| Komisyon Adı | : | DIŞİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | İslam İşbirliği Teşkilatı Polis İşbirliği ve Koordinasyon Merkezi Tüzüğünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/2034) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 23 .10.2019 |
KAMİL AYDIN (Erzurum) - Evet, Haluk Bey'in hissiyatına tabii, duygusal boyutta, bireysel boyutta katılıyoruz. Tabii, bunun çok formel, çok böyle parti seviyesinde ifade edilmesi bizi daha çok mutlu eder, onu da merak ediyorum; acaba öyle bir düşünce, öyle bir görüş, öyle bir bakış var mı diye.
Şimdi, elbette ki tarihsel süreçte zaman zaman yalnız kaldığımızı hissediyoruz. Sadece İslam İşbirliği Teşkilatı değil, bizim üyesi olduğumuz birçok uluslararası birliktelikler var. Yani bizim için zaten çok sürpriz olmadı, böyle bir beklenti, böyle bir tavır şeyi bekliyorduk biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak ama aynı tavır Avrupa Birliğinden de geldi, Avrupa Konseyinden de geldi hatta Birleşmiş Milletler kararlarına baktığımız zaman, çok, lehimize böyle alınmış, alt komisyonlardan gelen bir karar söz konusu değil. Geçen hafta NATO Parlamenter Asamblesindeydik arkadaşlarla beraber, öyle çok bizim lehimize olayımızı onaylayan tavırlar görmedik hatta dışarıda gösteriler yapılırken içeride de neredeyse linçle karşı karşıya kaldık ama şunu hiç gündeme getirmedik: Yani NATO'dan çıkalım, NATO'ya küselim, o birlikteliğin dışında olalım, Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi falan. Aslında kalıp mücadele etmekten yanayız, Türk milletinin de şiarına bu yakışır.
Şimdi burada İsmail Bey'in söylediğini ben biraz daha açacağım. Bu teklifte, şimdi karşımızda Arap Ligi devletleri ya da İslam İşbirliği Teşkilatı bağlamı içerisinde düşündüğümüzde Türkiye standartlarında bir demokratik geleneğe ya da yönetim şekline sahip bir ülke yok. Sayın Serdengeçti burayı birazcık açarsa çok mutlu oluruz, bize de bireysel olarak. Ben uluslararası ilişkiler ve Türk dünyasından sorumlu Genel Başkan Yardımcısıyım ve inanın, özellikle Arap ülkelerindeki bizim Türk vatandaşlarımızın; bu Hataylı da olabiliyor, Gaziantepli de olabiliyor, Kilisli de olabiliyor hatta çok masumane, yardım amaçlı, Bayır Bucak Türkmenlerine bir kamyon yardım götürürken dahi IŞİD üzerinden onların kontrolüne, onların eline geçip şu anda bunu bir uluslararası koz gibi düşünüp bu kadar antidemokratik davranma içerisine girip idam fermanları yazılan vatandaşlarımız var, Yavuz Bey bunlara vâkıf, bizlerde de bu bilgiler var. Şimdi, karşımızda çok demokratik bir yapı yok, böyle bir yapı içerisindeyiz. Şimdi, ben yoğunlaşıyorum; Polis İşbirliği ve Koordinasyon Merkezi Tüzüğü, sanki burada -eğer yanlış düşünüyorsam lütfen beni düzeltin- biz onları birazcık legal bir yapıya çekmeye çalışıyoruz. Bunların bu antidemokratik tavırlarını önleyici ortak bir merkez üzerinden taleplerimizi daha doğru, daha muhatap alınabilir getirme adına bir merkez mi kuruyoruz ve bunu biz mi öncüllük ederek yapıyoruz yani artık onları da bir demokratik zemine çekip bir hukuk devleti olma özelliklerini anımsatarak birazcık, bizim mağdur olduğumuz birtakım olayların giderilmesi adına mı düşünülmüş bir şey yoksa gerçekten hani dostlar alışverişte görsün babından karşılıkla teatide bulunuldu, talepler incelendi, hadi böyle bir şey kuralım ama uygulamada kim ne yaparsa yapsın şeklinde bir algısı var mı, bunu öğrenmek istiyorum.
Tepkiye gelince, Haluk Hoca'mın gerçekten haklı bir duygusal tepkisi ama bunu sanıyorum Meclisteki hemen hemen ağırlıklı olarak biz de yaptık, AK PARTİ de yaptı, Cumhuriyet Halk Partisi de yaptı yani bu kararı çok da alkışlamadık yani çok da dikkate almadık; protestolarımızı yaptık, Genel Başkanımız bundan önceki grup toplantılarında mütemadiyen bunların gerçekten haktan kopuk olduklarını, Kaşıkçı cinayeti bağlamında o kadar büyük eleştirilerimiz, o kadar büyük onları protesto edici ifadelerimiz oldu ki onu da ayrı bir not olarak ifade etmek istiyorum ama Sayın Serdengeçti, birazcık şu maddenin içeriğini açıklarsanız çok mutlu oluruz, daha iyi oturur yerine diyorum.