KOMİSYON KONUŞMASI

NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Konaklama vergisi üzerine konuşuyoruz. Aslında, her dönem Mecliste ele aldığımız konularda yeni düzenlemeler ve yeni vergiler üzerine de konuşuyoruz. Fakat bir taraftan Türkiye'de turizm gelirlerini artırmak ve bölgeler arası eşitsizliği gidermek gibi konuları ele alırken, KDV artırılsın mı, düşürülsün mü gibi konular ele alınırken bir taraftan da ekstra yeni düzenlemeler getiriyoruz. Özellikle 31 Marttan sonra, yerel seçimlerden sonra, yerel seçimlerin sonuçlarıyla beraber giderek yerel yönetimlerin, belediyelerin gelirlerinin sanki tırpanlanmaya başlandığı, hatta kimi zaman kayyumların atandığı bir süreçle karşı karşıyayız. Nitekim, dünden beri İstanbul Boğazı'nda değişiklikler, hatta oradaki atamaların bile değişikliği konuşuluyor.

Ben şöyle bir şey anımsatayım: Meclis ikinci yarı tatiline girmeden önce temmuz ayının ortalarında, 15 Temmuzda biz "Türkiye Turizmi Tanıtım ve Geliştirme Ajansı" diye bir kurumu kurma kanununu konuştuk ve yasallaştı. O kanunda amaç turizm gelirlerini artırmakla, tanıtımını artırmakla beraber bir taraftan da turizmin ekonomiye katkısı düşünülmüştü ve dile getirilen en büyük çalışma da giderek sivil toplumun ve ilgili kurumların katkısıydı. Neydi? Türkiye Otelciler Birliği, Odalar ve Borsalar Birliği, gastronomiyle ilgili çalışan kurumlar, seyahat birlikleri, buna benzer birçok birlik ve hatta belediyelerin bile katkısının o Ajansta yer alması düşünülmüştü. Fakat bugün burada bakıyoruz ki bu Ajans var olduğu hâlde, bu Ajansta yer alan kurumlardan bile görüş alınmamış. Yani devletin, bu Meclisin kendi eliyle oluşturduğu bir kurumun içinde var olan -ve daha da zenginleşmesi düşünülen- kurulların hiçbirinden görüş alınmamış. Bu Ajansta konuşulmuş olsa bu Ajansın içinde yer alan kurumlar, belediyeler, seyahat acentaları, oteller birliği düşüncelerini yansıtırdı. Bir taraftan devlet böyle bir kurum kuruyor, Ajans bunu tanıtıyor, bir taraftan da o Ajansın üyeleri olanlar burada bunu eleştiriyorlar, kendilerinden görüş alınmadığını dile getiriyorlar. Yani hem Ajansı oluşturacaksınız hem dikkate almayacaksınız.

Bir diğer konu... Zaten vergi adaletine girmeyelim, arkadaşlarımız değindi. Matematikte "oran" diye bir şey var yani düz para eklemek bir matematik hesabı değildir. İşte "Üç yıldızlıdan bunu alırım, dört yıldızlıdan bunu alırım, beş yıldızlıdan bunu alırım." Yani bunu burada konuşmaya gerek yok, "oran" denilen bir şey var. Bu oran dikkate alınmamış. Zaten otellerin çoğunun fiyatı döviz üzerinden belirleniyor, oran yerine lira belirtilmiş. Yani bu hesap oranla yapılmadığı sürece, matematikten de anlaşılmadığı anlamına geliyor. Bunun geliri nasıl olacak, yarın bu enflasyonla fiyat değişiklikleri nasıl olacak? Bu, eriyecek mi, artacak mı?

Bir diğeri: Türkiye'de biz bölgeler arası eşitsizlikten söz ediyoruz; herkes birbirini tanısın, gitsin, gelsin. Kalkınmada öncelikli yörelerle ilgili hiçbir şey düşünülmemiş; Hasankeyf'le ilgili bir şey düşünülmemiş, Tunceli'yle ilgili bir şey düşünülmemiş, Diyarbakır'la ilgili bir şey düşünülmemiş, Mardin'le ilgili bir şey düşünülmemiş, Rize'yle ilgili bir şey düşünülmemiş. Kafamızda hep sahil kenarları, beş yıldızlı oteller veya şehir otelleri. Bir taraftan diyoruz ki kalkınmada öncelikli yörelere avantaj sağlayalım, bir taraftan da sanki oraların gelirlerini azaltmak için çaba harcıyoruz. Zaten insanlar gitmek için ellerini cebine zor atıyor. Niye insanlar Van'a gitmesin, görmesin; özendirmeyelim? Bunların da dikkate alınması lazım.

Teşekkür ediyorum.