| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278 ) ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ve Sayıştay tezkereleri a)Ticaret Bakanlığı b)Ekonomi Bakanlığı c)Rekabet Kurumu ç)Helal Akreditasyon Kurumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 08 .11.2019 |
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, Sayın Bakanım, değerli milletvekilleri ve Ticaret Bakanlığımızın değerli bürokratları; hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakanımız 2019 yılı bütçe görüşmelerinde "Türkiye için küresel ihracattaki payımızı artırmak, ithalata olan bağımlılığımızı azaltmak, katma değeri yüksek ürünlerle küresel değer zincirindeki yerimizi sağlamlaştırmak ve Türkiye markasını dünyaya tanıtmak büyük önem arz ediyor." demişti. Bu tespit ve hedeflere katılmamak imkânsız. Acaba bu hedeflere ne kadar ulaşabildik? Evet, herkesin belirttiği gibi, ihracatımız patladı, ihracatımız rekor kırıyor. Mesela, küresel ihracattaki payımız ne kadar arttı, artırabildik mi? Ticaret Bakanlığının verilerine baktığımız zaman, 2015 yılında 0,87 olan küresel ihracattaki payımızın 2018 yılında 0,86'ya düştüğünü görüyoruz. Oysa bir önceki dönem Ekonomi Bakanımız Nihat Zeybekci "Dünya mal ticaretindeki payımızı yüzde 1,5'e çıkarmayı hedefliyoruz." demişti. Mal ticaretinde durum bu.
Peki, hizmet ticaretinde ne durumdayız? Burada da durum pek iç açıcı değil ne yazık ki. Gene, Ticaret Bakanlığının verilerine göre, 2013-2014 yıllarında Türkiye'nin küresel hizmet ihracatındaki yüzde 1 olan payı bugün için yüzde 0,83'e düşmüş durumda. Katma değeri yüksek ürünlerle küresel değerler zincirinde yerimizi sağlamlaştırmak önemli bir hedef, bu hedefe ulaşabilecek miyiz veyahut da hedefin neresindeyiz? İleri teknolojili ürünlerin ihracatımız içindeki payı yüzde 3'e demirlemiş; hedeflerin çok gerisinde. Kilogram başına ortalama ihracat değeri rakamlarına bakarsak sınıf
ta kaldığımız görülüyor; 2008 yılında 1,54 dolar olan değer, 2018 yılında 1,29 dolara düşmüş.
Sayın Bakan, Ticaret Bakanlığımızın değerli temsilcileri; bir de Türkiye markasını dünyaya tanıtma meselesi var. Bu konuda bir kurum oluşturulmuş "TURQUALITY" diye, bir de hedef koymuş bu kurum kendine, "On Yılda 10 Dünya Markası" Evet, "On Yılda 10 Dünya Markası" hedefi iddialı ama gerçekler ne yazık ki acı. Bir şirket dünyada şirketlerin marka değerlerini hesaplıyor, her sene bu hesaplama yapılıyor, dünya genelinde ve ulusal bazda listeler hazırlanıyor. Her yapılan bu çalışmada dünyada en değerli 500 marka ve marka değerleri sıralanıyor, ilk 500 marka içerisinde bir tek Türk firması yok ne yazık ki. Türkiye'nin en değerli 100 şirketi her sene yayınlanıyor, bu çalışmaya göre, 2015 yılında en değerli ilk 100 Türk firmasının marka değerlerinin toplamı 34 milyar dolarmış, 2019 yılında 19 milyar dolara düşmüş; neredeyse yarı yarıya bir düşüş var. Bir kurum inşa edilmiş, dünyada benzeri yok, adı "TURQUALITY", hedef koymuşsun markalaşmaya dair ki bu, çok önemli ancak hedefin çok gerisindeyiz. Neden? Yüzlerce firmaya destek veriliyor, kaynak aktarılıyor ama sonuç yok. Üstelik söz konusu kurum bu kaynağı çoğunluk hisseleri yabancılara kullandırmaya, tüm Sayıştay raporlarına rağmen ısrarla devam ediyor. Ayrıca, vergi vermeyen ve bunda ısrar eden firmalar da bu program kapsamında desteklenmekte.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bir diğer husus da rekabetçilik, küresel rekabet. Dünya Ekonomik Forumu'nun her yıl yaptığı araştırmaya göre, 2014 yılında küresel rekabette 45'inci sırada olan Türkiye, 2019 yılında 61'inci sıraya gerilemiş durumda. Araştırmaya göre, Türkiye'deki inovasyonda, teknolojik altyapıda, iş gücü piyasasında sıkıntılar var ama en büyük sıkıntı kurumsal yapı ve makroekonomik orta...
Bir de, daha önce sıklıkla dile getirdiğimiz bir olay vardı Afrin'den gelen zeytinyağıyla alakalı. Ben, bu konuda Bakanlığınıza çeşitli defalar soru önergeleri verdim fakat doğru bir cevap alamadım işin doğrusu. Bu yağı, bildiğiniz gibi, Tarım Kredi Kooperatifleri getiriyor. En son bize doğru bilgiyi, doğru olduğuna inandığımız bilgiyi daha doğrusu, Tarım Kredi Kooperatifleri verdi. 26 bin ton 2019 yılında Suriye'den zeytinyağı gelmiş. Oysa Tarım Bakanımız 5 bin ton zeytinyağı geleceğini söylemişti. Yani söylenen rakamın 5 katından daha fazla bir zeytinyağı girmiş. Ama burada kafamıza takılan birtakım sorular var: Mesela, bu ihraç kaydıyla ithalat yapılıyor fakat bu hangi rejime uymakta? Diğer konuşmacılar da bunu sordu. Tarım Kredi Kooperatifine özel izin verilmiş, Tarım Kredi Kooperatifi...
Sayın Başkanım, toparlıyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Bakırlıoğlu, toparlama değil, tamamlama sözü veriyorum.
Buyurun.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Başka özel izin verilen firmalar var mı? Varsa bu firmalar ülkemize ne kadar zeytinyağı getirdi? Önemli bir iddia var, bu yağların yurt dışına Türk menşeli olarak satıldığı gibi bir iddia var. Bu, Avrupa basınında sıklıkla dile getirilmeye başlandı. Bu yağların iç piyasaya verildiği konusunda ciddi iddialar var. Son bir soru daha sormak istiyorum: Bu işlemlerde yani sonuçta bir ithalat işlemi var, Suriye Hükûmetine, Suriye devletine herhangi bir vergi veyahut da herhangi bir harç veriyor muyuz, veriyorsak ne kadar veriyoruz?
Teşekkür ederim.