KOMİSYON KONUŞMASI

FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım, Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, değerli bürokratlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Konuşmama geçmeden önce bütçe yasa teklifinin ülkemiz, milletimiz için hayırlı olmasını temenni ediyorum.

Efendim, tabii, kaynaklarımız sınırlı, sınırlı olduğu için de kamunun ihtiyacına göre öncelik tanıyıp harcamalarımızı ona göre planlamak amacıyla bu yasa teklifini gündeme getiriyoruz. Gelişmiş ve demokratik ülkelerde kamu harcamalarının, dolayısıyla kamu hizmetlerinin belirlenmesi hakkı, kısaca bütçe hakkı Parlamentoya ait bir hak olarak karşımıza çıkmakta. Bu bağlamda bütçe hakkı Parlamentoya kaynakların öngörülen alanlarda ve öngörülen miktarlarda usulüne uygun olarak kullanılıp kullanılmadığının denetlenmesi sorumluluğu da yüklemektedir. Bütçe kanunu ayrıca ekonomik ve mali istikrarın korunmasında da başlıca araçtır. Bu söylediklerimin çoğunu 8 ila 9 Ekim 2008 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisinin düzenlemiş olduğu "Bütçe Sürecinde Parlamentonun Değişen Rolü" konu başlıklı uluslararası sempozyumun ön sözünde de görmemiz mümkündür ve dönemin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Sayın Mehmet Ali Şahin bu toplantıda şöyle diyor: "Türkiye Büyük Millet Meclisi bütçe sürecindeki rolünü güçlendirmesine, bütçe ve bütçe denetimine ilişkin olarak kurumsal kapasitesinin artırılmasına yönelik çalışmalara devam etmektedir." Yani Türkiye Büyük Millet Meclisinin bütçenin oluşmasında daha etkin bir rol oynayacağına dair bir açıklamada bulunuyor. Peki, şu an geldiğimiz nokta da böyle midir? Tabii, böyle olduğunu söylemek mümkün değil. Bütçe yapma hakkı Parlamentonun elinden alınmış, Parlamentonun etkinliği azaltılmış, sadece Parlamentonun elinden bütçe yapma hakkı değil, aynı zamanda Parlamentonun bütçe üzerindeki denetim yetkisi de azaltılmıştır.

