| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/278 ) ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ve Sayıştay tezkereleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 06 .11.2019 |
CAVİT ARI (Antalya) - Sayın Başkanım, Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımız, değerli bürokratlar, sevgili milletvekili arkadaşlarım, sivil toplum örgütlerinin ve meslek odalarının değerli temsilcileri...
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Yok ki.
CAVİT ARI (Antalya) - Varsa...
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Yok.
CAVİT ARI (Antalya) - Ama maalesef yok.
Hepinizi öncelikle saygıyla sevgiyle selamlayarak sözlerime başlamak istiyorum.
2019 yılı içerisindeyiz. 2019 yılı bütçesini geçen yıl bugünlerde aynı bu şekilde yoğun bir çalışmayla öncelikle bu Komisyondan, sonrasında da Meclisten geçirerek tamamladık. Daha üzerinden on ay gibi bir süre geçti bu bütçenin uygulama takvimi itibarıyla bakarsak, hazırlanma yönünden bakarsak da on iki ay gibi bir takvim geçti.
Şimdi, 2019 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu'yla bütçe harcamaları için -geçtiğimiz yıl yönünden söylüyorum- 961 milyar TL'lik bir bütçe öngörülmüştü gider bütçesi olarak, bütçe geliri olarak da 880 milyar TL yani yaklaşık 80 milyar TL'lik bir bütçe açığı tahmin edilerek bütçe düzenlenmişti. Bununla birlikte, yıl sonu sürecine yaklaştığımız bugünlerde, mevcut durum itibarıyla gelir bütçesinden 13 milyar TL eksikle başlayarak, gider kaleminde de yine tahminin üzerinde fazla harcamayla devam ederek bugün 2019 yılı bütçesinde yaklaşık 125 milyar TL borç açığı bulunmakta. Yani daha üzerinden bir yıl bile geçmemiş olan bütçede öngörülen 80 milyar, gerçekleşen şu an 125 milyar borç resmî verilere göre. Yine faiz dışı açık da yaklaşık 22 milyar TL olarak beklenilmekte. Değerli arkadaşlar, gayrisafi millî hasıla oranı yönünden baktığımızda, 1,8 olması öngörülen bütçe açığının yıl sonu itibarıyla yaklaşık yüzde 3 oranında gerçekleşmesi beklenilmekte. Bütçe hedefi yönünden baktığımızda, içinde bulunduğumuz bu dönem itibarıyla dahi şu an uygulanan bütçenin ifade edildiği, planlandığı şekliyle gerçekleşemediğini açıkça görüyoruz.
Tabii, buna neden olarak bazı değerlendirmeler yapılmış. Örneğin, bütçe vergi gelirleri yönünden azalmalar meydana geldiğini, KDV istisnalarının özellikle bulunduğu, özellikle yoğun ÖTV gelirlerinin elde edildiği kalemlerden birtakım gelirlerin kısıldığı vesaire nedeniyle vergi gelirlerinde özellikle gelirlerin düştüğü ifade edilmekte. Değerli arkadaşlar, bunlardan önemli bir kısmı, vergi avantajları getirilerek, örneğin KDV'de yüzde 18 olarak uygulanan KDV'nin bazı kalemlerde yüzde 8'e düşürülmesi, ÖTV'de yine özellikle belirli ticari araçlarda indirimler yapılması bir tercihti ve bu tercih nedeniyle süreçte seçmen iradesi etkilenmeye çalışıldı ve yaşanan 2 tane seçimde de bu tercihlerden yola çıkılarak seçmenin iradesi etkilenmeye çalışıldı.
Şimdi, yeni bir bütçe yapıyoruz. Yeni bütçemizde gelir kalemi olarak 956 milyar, gider kalemi olarak da 1 trilyon 95,5 milyar öngörülmekte yani planlamanıza göre bütçe açığı yaklaşık 139 milyar TL olarak planlanmış. Biraz önce okuduğum ve resmî olarak tarafınızdan ilan edilen verilerle kıyasladığımızda, bu rakamlar, aslında şu an yapmaya çalıştığınız bütçenin de daha bugünden ifade ettiğiniz şekliyle gerçekleşme ihtimalinin olmadığını açıkça göstermekte. Yani daha biz içinde yaşadığımız bütçede bile bütçe açığı örneğin 1,5 tahmin edilirken 3 olmuşsa burada şimdi sizin verdiğiniz oran yaklaşık yüzde 2,9 ise bu durumda kıyaslama yapar isek herhâlde yıl sonunda bütçe açığımızın yüzde 5'ler seviyesine çıkabileceğini tahmin etmekteyim.
