama Türkiye ekonomisi ve Türkiye'nin dış politikası, iç meseleleri sizi ne düzeyde etkiliyor, bunu merak ediyorum.
Şimdi, 24 Ocak 2017 tarihli, 2017/9756 sayılı Kararname'nin 1'inci maddesiyle birtakım taşınmazlar Varlık Fonu'na devroldu. Ben taşınmazların listesine baktım, işte, mesela İzmir'de de sadece Selçuk ilçesinde taşınmazlar var ki anladığım kadarıyla bunlar daha çok turizm ve otel bölgelerine ait taşınmazlar ama yani bir kriter konmamış. "Mülkiyeti hazineye ait olan şu, şu, şu taşınmazlar Varlık Fonu'na devredilmiştir." diyor. Kriter nedir efendim, hangi kritere göre bunlar belirleniyor? Bu kriterleri ortaya koyan hukuki bir düzenleme var mıdır ya da rastgele, kıymeti, değeri yüksek, getirisi götürüsü yüksek taşınmazlar mı alınmıştır? Bir kere bunu yani Millî Emlak görevini yapamıyor mu da bu taşınmazlar Varlık Fonu'na devroluyor. Millî Emlak bunların kira ve gerek iş ve işlemleri... Sayın Hamzaçebi bu konuda ilgili kanunlara da atıfta bulunarak çok iyi bir açıklama yaptı, teşekkür ediyorum. Ben de aynı soruyu yöneltecektim ama ben şöyle bir farklılık yaratayım: E, bu taşınmazların gelirlerini Millî Emlak toplayamıyor muydu da, hazineye bir gelir kaydedilemiyor muydu ve Varlık Fonu bu konuda ne yapacak da bunlardan biz hazinemize ya da Varlık Fonumuza daha çok bir fayda sağlayacağız? Ben hâlen bunu anlayabilmiş değilim. Yani burada bu taşınmazların Fon üzerindeki varlığı üzerinden biz bir yatırımcıya ve dış finans çevrelerine bir güven yaratmayı hedefliyorsak o zaman bu bir nevi bir teminat algısı ve anlayışına uygun düşer mi, düşmez mi, onu merak ediyorum.
Tabii, bir başka sorum, bu sendikasyon kredisi... Gerçi, bu belki seneye raporda incelenecek, ortaya konacak, tartışılacak ama şu Varlık Fonu nedir, ne değildir diye bir tablo bize sunuldu; bildiklerimiz, tartıştıklarımız, konuştuklarımız, düşüncelerimize belki aykırı gelen bir bilgi, bir enformasyon bize sunuldu. Mesela "Banka değildir, kredi vermez." deniyor. Peki, ben iktisatçı değilim ama merak ediyorum, bu 1 milyar dolar sendikasyon kredisi...
TÜRKİYE VARLIK FONU YÖNETİM
İ AŞ GENEL MÜDÜRÜ ZAFER SÖNMEZ -Kredi alabilir.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Tamam, aldınız, ne yapacaksınız? Yani 1 milyar dolar krediyi aldınız, bu kredi ne olacak, nasıl değerlendirilecek? Şimdi "Banka değildir, kredi vermez." diyorsunuz. Alacağız, kasada duracak ya da ne olacak bu 1 milyar dolar? Bu konuda kafama takıldığı için sizden de bilgi almak istiyorum.
Şimdi, bir başka konu "Özelleştirme idaresi değildir." Bütün arkadaşlarım bu konuda özellikle vurgusunu yaptı. Millî Piyango İdaresi... Yani, şimdi hasılattan bahsediliyor buradaki verdiğiniz şeyde. Ben bu rakamlar üzerinde fazla durmak istemiyorum, hakikaten bunlar önümüzdeki yılın yani bu sunumda belki bu yıl içerisinde yapılmış iş ve işlemler olduğu için, hani denetime de girmediği için belki çok üzerinde denetleme açısından bir vurgu yapmak pek doğru olmayabilir ama yine de merak ediyorum yani. 2018 yılı sonu hasılat 3,4 milyar lira iken işletme gideri yüzde 13,5. Yeni modelle, hizmet alımı ihalesiyle, işte, 2021 asgari hasılat taahhüdü 9,3 milyar TL, işletme gideri yüzde 9,5'e düşmüş. Şimdi, aklıma gelen soru tabii şu: Burada bir idare, devlete kalan bir hasılat var. Yani, bu yöntem konusunda soru işareti var, bu Millî Piyango idaresinin yaptığı işlemlerin yüzde kaçı ikramiye olarak ya da kazananlara dağıtılıyor, yüzde kaçı kalıyor, kâr payı nedir, kâr marjı nedir, bunlar da açıkçası düşündüğüm, aklıma gelen sorular.
Sayın Başkan, sanıyorum üzerinde durmak istediğim başka bir mesele yok. Bunlara yanıt bulabilirsem...
Teşekkür ederim, sağ olun.