GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Vallahi, başka arkadaşlar da tekrar aldılar, bana gelince hep böyle yapıyorsunuz, niyeyse bilmiyorum, Sayın Başkan.

BAŞKAN - Siz zaten Komisyon üyelerinin yarısı kadar konuşuyorsunuz, onu söyleyeyim.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, haksızlık ediyorsunuz, ayrımcılık yapıyorsunuz. Bu anlamda doğru değil yani.

BAŞKAN - Pozitif yönde sana yapıyoruz, doğru.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Pozitif anlamda yaparsanız sevinirim. Yok, Sayın Başkan, hayır, ben anlamadım deyince bana "Nasıl anlamıyorsun?" diyorsunuz. Bakın, bütün arkadaşlarımız anlamamış, Sayın Mustafa Bey de Bülent Bey de diğer arkadaşlarımız da İsmail Bey de kimse anlamamış, ben size söyleyeyim.

BAŞKAN - Yok, aracılılık hizmetleri, sizin...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Siz anlamışsınız ama hiçbirimiz anlamamışız, neyse...

BAŞKAN - Aracılık hizmetleriyle ilgili sorduğu soru haklı bir soru.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Benimkiler haksız sorular, değil mi?

BAŞKAN - Siz şunu söylediniz: Firmaya yurt dışı...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Benimle aynı soruları Mustafa Bey sordu yani.

BAŞKAN - Açın tutanaklara bakın Sayın Paylan.

Neyse, buyurun siz konuşmanıza devam edin.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Aynı soruları sorduk Sayın Başkan.

BAŞKAN - Ben sizi tutanakları açıp tekrar okumaya davet ediyorum.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ben de sizi davet ediyorum. Siz yoktunuz, bütün arkadaşlarımız anlamadığını söyledi.

BAŞKAN - Buyurun.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, bu yasanın meramını bir sefer net bir şekilde ortaya koymamız lazım. Bu konuda sizden gerçekten hepimizi tatmin edecek bir görüş merak ediyorum. Meramı şu: Yani dünyada büyük şirketler var. Mesela Apple -hepimiz bu telefonu kullanıyoruz- geliyor, burada bu telefonu satıyor ama bundan biz vergi alamıyoruz. Parayı alıyor, götürüyor, İrlanda'da şirket kuruyor, oraya düşük vergisini veriyor. Bu, ciddi bir sıkıntıdır. Bu sıkıntıyı çözmemiz lazım. Kâr vergisi anlamında, kârı anlamında.

HAZİNE VE MALİYE BAKAN YARDIMCISI OSMAN DİNÇBAŞ - Bu ticaret efendim.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hayır, bunu diyorum, örnek olarak söylüyorum. Bununla ilgisi olduğu için söylemiyorum. Sayın Bakan Yardımcım, örnek olarak söylüyorum bunu. Bundan rahatsızlığımız var. Bunu başka bir örnek olarak söyledim.

HAZİNE VE MALİYE BAKAN YARDIMCISI OSMAN DİNÇBAŞ - Araba ile telefonun farkı yok. Zaten ticaret vergisi, KDV alıyoruz.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ama ticaret vergisini matrah üzerinden alıyorsunuz yani kâr üzerinden almıyorsunuz. Yani şu telefonu 100 dolara mal ediyor, gelip bize bin dolara satıyor. Siz ciro üzerinden vergi alıyorsunuz, sıkıntı bu.

Şimdi, arkadaşlar, burada da benzer bir durum var. Burada da Facebook şirketini kuruyor Amerika'da, geliyor, burada reklam hizmeti satıyor. Bunun maliyeti nerede? İnsanları nerede çalıştırıyor? Amerika'da Silikon Vadisi'nde çalıştırıyor, orada maaş veriyor insanlarına ama bütün dünyaya buradan reklam hizmeti satıyor. Onun maliyeti orada, kârı burada. Şimdi, burada bir sıkıntı var. Bu sıkıntıyı nasıl çözeceğiz, bunu tartışmamız lazım. Şimdi, biz bu sıkıntıyı çözecek bir madde mi getirdik? Bence değil. Örneğini verdim yani bu vergi yükünü yine vatandaşımıza yükleyecek bir vergi düzenlemesi getirdik yani diyoruz ki 100 liralık reklam vergisini 107,5 lira olarak vatandaş ödeyecek. Facebook çok rahat, inanın çok rahat. Diyor ki: "Sen vergi getirirsen ben 100 lirayı 107,5 lira yaparım, bu hizmeti satmaya devam ederim."

Bakın, bir örnek vereceğim: Az önce bir arkadaşımla konuştum, kendisi küçük bir üretici. "Facebook üzerinden reklam veriyorum. Bu sayede Türkmenistan'dan bana müşteri geliyor, Sırbistan'dan müşteri geliyor, Rusya'dan müşteri geliyor. Ben malımı oraya koyuyorum, reklam veriyorum, her yıl Facebook'a 100 liranın üzerinde para ödüyorum." diyor. Bakın, bir küçük işletme, reklam veriyor. Oradan da müşteri kazanıyor. Biz bu vatandaşa, bu üreticiye diyeceğiz ki: "Arkadaş, sen 100 lira değil de 107,5 lira Facebook'a ödeyeceksin." Bu kadar açık. Şimdi, biz "İhracata teşvik edeceğiz." diyoruz mesela değil mi? İhracatçı şirketler var, küçük KOBİ'ler var, bunlar da malını tanıtmaya çalışıyor, global alana girmeye çalışıyor. Şimdi, bunlara biz ayrı bir külfet getiriyoruz. Yani külfet Facebook'a, Google'e gelse amenna; külfet Facebook'a, Google'a gelmiyor arkadaşlar; benim arkadaşım olan KOBİ'ye geliyor. KOBİ bu 7,5 lirayı ödeyecek. Bu sorunu nasıl çözeriz diye bir tartışma yürütelim diyorum. Bu sorunu dünyada çözen bir ülke var mı? Bir bilgi verin ya. Bu sorunu bütün dünya tartışıyor. Bakın, Avrupa Birliği tartışıyor, Fransa tartışıyor, diğer ülkeler tartışıyor. Bunu çözebilen bir ülke varsa biz de o yoldan gidelim. Vatandaşımıza ek bir vergi yükleyerek emin olun, KOBİ'lerin sırtına, ihracatçının sırtına, küçük imalatçının sırtına biz bu vergiyi yükleyeceğiz.

BAŞKAN - "Facebook'a vergi koymayalım." mı diyorsunuz?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hayır, koymayalım demiyorum, bu vergi Facebook'a konulan bir vergi değildir. Bu vergi, benim arkadaşıma, Hüseyin arkadaşıma getirilen bir vergidir.

VEDAT DEMİRÖZ (İstanbul) - Satış ve pazarlama gideri yok mu? Gidip broşür bassa, adam çalıştırsa, gönderse gideri olmayacak mı?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bakın, artı bir vergi getiriyorsun ona diyorum.

VEDAT DEMİRÖZ (İstanbul) - Hayır "masraf" diyorsun, bu değil mi? Yani bir ürünün satışında, pazarlamasında gider yok mu?

BAŞKAN - Sayın Paylan, tamamlayın lütfen.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Var ama o pazarlama maliyetinin üzerine bir vergi getiriyorsunuz.

VEDAT DEMİRÖZ (İstanbul) - Hayır, ne münasebet? Onun yerine, bunun üzerinden yapılıyor.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Gürcistan'a gitse, gelse daha mı ucuz olacak?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ya, değil işte, anlamıyorsun ki. Onun üzerine vergi getiriyorsun diyoruz, onun üzerine vergi getiriyorsunuz. Bu vergiyi Facebook ödemeyecek, bu vergiyi Netflix ödemeyecek; bu vergiyi onları kullananlar ödeyecek arkadaşlar. Bu kadar açık. Bunu nasıl tersine çeviririz, bunu tartışalım.