| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/278 ) ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ve Sayıştay tezkereleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 06 .11.2019 |
KADİM DURMAZ (Tokat) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkanım, Plan ve Bütçe Komisyonunun çok değerli üyeleri, Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı, Sayın Strateji ve Bütçe Başkanımız, kamu kurum ve kuruluşlarının kıymetli temsilcileri, değerli basın mensupları -var mı bilmiyorum ama sabah da tartışıldı- sivil toplum örgütlerinden 2020 yılı bütçesine katkı sunmak isteyen meslek odaları, bu ülkenin dağına, taşına, toprağına, havasına, suyuna ve yaşanan talana "Dur." demek isteyen duyarlı kuruluşlardan var mı, bilmiyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum. 2020 yılı bütçesinin hedeflerine yaklaşabileceği, bu ülkenin tüyü bitmemiş yetim hakkına hiçbir elin uzanmasına müsaade edilmeyeceği, kaynakların da hakça paylaşılacağı bir bütçe olmasını yürekten diliyorum.
Ülkemizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, İzmir'de toplanan İktisat Kongresi'nin açılış konuşmasında "Bir ulusun hayatıyla doğrudan doğruya ilgili olan ekonomisi, çöküşünün de yükselişinin de temelidir." der. "Zamanımız iktisat çağıdır." demiştir. Ama şöyle bir baktığımızda, bu ülkede planlamanın da iktisadın da hesap verebilirliğin de kontrolün de devletin -her zaman on beş yaşında bildiğimiz- varlığından da bihaber durumda yaşayıp gidiyoruz. İşte tam bu noktada, bütçeler, ekonomik çarkın temel unsuru ve geleceğimiz demektir. Bütçe, bir ülkenin ekonomisinin yönetimini elinde bulunduran siyasi iktidarın, bütçe gelirlerinin kimlerden nasıl toplanacağının, toplanan gelirlerden kimin ne kadar pay alacağının önceden planlandığı bir olgudur. Tabii, AK PARTİ hep milat gibi gösteriyor 2002'yi. Bu ülkeye 2002'de geldiğinde ilk iş olarak şöyle bir değerlendirme yapıp "Bizim, enflasyon gerekçesiyle paramızda rakamlar çok, biz buradan 6 sıfırı sileceğiz."le işe başladı fakat ondan sonra literatüre kattığınız paraları ben sırayla göstereceğim. Biri bu, arkadaşlar; yetmedi bu; yine yetmedi bu -rakamları hep büyütüyoruz, katlayarak gidiyor- yine yetmedi bu ve en son bu. Bunların önüne altışar sıfır koyarsanız 3 Kasım 2002'de devraldığınız ülkenin mali yapısını, parasını, pulunu, değerini nereye taşıdığınızı göreceksiniz. Bu yüce Meclis, yıllardır hepinizin bildiği gibi, tüyü bitmemiş yetim hakkını, bütçeyi kontrol eden, denetleyen bir Meclis ve -bu görevi ülkemizin kuruluş yasasında ve Anayasa'mızda olduğu gibi- Sayıştay, Türkiye Büyük Millet Meclisi adına denetler ve raporlar gönderir. İktidarınız döneminde, devleti kendinizin sanma aymazlığıyla, sekiz yıl bu yüce Meclise Sayıştayın rapor göndermediğine tanık olduk. Son zamanlarda gelmeye başladı ama geliyor, tüyü bitmemiş yetim hakları heba oluyor ama bunun karşısında bir yaptırımın olmadığını da görmekteyiz. O Sayıştay çalışmaya başladı, raporlar sunuyor, sabahleyin Grup Başkanımız Sayın Kuşoğlu'nun söylediği gibi, 8 binin üzerinde bulguyla eleştiri yapılıyor ama siz bir kez öz eleştiri yapıp "Evet, buralarda hata yaptık, geldiğimiz nokta da bu." demiyorsunuz.
Şöyle rakamlara bakıyorum. 3 Kasım 2002'de bu ülkede 2 milyon 850 bin yurttaşımız "Ben çaresizim, muhtacım, devlet bana şefkatli ellerini uzatmalı." diyordu ama bugün geldiğimiz noktada bu rakam yaklaşık olarak 8 milyonu aşmış. Demek ki bu, ülkenin kaynaklarını bu ülkenin yurttaşlarına hakkaniyetli, vicdanlı, eşit bir şekilde dağıtmadığımızın göstergesi ve bunlarla övünmek de AK PARTİ iktidarının bir şiarı oldu. "Bu ülkedeki şu kadar yoksula yardım ediyoruz, bu kadar muhtaca yardım ediyoruz." gibi sözler gerçekten malumun ilanı, ülkeyi iyi yönetememenin...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - İlave süre veriyorum, lütfen tamamlayınız.
KADİM DURMAZ (Tokat) - Teşekkür ederim.
Tabii, iktidarınız döneminde Türkiye birçok ilklerle tanıştı. Sınır güvenliği kalmadı, kevgire döndü. Bu ülke kendi tarımsal ürünleriyle kendi yağıyla kavrulup doyarken samana muhtaç edildi, Kanada'dan nohut, mercimek, Macaristan'dan fiğ alır duruma geldi ve cumhuriyet tarihinde ilk defa tek başına bir iktidar eliyle son on yılda iki Trakya büyüklüğünde arazi tarım politikasızlığınız yüzünden terk edip ekilemez statüye girdi.
Bunun yanı sıra, gıdalarımızda sağlık kontrolü yok, yazılan cezaların haddi hesabı yok. İktidarınızda nişasta bazlı şeker tavan yaptı bu ülkede.
Evet "Hastaneler yaptık." diyor, övünüyorsunuz ve yüzde 70 dolulukla da bunu sermaye sahiplerine "Buyurun." diyorsunuz. Bizim aldığımız bilgi de deneyim de hayat felsefesi de olması gereken de biz, devleti yaşatacağız, devlet de bizi sağlıklı yaşatacak ama gelin görün ki devlet işte o tarım politikasızlığı, üretim ve gıda politikasızlığı yüzünden bu insanların sağlığı üzerinden birilerine ticaret yaptırmaya çalışıyor. Bu, kamu-özel iş birliğiyle yapılan projelerde bu ülkenin oldukça büyük bir kaynağını heba etmektesiniz.
Bakıyoruz, ilk defa 1 trilyonun üzerinde bir bütçe var, o güzel sunumu dinledik fakat bakıyoruz bütçenin içerisine, bu bütçenin sadece yüzde 8'i yani 88,5 milyar TL'si kamu yatırımları için ayrılmış arkadaşlar, bakın, sadece yüzde 8'i.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Durmaz, lütfen tamamlayınız.
KADİM DURMAZ (Tokat) - Toparlıyorum Sayın Başkan.
Öyleyse bizim, bütün bu yaşanmışlıklardan geldiğimiz noktada ülkemizin içerideki huzursuzluğu, dışarıdaki yerle yeksan olmuş saygınlığını belli bir noktaya taşımak elimizde.
İşte burada muhalefette oturan arkadaşların uyarılarını dikkate alın. Devlet sizin değil. Siz şu anda bir nöbetçisiniz. Yarın, bu aziz millet bir başka partiye bu görevi verir ama bu devleti sizin teslim aldığınız gibi bulmayı ister. Bunun da vebal olduğuna inanıyorum.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Türkiye hepimizin Hocam.
BAŞKAN - Lütfen, teşekkür edelim.
KADİM DURMAZ (Tokat) - Toparlıyorum Sayın Başkanım.
Harcı adalet olmayan bir cemiyetin binası çürüktür, ufak bir sarsıntıyla da yıkılır. Partinizin isminde "Adalet ve Kalkınma Partisi" diyor, "adalet" diyor, bu ülkede adalet yok; "kalkınma" diyor, kalkınma, etrafınızdaki bir avuç insanda var ama ülke yurttaşlarında yerle yeksan olmuş.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Lütfen tamamlayınız.
KADİM DURMAZ (Tokat) - Bir memlekette adaletsizlikler ve haksızlıklar silsilesinin sebebi o ülkeyi kötü yönetenler kadar, uyarıları dikkate almayan yöneticilerin de kabahati vardır diyorum.
Yeniden bu bütçemizin ülkemize hayırlı uğurlu olmasını diliyor, teşekkür ediyorum.