KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Şimdi, Karadeniz'e ilk defa bilgisayar gidince bilgisayarı tanıtmaya başlamışlar, demişler ki "Bu çok akıllı bir cihaz, ne sorarsanız hepsine cevap verir." Herkes sorusunu sormuş, bilgisayar herkesin sorusuna tek tek cevap vermiş, Temel sorusunu sorunca ortalık karışmış, bilgisayar sigortaları filan attırmış. Temel'e sormuşlar "Sen ne sordun?" diye, "Ne var ne yok dedim." demiş.

Şimdi, 31'inci maddede 31 tane fıkra var, altı sayfa, Temel'in bu bilgisayar hikâyesinden hiçbir farkı yok.

CELAL DİNÇER (İstanbul) - Her şey var yani.

MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Şimdi, tabii, Nüfus Kanunu'nu komple değiştiren bir sürü şey var bunun içinde ama benim özellikle takıldığım birkaç husus var: Bir kere, bu kimlik kartı, uluslararası aile cüzdanı ve mavi kart. Şimdi, bu mavi kartı tabii, önceden Türk vatandaşlığından çıkan insanlara veriyor idik, bundan sonra sadece onlara mı vereceğiz, yoksa Suriye'den gelenler, başka ülkelerden gelenler de bundan yararlanacak mı? Burada, ben okuduğumda çok fazla farklı bir şeyi ben öğrenemedim, göremedim.

İkincisi: Bu biyometrik veri konusu. Yani geçen gün de ben başka bir vesileyle Sayın Veysel Eroğlu'nun bir "tweet"iyle ilgili bir şeyler paylaşmıştım burada. Tabii, bilim adamları hep hayvanlar üzerinde çalışma yapıp sonucu aldıktan sonra insanlar üzerinde uyguluyor diye. Yani bu takip konusundaki yeni bir uygulama mı bu biyometrik veri konusu? Kimlerin biyometrik verileri kaydedilecek? Hani burada bir sınırlama var mı, yoksa yeni doğan bebekten itibaren herkes biyometrik olarak kaydedilecek mi? Bu bence önemli bir konu. Yani suçluları mı takip edeceğiz, potansiyel suçluları mı takip edeceğiz, makul şüphelileri mi takip edeceğiz, yoksa bundan sonra zaten nüfus cüzdanlarını da çipli hâle getirip biyometrik verilerle birlikte herkesi mi takip edeceğiz? Buna bir açıklık getirilmesini işin doğrusu bekliyorum.

AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) - Zaten muhalif olan herkes makul şüpheli, söylemeye gerek yok yani.

MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Yok, artık makul şüpheli orada da var şimdi.

AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) - Düzenleme lazım, doğru.

MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Orada da var, şimdi ağaca kurt düştü, orada da var makul şüpheli.

Şimdi, tabii, bir de, bu verilerin elektronik ortamda saklanması konusu var arkadaşlar. Şimdi, bir kere, bu elektronik ortamda saklamanın birkaç tane temel riski var. Bunlardan bir tanesini geçtiğimiz günlerde bütün dünyanın gözü önünde yaşadık. Kore'de bütün devlet kurumlarının İnternet'e ulaşımını sekiz saat engelledi uluslararası sistem. Yani bunu engelleyen sistem yarın bu sistemin içine girip yani güvenlik şifrelerini kırıp acaba bizim verilerimizi değiştirebilir mi? Bunların üzerinde düşünmek lazım.

Hani, biz kırk yaşın üzerinde olduğumuz için belki biraz fazla şüpheli düşünüyoruz. Hani eskiler anlatırlar, padişahla vezir iddiaya girmiş, gençler tamahkâr olur, ihtiyarlar tamahkâr olur. Padişah demiş ki: "Vezir, o zaman tebdili kıyafet sokağa çıkalım, sen altın keselerini hazırla." Sokağa çıkmışlar, bir tane genç hızlı hızlı giderken padişah işaret etmiş vezire, "Ver bakalım şu kesenin birini." demiş. Vezir koşarak yetişmiş delikanlının peşinden, demiş: "Padişahımızın sana hediyesi delikanlı, güle güle harca." Delikanlı, kim verdi, niye verdi, hiç arkasına bile bakmadan keseyi kaptığı gibi yola devam etmiş. Biraz sonra bir ihtiyar görmüşler. Padişah gene işaret etmiş, "Ver bakalım bir kese de ihtiyara." demiş. İhtiyar keseyi almış, "Bu neyin nesi?" "Padişahımızın size hediyesi." "Bu bir seferlik mi, bundan sonra her yıl verilecek mi?" demiş. "Ya, biz bir seferlik dedik ama bunu madem sen sordun, her sene verelim." demiş. Ondan sonra "Ben öldükten sonra çocuklarıma da verilecek mi?" demiş. Şimdi, biz biraz bu işin bu tarafını da düşünmek zorundayız. Yani bu kâğıt üzerinde yoksa bu kayıtlar, yarın çocuklarımıza kalacak nüfus kütükleri herhangi bir saldırıyla yok edilirse Türkiye'de yeni bir...

AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) - Zaten muhalif olan herkes makul şüpheli

MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Bu "Elektronik ortamda saklanır." diyor, bundan sonra... Bu artık öbür taraftaki saklama tartışmaya açılıyor burada bundan sonrası açısından.

İDRİS ŞAHİN (Çankırı) - Alt Komisyonda cevaplandırmışlardı onlar aynı zamanda...

BAŞKAN - Soracağız tabii.

MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Neyse. Yani bu konudaki endişelerimi paylaşmak istiyorum.

Yani burada görünce bunlar... Açıklama var ama bu kanunda bu ikili bir sistemle bunun tutulacağına dair bir hüküm ben görmedim okuduğum zaman.

CELAL DİNÇER (İstanbul) - Yani koysak ne olur öyle bir önerge?

MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Şimdi, arkadaşlar, bir de bu yabancılarla ilgili "İkamet izni verilen yabancılar genel müdürlükçe kimlik numarası verilerek yabancılar kütüğüne kaydedilir." diyor. Şimdi, bu Göç İdaresi Kanunu'nda da benzer bir uygulama var. Şimdi, bu Suriyelilerin elindeki kartlar var, bu kartları nüfus idaresi vermedi, bu kartları başka birimler verdi.

Şimdi, biz Göç İdaresini niye kurduk, önce oradan başlamak lazım. Bunlar, şimdi, aynı bakanlığın bünyesindeki kurumlar arkadaşlar. Göç İdaresi kurulurken o gün gene Sayın Bakan da vardı. Şu andaki Göç İdaresi Genel Müdürü arkadaşımız o zaman bu tasarıyı çalışan kişi olarak, Mülkiye Müfettişi olarak bize sunum yaptı. Bu, yabancılarla ilgili iş ve işlemlerin bundan sonra tek elden yürütülmesiyle ilgili Göç İdaresi kuruldu. