| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/278) ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ve Sayıştay tezkereleri a)Türkiye Büyük Millet Meclisi b)Sayıştay Başkanlığı c)Kamu Denetçiliği Kurumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 07 .11.2019 |
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Başkanım, çok teşekkür ediyorum.
Ben de önce bütün heyete Sayın Meclis Başkan Vekilimizin şahsında saygı sunuyorum, hürmet ediyorum ve İsmail Hocamın bıraktığı yerden bir iki not düşmek istiyorum.
Ermeni komitacılar tarafından çok sayıda dedesi katledilmiş, yakılmış, gözleri oyulmuş birisi olarak içi acıyarak Garo Bey'i burada izledim, dinledim. Şimdi, "sureti haktan gözükmek" diye bir kavram var. Alttan alıp üste çıkmak, böyle bir şey yok arkadaşlar. Hakkı konuşacağız, hakikati orta yere koyacağız. Hak, hakikat şu -İsmail Hocam çok sathi de olsa ifade etti- Türk milletinin tarihinde kırım diye bir olay yok, bırakınız soykırımı, kırım diye bir olay yok. Biz bizden olmasa da kendimizi onların yerine koymayı hep bilmişizdir. "Onlar" dediğimiz o vakitler zaten bizi ifade ediyordu. Tıpkı bugün Markar Eseyan'ın esaslı bir Türk milletinin parçası olması gibi. Bizim için "öteki" kavramı hiç olmadı. Bize yamanmaya çalışılan bir büyük haksızlık, bir büyük vicdansızlıktır ve bu "sopa" kavramını kullandı İsmail Hocam, eyvallah çok haklı. O sopa bizden önce, ak anlayıştan önce işe yarıyordu ama şimdi bitti, onun hiçbir hükmü yok, hiçbir kıymetiharbiyesi yok. Ne derlerse desinler, kaynaklar, üstelik ecnebi kaynakları 518 bin tane Türk'ün katledildiğini ifade ediyor.
"Efendim, bunu Ermeniler yapmış." demiyoruz bakın, "Ermeni komitacılar, Hınçak, Taşnak çeteleri diyoruz. Ama karşı taraf bütün bir milleti zan altında bırakıyor, efendim, zemmetmeye çalışıyor. Bunu reddediyoruz. Amerika'nın Meclisinin, Temsilciler Meclisinin yaptığı da bir büyük halttır, hiçbir kıymetiharbiyesi yoktur. Ondan dolayı Meclisimizin aldığı karar çok yüksek bir karardır. O kararın altına imza atanları burada saygıyla, hürmetle anıyorum ve tarih boyunca da o imza sahipleri bu şekilde anılacaktır.
Arkadaşlar, ben her konuşmamda hususen altını çizeceğim: "...() yüz seksen." Ne olursa olsun, tekrar edeceğim ben. Diyarbakır'da vicdanları kanatan bir resim var, iki ayı aşkın zamandır orada analar, o yüksek varlıklar evlatları için canhıraş bir dert peşindeler, dertlerinin çözülmesi peşindeler. Allah aşkına, bunlara ses veren yok mudur ya! Bu nasıl vicdandır, bu nasıl görmezden gelmektir ya! Onlara yüreğimizi sunuyorum ben buradan; ak anlayış adına, ak kadro adına söylüyorum bunu.
Şehitlerimiz, onları yüreğimizde taşıyacağız, onların aileleri baş tacımız olacak ilanihaye. Bunu da burada kayda geçiyorum.
Bir ak isme -büyük ihtimal burada bulunanların kahir ekseriyeti de hak verecektir, tanıyanlar- özellikle hak teslimi yapacağım: Süreyya Sadi Bilgiç. Burada 1'i geçici bütçe, 4'ü bütçe tasarısı görüştük burada Başkanlığında. Hakikaten hak tesliminde zirve bir isimdir. Bulunduğu yerde nizam ortaya çıkıyor, niza hâlini ortadan kaldırıyor. Ama insanız, ara ara nisyan ile de malul duruma düşüyoruz. Nisyan, malum, unutkanlık. Konuşmasında bir haksızlık yaptı, ciddi bir haksızlık yaptı ve ben üzüldüm. Neydi o haksızlık? Unutkanlığından kaynaklı... Efendim, bu sene yani 2019, Atatürk'ün Samsun'a çıkışının 100'üncü yıl dönümü. Yüreğimizle kutladık hakikaten ama bir başka 100'üncü yıl dönümü vardı ki cumhuriyetin inşasında, ihyasında zemini ifade eden bir zaman dilimiydi...
İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) - Erzurum Kongresi.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - 23 Temmuz 1919. Efendim, o tarihin, yani o zirve tarihin anıldığı gün Sevgili Başkanımız, Meclis Başkanımız Mustafa Şentop Hocamla beraber Erzurum'u teşrif etmişlerdi, iştirakiyle çok görkemli kutlamalar yaptık ama burada ifade etmemesi, dedim ya nisyanına verelim.
TBMM BAŞKANI VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Amasya'yı da ihmal ettim.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Aydemir.
Bitti herhâlde...
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Yok, Değerli Başkanım. Bir iki bir şey söyleyeceğim.
BAŞKAN - Bir saniye... Ne kadar zamanınız kalmıştı sizin?
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Beş dakika.
BAŞKAN - Üç dakika kalmış.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Öyle mi?
BAŞKAN - Bir saniye...
Üç dakika veriyorum.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Yok, öyle çok uzatmayacağım zaten Başkanım.
Şimdi Mecliste gördüğüm bir büyük noksanı özellikle kayda geçeceğim burada. Noksan şu: Yurt dışına çıktığımızda özellikle muhatap oluyoruz bu hâlle. Bilmiyorum, milletvekillerinden de birçoğu mutazarrırdır bundan. Ben birkaç defa -öyle çok çıkan birisi değilim- gördüm: Eski hâl muhal. Artık yeni iletişim kanalları var ve kendimizi ifade etmede onları kullanmak durumundayız. Buradan giderken yanımıza Meclis birini veriyor ancak o verdiği arkadaşımızın eline heyet cep telefonları tutuşturuyor filan, orada böyle bir keşmekeş hâli çıkıyor orta yere. Oysa Meclis TV'den biri vazifelendirilirse bu sevimsiz görüntü ortadan kalkar, milletvekilleri bu anlamda çok rahat ederler. Bunun izalesini özellikle istiyorum.
Bir başkası -Milliyetçi Hareket Partili sözcüler, hem Mustafa Bey hem İsmail Bey altını çizdiler- çalışanların kıdem tazminatına dönük beklenti. Bu da bir büyük haksızlık. Burada insanlar çalışıyor, bir dönem olsun, beş yıl. Milletvekili ayrıldıktan sonra danışman ayrılıyorsa onun bir tazminatının olması lazım. Bunun da mutlaka giderilmesi gerekir.
Bir başkası, stenograf yardımcıları yakın zamanda alındı bildiğim kadarıyla ama 9 arkadaşımız, çok yetkin olmalarına rağmen, çok donanım sahibi olmalarına rağmen galiba imkânsızlık, maddi imkânsızlık ya da kadro yetersizliği gerekçesiyle alınmadı. Bunların da meyus hâllerinin giderilmesini istiyorum ben.
Meclis Başkanlığı bütçemiz hayırlı olsun.
Efendim, Kamu Denetçiliği -hep söyledik biz- insana bakışımızı ifade eden esaslı bir kurumdur. Onun başında da yetkin, donanım sahibi, milletimizi her platformda hakkıyla temsil etmiş bir büyüğümüz var. Dolayısıyla oradan sâdır olan, oradan açığa çıkan kararlar hep milletimizde böyle bir insani hasletleri yüksek tutmayı tedai ettiriyor, çağrıştırıyor. Onların da bütçesi hayırlı olsun.
Sayıştay Başkanımızın da, Sevgili Bakanım, benim nezdimde bir başka hususiyeti var. Bağımsız denetçi belgemi Kamu Gözetleme Kurumu Başkanıyken onlardan almıştım.
İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) - Başkan da ak kadroda mıydı o zaman?
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ben milletimizi hep ak potansiyelin içerisinde görüyorum.
BAŞKAN - Milletin kadrosunda.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Şimdi, ak kadroyu, müsaade ederseniz Başkanım, bir hafif tarif yapmıştım, ben bunu...
BAŞKAN - Ama lütfen tamamlayınız, lütfen.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Hemen bunu yapayım. Ak kadroyu böyle bir netleştireyim, somutlaştırayım tarif olarak. Dimağını "Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem, gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem." gerçeğiyle beslemiş; yüreğini "Üç buçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam; hele Hak namına haksızlığa ölsem tapamam." sabitesiyle beslemiş; ufkunu "Adam aldırma da 'geç git' diyemem, aldırırım; çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar, kaldırırım, zalimin hasmıyım amma severim mazlumu." rotasıyla belirlemiş prototip ak kadro. Sayın Cumhurbaşkanımız şahsında çok böyle somutlaşmış bir tariftir bu. Dolayısıyla buradakiler de elbette esaslı ak kadronun müntesipleridir. Kendilerine bütçelerinin hayırlı olmasını diliyorum.
Başkanım, çok teşekkür ediyorum. Hayırlı, uğurlu olsun.