Bakınız, sizlere bir örnek vermek istiyorum ki burada defalarca da bu konuda taleplerde bulunduk. Kamu-özel iş birliği modeliyle yapılmış olan şehir hastanelerine ait sözleşmelerin neler olduğunu burada Plan ve Bütçe Komisyonunda Sağlık Bakan Yardımcısına bizatihi sorduğumuz zaman, Maliye Bakanlığı bürokratlarına sorduğumuz zaman, bunun da ötesinde Sağlık Bakanlığına soru önergesi olarak sorduğumuz zaman hiçbirine cevap alamıyoruz. Oysa Maliyedeki bir bürokratın, onun da ötesinde yabancı danışmanlık şirketlerinin elemanlarının ve hatta onun da bir ötesine geçeceğim milletvekili olarak sorduğumuz sorulara alamadığımız cevapları yine yabancı danışmanlık şirketlerinin internet sitelerinde görüyoruz. "Bu sözleşmelerin içeriği nedir, yatırım maliyetleri nedir?" diye soruyoruz. Maalesef geçen yıldan bu yana Bakanlıktan bir cevap almış değiliz. Ben bu soruyu özellikle iktidar partisi milletvekili, AK PARTİ'li milletvekili arkadaşlarıma da yöneltiyorum: Sizlerin şehir hastaneleri sözleşmeleri hakkında bilginiz var mı, yok mu? Eminim ki yok, elbette ki yok. Bakınız tekrar söylüyorum: Sizin bilmediğiniz bilgiyi yabancı kişiler biliyorlar, bürokratlar biliyorlar, sizler milletin temsilcisisiniz ve sizler bilmiyorsunuz. Bunu ben kürsüden ve buradan defalarca dile getirdim ve dile getirmeye de devam edeceğim. Sorduğumuz zaman bu soruya, "Neden sözleşmeleri bize açıklamıyorsunuz?" dediğimiz zaman yabancı danışmanlık şirketleri şöyle diyorlar: "Ticari sır söyleyemeyiz." Milletvekiline karşı böyle bir ticari sır mümkün müdür, olabilir mi? Bakınız, yabancı danışmanlık şirketlerinin internet sitelerindeki raporda şöyle diyor: "Ticari sır denilen olayın arkasında rant arayışı ve yolsuzluk vardır." Oysa -katılıyorum bu söze- kamu harcamalarının hesap verilebilir ve şeffaf nitelikte olması gerekir ki buna yönelik zaten kanunumuz da var. Dolayısıyla milletvekillerinin bütçe üzerine olan denetim yetkisi engellenmektedir bürokratlar tarafından yani bu şekilde bir bütçeyi biz denetleyemiyoruz. Cumhurbaşkanı Yardımcısı bunu sizin dikkatinize de sunmak istiyorum. Sorduğumuz sorulara cevap alamıyoruz bütçe konusunda. Biz burada millet adına hesap görmek istiyoruz, milletimiz adına yapılan harcamaların nereye yapıldığını öğrenmek istiyoruz, maalesef bunu öğrenemiyoruz ama biraz önce ifade ettiğim gibi, ne yazık ki bu harcamaları yabancı kişiler biliyor. İnternet sitelerinde, sorduğumuz soruların bir kısım cevaplarını da kendimiz araştırarak bulmak zorunda kalıyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - İlave süre veriyorum, lütfen tamamlayınız.

FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Yani, sonuç itibarıyla gerilemiş durumdayız. Milletvekillerinin bütçe üzerinde denetim yetkisi yok, bütçe yapma yetkisi yok; yani, giderek demokratik normlardan geriye doğru sayıyoruz. Ve şunu ifade etmek istiyorum: Bu engellenen hakkımız hem Anayasa'ya hem de 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu'na aykırıdır; yani, bürokratların da bu konuda suç işlediklerini bilmelerini istiyorum.

Şimdi, efendim, tabii, 18'inci bütçenin yapıldığı, buna ait başarılar -tabii, olabilir- söylendi; güllük gülistanlık bir tablo çizildi. Şöyle ifade etmek istiyorum: Ekonomik tablo madem bu kadar çok iyiyse neden bu Yeni Ekonomi Programı'nda 3D formülüyle bir gelecek vizyonu çizdiniz? Nedir bu 3D? Yani, gelecek vizyonunda olmayan şeyi hedefliyorsunuz. Nedir bu 3D? "Efendim, dengeleme." Neden? Çünkü mali denge bozuldu. "Disiplin." diyorsunuz ikincide; disiplini de kaybettiniz, onu arıyorsunuz. Ve değişim. Demek ki on yedi yıldır, on sekiz yıldır iktidardasınız, hiçbir şey yapamamış durumdasınız; yani, bir nevi itiraftır bu. Bu yeni ekonomi planında yani orta vadeli ekonomi planında söylediğiniz 3D resmen ekonominin bir itirafıdır, yani "Biz, efendim, dengeleyemedik, dengeyi bozduk, disiplini kaybettik; değişim ve iyi süreçte bir ilerleme kaydedemedik." diyorsunuz.

Yine, biraz önce bir milletvekili arkadaşımız kasada para olduğunu, harcamaya hazır olduğunu söyledi. Kendisine buradan tavsiyem: Milletimiz, emeklilikte yaşa takılan vatandaşlarımız bu haklarını almak istiyorlar. Madem kasada varsa buyurun, onu hep birlikte yapalım.

Evet, hepinize çok teşekkür ediyorum, sağ olun. Ülkemiz için tekrar bu bütçe yasasının hayırlı olmasını temenni ediyorum.