KOMİSYON KONUŞMASI

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli arkadaşlar, gelecek hafta çarşamba günü biliyorsunuz bütçeyi görüşeceğiz. Yaklaşık bir ay Komisyonda gece gündüz çalışacağız yani herhâlde 500, 600, 700 saat mesai yapacağız, geçen sene öyle bir mesai yapmıştık, hatırlarsınız. Bütün bakanlarımız gelip sunum yapacaklar. Biz bakanlıklara ayrılan bütçeler için azdır, çoktur, fazladır, eksiktir diye yorumlar yapacağız, sayın bakanlar cevaplar verecekler. Sonra Komisyonumuzun iradesi gözükecek, oylayacağız bunu -kabul edenler, etmeyenler- sonra yirmi gün de Genel Kurulda bütçeyi görüşeceğiz "Ya, bu bakanlıklara az verilmiş ya da çok verilmiş, şöyle olmuş, böyle olmuş." diye konuşacağız arkadaşlar. Meclis yine yüzlerce saat mesai yapacak, yüzlerce saat konuşmalar yapılacak. Ben size bir şey söyleyeyim mi? Bunların hepsi boş yani hiç bu görüşmeyi... Bu maddeyi eğer ki Meclis kabul ediyorsa bunları konuşmanın hiçbir anlamı yok çünkü torba yasaya konulan bir maddeyle Hükûmet bize "Arkadaş, bu Meclisin bütçe hakkı yoktur." demiş olacak eğer bu torba yasadaki maddeyi kabul edersek. Yani "Size bazı rakamlar ben gönderirim, derim ki 500 lira gelirim olacak, 550 lira giderim olacak, 50 lira açığım olacak ama ben yıl içinde istediğim gibi o rakamları değiştiririm, tercihlerimi değiştiririm, istediğim bakanlığa aktarmalar yaparım, sonra bütçe açığı bir anda 50 lira değil de 150 lira olabilir, ben size yıl sonuna doğru -gelecek 2020 yılında da- bir torba yasaya 1 madde daha koyarım, siz de bunu kabul edenler, etmeyenler- onaylarsınız ve geçer gider." demiş oluyor. Bakın, bu, Meclisin bütçe hakkına yapılmış çok büyük bir -doğru sıfatı bulayım- saldırı olmuş olur arkadaşlar. Yani, bütçe hakkı, milletin hakkı. Hepimiz yerellerden geliyoruz, ben Diyarbakır Vekiliyim, Rize Vekili, İstanbul Vekili, oranın vekili, buranın vekili buraya geliyor, niye? Vatandaşlarımızın bütçe hakkını savunmak için buraya geliyor. Birinci görevimiz bu, bütçe hakkını savunmak. Ve bütçe hakkı zarar gördüğünde meclisler ayağa kalkarlar, biliyor musunuz?

Şimdi, mesela ABD'de duymuşsunuzdur, hükûmet kapanır. Hani "shut down" denir ve hükûmet kapanır çünkü Parlamentoya, oradaki kongreye borç artırma yetkisiyle gelen hükûmet büyük tartışmalara yol açar. Büyük müzakereler olur, hükûmet saatlerce ter dökerek hesap verir. "Arkadaş, ben şu konuda borç artırma yetkisi istiyorum, şunu yapacağım, bunu yapacağım." diye hesap verir ve senatörler, kongre üyeleri de pazarlık yaparlar hükûmetle bir daha olmaması ve yerelleriyle ilgili belli avantajlar sağlanması şartıyla o borç artırma yetkisini verirler.

