KOMİSYON KONUŞMASI

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

İsmail Bey'e de, Mustafa Bey'e de teşekkür ediyorum.

Ben bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bakın, bu toprakların meselesi bu topraklarda konuşulmalı, ne yaşadıysak. Ateş de düştüğü yeri yakıyor Mustafa Bey, ateş düştüğü yeri yakıyor. Konya'da da Ermeniler vardı, bugün yoklar, biliyorsunuz; yoklar, biz yokuz, yok hükmündeyiz. Başımıza büyük bir felaket geldi, bunu bu topraklarda çözelim, bu topraklarda konuşalım, adını koyalım, yüzleşelim ve devam edelim diyoruz. Ama biz konuşmadığımız sürece, başka parlamentoların konusu oluyor bizim acımız. Yani neden Amerikan kongresinin konusu olsun, neden Fransız Parlamentosunun konusu olsun, neden geçen yıl Almanların konusu olsun? Oysa, biz konuşsak, adını koyarsak...

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Samimi değil mi onlar?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ben samimiyetine asla güvenmiyorum zaten. Mesele şu: Siyasi hesaplarla bunlar yapılıyor, bunu da çok iyi biliyorum, bu bizim acımızı, yaramızı daha da fazla kanatıyor. Oysa, o insanların hepsini siz çok iyi biliyorsunuz, Paris'te olan Ermeni de Fransa'da olan da Londra'da olan da hepsi bu toprakların insanı. Bakın, siz diyorsunuz ki: Çağrı yapıyoruz. Kime çağrı yapıyorsunuz? Bu toprakların insanına.

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Dünyaya.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Dünyayı bırakalım. O insanlar bu toprakların insanları. Bakın, Konyalı, Diyarbakırlı, Tekirdağlı insanlar. Onlara çağrı yapalım. Çok basit bir şey öneriyorum, Mecliste bir araştırma komisyonu kuralım, gelsinler o insanlar, yaşadıklarını anlatsınlar. Dinleyelim, ağlaşalım, kucaklaşalım, yaşananın adını koyalım ve devam edelim.

Bakın, arşivlerimizi açtık, tarihçiler tartışsınlar. Allah'ınızı severseniz, Türk milliyetçi tarihçilerle Ermeni milliyetçi tarihçiler bir araya gelse, herhangi bir şeyi çözebilirler mi? Çözemezler çünkü belli bir zaviyeden bakıyorlar hayata. Türkçü bir bakışla veya Ermenici bir bakışla bakıyorlar. Oysa vicdani temelde biz bu meseleyi çözebiliriz. Dediğim gibi, babaannemin yaşadıklarıyla komşumuz Hüseyin amcanın bu işe vicdani meselede sahip çıkması temelinde biz bu meseleyi çözebiliriz.

Değerli arkadaşlar, bakın, başka parlamentolar benim yarama derman olamaz, asla olamaz ama Türkiye Büyük Millet Meclisi olabilir. O açıdan, Sayın Cumhurbaşkanı, açıklamalarında yaşanan insanlık dışı acı olaylar için Ermeni halkına taziye diliyorsa, bir kapı aralanmış demektir. Bütün dünya Ermenilerinin sonuç olarak vatanı bu topraklardır, Anadolu'dur. Hani Paris'te, Londra'da, Los Angeles'ta insanlar Türkçe konuşuyorlar birbirleriyle Ermeniler, Türkçe hemhâl oluyorlar. Bizim insanlarımızsa, biz onlara başka Parlamentoları adres olarak göstermemeliyiz, bu Parlamentoyu adres olarak göstermeliyiz. Hepsi bizim oradaki temsilcilerimiz olmalılar. Nasıl ki bir Türk Los Angeles'ta bizim temsilcimizse, Paris'teki bir Ermeni de Los Angeles'taki Ermeni de bizim temsilcimiz olmalı. Eğer, bakın, yaşanan büyük acıyla yüzleşirsek, emin olun, başta Ermeni meselesi çözülür, sonra Kürt meselesini çözeriz, hep beraber kardeşçe yolumuza devam ederiz.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ne yapalım yani?

BAŞKAN - İbrahim Bey, lütfen.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yaşanan büyük acılarla yüzleşme zamanıdır. Bakın, yüzleşmediğiniz sürece, bir yaramız olursa... Biliyorsunuz, siyasi ilişkilerde bu böyledir, yara olursa...

TBMM BAŞKANI VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - İhsasıreyde bulunuyorsunuz, "yüzleşme" deyince gerçekte...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - İhsasıreyde ama Meclis de bulundu. "Sözde" diyerek, sonuç olarak ihsasıreyde bulunmuş oluyor.

Değerli arkadaşlar, sonuç olarak, bizim vatandaşlarımıza, biz onlara başka adresler göstermemeliyiz. Bu anlamda Türkiye Büyük Millet Meclisi bunun önünü açmalı, yüzleşmenin önünü açmalı. İsmail Bey'in dediği gibi, üniversiteler tartışmalı, insanlarımız konuşmalı. İdrak etmeli yaşananları, sonra da bu meseleyi çözüp yolumuza devam etmeliyiz.