Değerli arkadaşlar, yine geçtiğimiz yıl bütçesinde 117 milyar bir faiz ödemesi öngörülmüşken bu bütçemizde ise 139 milyar civarında bir faiz ödemesinden bahsedilmektedir yani kısacası, bütçemizin önemli bir kalemi hâlen faiz ödemesine yani borçlarımıza gider vaziyette.
Bütçemizle alakalı genel bir değerlendirme yaptıktan sonra, özellikle bu bölümde Sayıştay raporları üzerine değerlendirmede bulunmak istiyorum. Değerli arkadaşlar, Sayıştayımızın belirli koşullar içerisinde yapmış olduğu araştırmalar, incelemeler sonrasında hazırladığı raporlara göre bakar isek... Ben öncelikle, yapmış oldukları durum tespitlerinden dolayı da teşekkür ediyorum yani içinde bulundukları durumu da gayet iyi irdeleyebilen birisi olarak, her koşula rağmen yapmış oldukları bu durum tespitlerinden dolayı kendilerine teşekkür ediyorum. 6085 sayılı Kanun'un 41'inci maddesi hükmü gereğince denetim sonuçları ile faaliyet raporları dikkate alınmak suretiyle 2.290 adet muhasebe birimi verilerinin, 228 adet kamu idaresi kesin hesabının ve söz konusu kamu idaresi kesin hesaplarının da merkezî yönetim kesin hesabına doğru yansıtılıp yansıtılmadığı ele alınmış Sayıştay raporlarında. Gider bütçesinde yapılan incelemeler sonucunda ödenek ve bütçe giderleri tutarlarında değişikliğe yol açan bir tespitin bulunmadığı öngörülmüş. Yedek ödenek tertibinde değerli arkadaşlar, 56 milyar 630 milyon 396 bin 892 TL ödeneğin 56 milyar 462 milyon 495 bin 756 TL'lik kısmının aktarmalarla kullanıldığı ve bu tertipten geri kalan kısmın da 167 milyon 901 bin 136 TL olduğu öngörülmüş.
Değerli arkadaşlar, yedek ödenek tertibinden, özellikle 10 kamu kurumuna biraz önceki ifade ettiğim rakamın hemen hemen yüzde 90'lık kısmı aktarmalar yöntemiyle kullanılmış durumda. Öncelikle şunu ifade etmek gerekirse: 5018 sayılı Kanun'un 23'üncü maddesi hükmü uyarınca genel bütçeli idarelerin yedek ödenek miktarları getirilirken yüzde 2 sınırlama başlangıç ödeneklerine ilişkindir. Burada bütçe düzenlemesi yapılırken gerek 2019 gerekse şimdi, 2020 bütçesi düzenlenirken bu yüzde 2'lik sınır çerçevesinde bütçeye yedek ödenek konulduğunu birlikte görüyoruz. Ancak yedek ödenek bu şekilde yüzde 2 sınırı konularak yazılmakla birlikte, fiiliyatta görüyoruz ki örneğin bu dönemde yani 2018 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu ve Hazine ve Maliye Bakanlığına verilen yetkiler dahilinde yapılan ödenek aktarmalar sonucunda 56 milyar 630 milyon 396 bin 892 TL'ye ulaştığı, bu da bütçemizin yüzde 77,21'ini oluşturduğu görülmekte. Yani şimdi, yedek ödenek üzerinden yüzde 2 sınırı aşılarak 7,1 oranına çıkılmış ve buradan da yedek ödenek üzerinden aktarmalar yapıldığını görmekteyiz.
Bütçe giderinin fonksiyonel ya da ekonomik sınıflandırma düzeyi konusunda, idarelerin bir kısmının fonksiyonel, bir kısmının ekonomik kod düzeyinde sınıflandırma yapılarak açıklamalara yer verildiği, bu konuda kamu idareleri arasında bir uygulama birliğinin bulunmadığı dile getirilmiştir. Yani günümüz teknolojisi içerisinde hâlâ idareler arasında belirtilen konularda bir uyumun bulunmadığı veya en azından uyumun sağlanamadığı burada tespit edilmiştir.
Hizmet gerekçesi ve hedeflerinin yıl sonunda ne ölçüde gerçekleştirildiğine ilişkin açıklamalara ödenek ve gider arasında farkın nedenlerine, ödenek iptal edilme nedenlerine, başlangıç ödeneğine göre sapmalara ve nedenlerine yer verilmediği de tespit edilerek raporlarda belirtilmiştir.
Bu belirttiğim hususlar yerine, idareler tarafından geçiştirme beyanlar kullanıldığı, genel ifadeler kullanılarak mal ve hizmet satın alınması için gerekli şartların zamanında yerine getirilmemesi, yıl içerisinde ilave ihtiyaçların ortaya çıkması, mal ve hizmet alım bedellerinin planlanandan daha yüksek olması gibi nedenler kullanılarak ödeneğin kullanım durumu hakkında genel bilgiyle geçiştirildiği görülmektedir.
Yani burada da esasen, yaşanılan konuların gerçekçi mahiyette dile getirilmeden, yüzeysel, alışılagelmiş şablon laflarla geçiştirildiğini görmekteyiz.
Raporda, gelir bütçesi yönünden ise bütçe gelir net tahminleri ile yıl sonu net tahsilatları arasında sapma oranlarına ilişkin açıklamaların kurumlar arası karşılaştırmaya olanak verecek şekilde net tahsilat tutarları kullanılarak standart bir biçimde ve sapma nedenlerini içerecek şekilde yapılmasının, bütçe disiplininin ve gerekçelerinin sağlıklı bir şekilde değerlendirilmesinin lüzumlu olduğu ifade edilmiştir.
Değerli arkadaşlar, ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik koşullara baktığımızda, devletimizin iç ve dış borçları da önemli bir şekilde dikkat çekmektedir. 2018 yılı içerisinde ifade edilen iç borcumuz 124 milyar 102 milyon 343 bin 291 TL. Burada yıl içerisinde yapılan ödemelerle geriye kalan rakam, net iç borç toplamı 50 milyar 543 milyon 790 bin 310 TL'dir. Sonuç itibarıyla, 2019 yılında şu an Türkiye'nin iç borç toplamı 586 milyar 141 milyon 921 bin 597 TL'dir değerli arkadaşlar. Yani ben bütçenin hâlini de şöyle kamuoyuyla paylaşayım diye bu rakamları özellikle okumak istiyorum.
Dış borç yönünden baktığımızda da yine 2018 yılı rakamlarıyla, ödenenler de dâhil düştükten sonra, 2018 yılında net -sadece 2018 yılı için söylüyorum- 9 milyar 656 milyon 446 bin 749 TL. Sonuç itibarıyla 2019 yılı itibarıyla dış borç toplamımız 479 milyar 115 milyon TL. Yani sonuçta Türkiye'nin yurt içi ve yurt dışı borçlar toplamı şu an 1,2 trilyon civarında.
Değerli arkadaşlar, hazine garantili borçlar yönünden de baktığımızda, 2017'den 2018'e devredilen hazine garantili borçlar toplamımızın da 68,5 milyar civarında olduğu ifade edilmiştir. Kısacası, şu an iç ve dış borç toplamımız 1,2 trilyonu aşmış bulunmaktadır.
2018 yılı net borçlanma limiti yönünden baktığımızda, 2018 yılı net borçlanma limiti 66 milyar 896 milyon TL olarak ifade edilmiş, yıl içerisinde 60 milyar civarında bir borçlanma kullanılmış ve limit aşılmamış. 2018 yılı içerisinde silinen kamu alacakları yönünden baktığımızda da burada da olağanüstü bir artış söz konusu; 2017 yılında yaklaşık 4 milyon civarında iken 2018 yılında da 11 milyon 711 bin civarında. Yani bu kalem yönünden de baktığımızda yaklaşık 4 kat civarında bir kamu alacağı silinmiş. Tabii, bu kamu alacaklarının hangi esaslara göre ve hangi tahsil edilemeyen alacaklar olduğunu da ayrıca merak ettiğimizi ifade etmek istiyorum.
Değerli arkadaşlar, ayrıca, kesinleşen Sayıştay ilanları var. Kesinleşen Sayıştay ilamları yönünden baktığımızda, genel bütçe muhasebe birimleri yönünden ele alır isek, 31/12/2018 tarihine kadar kesinleşen ilam tutarı 19 milyon 7 bin civarında iken, euro bazında 176 bin 968 TL.
Değerli arkadaşlar, bu rakamlardan 10 milyon 234 bir civarında tahsilatla yaklaşık yüzde 54 oranında bir tahsilat sağlanmış, 176 bin 968 avroluk tahsilattan ise hiç tahsilat yapılamamış yani oran sıfır.
Yani şimdi Sayıştayımızın vermiş olduğu bu kararların bu anlamda şu an önemli ölçüde yerine getirilemediğini görmekteyiz. Bu konuya özellikle dikkat çekmek istiyorum. Bu rakamlar yönünden özel bütçe muhasebe birimlerinde 31/12/2018 tarihine kadar kesinleşen Sayıştay rakamlarında ise yaklaşık yüzde 50 civarında bir tahsilat yapılageldiğini görmekteyiz değerli arkadaşlarım.
Sayıştay denetim raporları sayılarına baktığımızda, ilgili kamu idaresince sunulan rapor sayısı il özel idare 2014-2015'te 51 iken 2016'da 31'e, 2017'de 27'ye, 2018'de 25 rapora düşürülmüş, Sayıştayta da. Esasen şu an 51 il özel idaresi bulunmakta yani 51 il özel idaresinde inceleme yapılması gerekirken burada da önemli bir eksiklik bulunduğunu, yine il belediyeler yönünden de eksik incelemeler yapıldığını görebilmekteyiz.
2018 yılı denetim programında kalkınma ajanslarıyla ilgili olarak sadece genel rapor hazırlanmasının öngörüldüğü ifade edilmiştir. Kalkınma ajansları çok önemlidir değerli arkadaşlar. Genel eleştirileri tek tek okudum, bunların hepsinde haklılık payı var ama ajansların özellikle proje desteklerinin, nelere ağırlık verildiğinin ve harcamalarının da özel olarak denetlenmesi gerektiğini de buradan özellikle ifade etmek istiyorum değerli arkadaşlar.
Sayıştay denetiminde mali rapor ve tabloları etkileyen hata sayısının 2670, mevzuata uygunluğa ilişkin hata sayısının ise 3.613, mali yönetim ve iç kontrol sistemine ilişkin hata sayısının da 967 olarak tespit edildiği ifade edilmektedir. Yani Dikkat edebiliyor muyuz değerli arkadaşlar? Bakın, Sayıştay, mali tablolarla ilgili şu an, 2.670 tane hata bulmuş, yine mevzuata uygunlukta ise 3.613 hata bulmuş. Demek ki birçok uygulamanın gerek mali verilere gerekse mevzuata aykırı veya en azından uymayan işlemler şeklinde yapılageldiğini görmekteyiz.
Değerli arkadaşlar, yine Sayıştay raporları üzerinden konuya devam edecek olursak kamu idarelerinde satın alma ve sözleşme süreçlerine ilişkin tespitte kamu idareleri tarafından yapılan ihalelerde rekabeti sınırlayıcı hususların bulunması gerektiği ifade edilmekte yani bu hususlarda eksiklikler olduğu dile getirilmekte.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun lütfen.
CAVİT ARI (Antalya) - Daha, biz, geçen hafta 2 tane önemli kamu kurumunun da İhale Kanunu hükümlerinden muaf tutulması yönünden burada karar aldık. Bakın, zaten birçok kamu kurumunda da bu konularda eksiklikler bulunduğu dile getirilmiştir.
Değerli arkadaşlar, mali konularda düzenlenecek yönetmelikler ile düzenleyici işlemlerin Sayıştayın istişari görüşü alınmadan yürürlüğe konulduğu da burada bir tespit olarak ifade edilmiştir.
Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım, kurum bütçesinden ödenen çeşitli ceza, faiz, tazminat ve benzeri ödemelere ilişkin sorumlulara rücu işlemlerinin yapılmadığı da burada ifade edilmektedir. Bu rücu işlemlerine de özellikle dikkat çekilmiştir.
Vadesinde tahsil edilemeyen alacakların ilgili kamu idaresince takip ve tahsili işlemlerinin başlatılmaması da yine bir sorgu olarak ifade edilmektedir.
İşletme hakkının devri niteliğinde olan otopark, spor tesisi, öğrenci yurdu, büfe, restoran, otel ve benzeri kiralamalarda KDV'nin hesaplanmadığı tespit edilmiştir.
Bunları niye söylüyorum? Bunların hepsi birer gelir kaybı niteliğinde olan işlem olduğu için buradan ifade etmek istiyorum.
Bazı kamu idarelerince mevzuat hükümlerine aykırı olarak belirlenen makam ve hizmetler dışında kullanılmak üzere hizmet alımı suretiyle kiralama işi kapsamında kiralanan taşıtların, araçların yabancı menşeli olduğu özellikle tespit edilmiş yani biz hep tasarruftan bahsederken bakın, Sayıştay raporunda yapılan birçok kiralamada usule uygun olmayan şekilde yabancı menşeli araçların kiralandığı ifade edilmekte.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
CAVİT ARI (Antalya) - Son cümlem Başkanım.
Yine, enerji müsaadesi alınabilmesi için kamu idareleri tarafından karşılanan yatırım giderlerinin -burası çok önemli- elektrik dağıtım şirketlerinden talep edilmemesi hususu da yine bir tespit olarak ifade edilmiştir.
Kısacası, Sayıştayımızın dikkat çektiği bu eksikliklerin yerine getirilmesinde fayda vardır çünkü bu eksiklikler, özellikle bütçe gelirlerimize etki edecek hususlardır diyorum.
2020 bütçemiz, 2019 yılı bütçesinde yapılan tahminler gibi şaşan ve hedeflenen şekilde gerçekleşmeyen bir bütçe olmasın, inşallah, ifade edildiği gibi bir bütçe olsun diyorum.
Teşekkür ediyorum.