Açıkça söyleyeyim arkadaşlar, eğer ki bu maddeyi kabul ederseniz gelecek hafta başlayacağımız, o elli gün boyunca yapacağımız bütçe görüşmelerinin hiçbir anlamı olmayacağını düşünüyorum. Sonuç olarak şöyle bir madde gelebilir yani 800-1000 saat görüşme yapmayalım, Hükûmet desin ki: "700 milyar gelirim olacak, 900 milyar giderim olacak. Kabul edenler... Etmeyenler... Edilmiştir." deyip geçsinler, böyle olsun çünkü bunun dışında herhangi bir şekilde kendisi aktarmalar yapabilecekse, öngördüğü 80 milyar açık yerine 180 milyar açık verebilecekse, istediği bakanlığa istediği kadar aktarabilecekse, bunu da bir torba yasada bir maddeyle geçirip kabul ettirebilecekse ne anlamı var? Bakın, bu madde niye kondu? Bütçe disiplini için kondu. AK PARTİ 2001'deki o büyük krizden sonra "Bütçe disiplini oluşsun." diye bu maddeyi koydu. Bütçe disiplini çok önemli. Ya, AK PARTİ'nin övündüğü tek şeydi bütçe disiplini yani "Biz belki para politikasında gevşeğiz ama bizim mali disiplinimiz inanılmaz güçlü." diye hem ulusal kamuoyunda hem uluslararası kamuoyunda böyle anlatırdı. Şimdi bütçe disiplinini yok etmiş oluyoruz, bütçe hakkını yok etmiş oluyoruz bu şekilde, Meclisin bütçe hakkını yok etmiş oluyoruz ve açıkça söyleyeyim, Hükûmete keyfiyet veriyoruz "İstediğin gibi davranabilirsin, istediğin gibi harcayabilirsin, bir torba yasayla geçirebilirsin." şeklinde bir hak veriyoruz. Bu çok ciddi bir sıkıntı arkadaşlar. Bakın, Meclis 81 milyar açık yetkisi verdi Hükûmete, bunun üzerine de yüzde 5 artı 5; 9 milyar daha bir esneklik verdi. Şimdi 9 milyarın yerine -zaten onu kullanmış olacak- 70 milyar daha açık verme hakkı veriyoruz, borçlanma yetkisi veriyoruz. Bununla beraber ne olacak?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Paylan, toparlayın lütfen.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bu 9 katlık bir artış demek yani onun üzerine de 7 kat daha bir artış veriyoruz. Bu, bütçe disiplini yok demektir. Büyük bir halel getirir arkadaşlar. Ben bu anlamda bu maddeyi, bu Komisyonun geçirmemesini umuyorum. Eğer illa bir şey olacaksa bakın şu olabilir, ben size söyleyeyim, çok önemlidir bütçe hakkımız için: Bence Hükûmet buraya -keşke Milliyetçi Hareket Partisi bu yönde çağrı yapsaydı- ek bütçeyle gelseydi... Yani şu anlamda söylüyorum: Olağanüstü durum olmuş olabilir yani denebilirki... Biz bu olağanüstü durumu da geçen yıl anlattık, Berat Bey'e burada "Arkadaş, bak bir kriz şartlarından geçiyoruz, sen hâlâ dolaylı vergi alacağını düşünüyorsun, piyasada ciddi bir durgunluk var, dolaylı vergilerle bu açığı kapatamazsın, bu vergiyi toplayamazsın." dedik. Ne oldu? Vergi gelirlerinin bir yıllık artışı yüzde 4 veya 5, bakın. Enflasyon artışı belli, vergi gelirleri yüzde 4 ya da 5 artmış. Gelir kalemlerinde ciddi bir düşüş var, gider kalemlerinde de ciddi artışlar var belli bakanlıklarda özellikle. Ya bir ek bütçeyle gelseydi şuraya, bu ek bütçeyi Meclis birkaç gün içinde çözebilirdi. "Arkadaş, ben şu kalemlerde beklediğimden daha az gelire sahip oldum, şu kalemlerde de daha fazla giderim oldu." Bakın, bunun da hesabını verirdi milletin temsilcilerine. "Sizlerden de özür diliyorum." derdi. "Ben bu hatayı yaptım, geçen yıl bu bütçeyi getirdim ama yanlış yapmışım, şimdi bu kanunda sizlerden tekrar ek bütçe yetkisi istiyorum."la gelirdi. Ama bakın ne diyor: "70 milyar lira bana yetki verin, ben istediğim yere harcayayım." Ya, bu, bütçe hakkını gasbetmektir arkadaşlar, bu kabul edilemez.

Sayın Başkan, size de önerim, bu maddeyi çekelim, Hükûmet ek bütçe getirsin, biz bu ek bütçeyi üç beş gün içinde görüşürüz ve ona göre ek bütçe hakkını da Hükûmete gerekirse veririz. Bu yönde önerim var bütün arkadaşlarıma. Umarım, bu maddeye bu Komisyon cevaz vermez.