KOMİSYON KONUŞMASI

BAŞKAN - Ben bir iki şey ilave etmek istiyorum: Birincisi, siz de konuşmanızda isabetle vurguladınız, çok farklı kurumlarda güzel işler yapılıyor ama kimin, ne yaptığından karşılıklı olarak çok fazla haberdar değiliz. Dolayısıyla biz zaten bunu aşağı yukarı Komisyonumuzun 2'nci veya 3'üncü toplantısında sunumlardan gördük ki böyle bir koordinasyon ihtiyacı var ve o nedenle bu Komisyonun belki en önemli işlevinin de bu farklı kurumlarda yapılan ve birbirini bütünleyici nitelikteki çalışmalardan bu kurumları haberdar edecek bir ortak bilgilendirme mekanizması oluşturmak, bunun oluşumuna katkıda bulunmak. Komisyonumuzun yapabileceği en iyi işlerden birinin bu olacağını düşündük, konuştuk. Dolayısıyla bunu nasıl yapacağız? En başta bu Komisyonun çalışmaları sırasında getirilen öneriler ve her kurumda yapılan farklı faaliyetlerle ilgili yapılan sunumlardan herkesin haberdar olmasını sağlayacak bir raporumuz olacak. Böylece raporumuzu okuyan herkes, diyelim Millî Eğitim Bakanlığının ilgili genel müdürlüğü aslında sizin ODTÜ Mezunları Derneğinde yaptığınız seminer çalışmalarından pekâlâ kendi rehber öğretmenlerinin nasıl yararlanabileceğini düşünebilir olacak veya siz onların sunumundan göreceksiniz ki aslında Bilgisayar Mühendisleri Odası olarak onlara şu tür katkılarda bulunabilirsiniz. Bu raporumuzun bir önemli işlevinin bu olacağını ümit ediyoruz.

Bunun için teşekkür ediyorum.

Şimdi, konumuzla çok doğrudan ilgisi yok ama siz aynı zamanda Bilgisayar Mühendisleri Odası Yönetim Kurulunun eğitimden sorumlu üyesi olduğunuz için benim çözemediğim bir soruyu sizinle konuşmak istiyorum. O da şu: Ben zaman zaman -arkadaşlarımız bilirler, Millî Eğitim Bakanlığındaki arkadaşlarımız da, üniversitedeki arkadaşlarımız da- bu, özellikle yükseköğretimdeki dört yılın kerametini bir türlü çözemedik bugüne kadar. Yani hep diyorduk ki nasıl oluyor da veterinerler de dört yılda yetişiyor, bilgisayar mühendisleri de dört yılda yetişiyor, İngilizce öğretmenleri de dört yılda yetişiyor, beden eğitim öğretmenleri de dört yılda yetişiyor, hukuk fakültesi filan. Şimdi, bu soruyu sorarken şu dipnotla da soruyorduk: Oysa pek çok disiplinde içerik o kadar hızlı değişiyor ki çocukların, gençlerin üniversitenin birinci yılında aldıkları eğitim dört yıl içinde eskiyor, demode oluyor ve mezun oldukları zaman onları alan diyelim ki işletme onları âdeta sıfırdan, yeniden eğitmek zorunda kalıyor. Bunun da en çarpıcı örneklerinin bilgisayar mühendisliği alanında görüldüğünü zannediyorum. Çünkü bundan otuz sene önce Avrupa Konseyi Eğitim Bakanları Konferansı için hazırladığımız Enformasyon Teknolojileri ve Eğitim Sistemleri Üzerindeki Etkileri konulu, Millî Eğitim Bakanlığı tarafından da yayınlanmış olan raporda da söylediğimiz gibi en hızlı değişen, en hızlı gelişen, katlanan teknolojilerden biri, belki de bugün birincisi yazılım, bilişim teknolojisi. O yüzden o Avrupa Konseyi Eğitim Bakanları Konferansına sunulan İngiliz millî raporunun başında "Bu rapor dört yıl için geçerlidir." ibaresi vardı yani âdeta gıda maddeleri son kullanım tarihi gibi dört yıl sonra burada raporda söylenenler işinize yaramaz diyorlardı adamlar. Şimdi siz Bilgisayar Mühendisleri Odası olarak özellikle bilgisayar mühendisliği eğitimi alanında bu süre konusunda -hemen tabii cevap vermeniz için sormuyorum ama- herhâlde sizin de bazı çekincelerinizin olması gerekir gibi bir ön yargı içindeyim. Çünkü bu alanın nasıl hızla değiştiğini, dolayısıyla bilgisayar ve yazılım alanında yükseköğrenim gören gençler 1'inci sınıfa başladıkları zaman mezun olduklarında o öğrendikleri şeylerin birçoğu artık anakronik hâle geliyor. Dolayısıyla nasıl bir eğitim güncellemesi yapılabilir, benim şimdi tam tabir aklıma gelmiyor ama Almancada bunun için özel bir tabir üretmişler son zamanlarda. Yani kendi mesleğinde artık işe yaramaz hâle gelenlerin yeni bir meslekte hızla eğitilip yeni bir alana kaydırılmaları fiili için özel bir tabir, Almanca tabir üretilmiş yani Almanya bunu çoktan fark etmiş. Belki bu akşamki toplantınızda bu Komisyonun önemli endişelerinden biri olarak bunu da meslektaşlarınızla paylaşıp Millî Eğitim Bakanlığındaki arkadaşlarımıza ve YÖK'teki arkadaşlarımıza artık bundan sonra bu eğitimi şöyle değil böyle planlamakta fayda var, bu işin arkasına yetişemiyoruz demeniz gerekebilir.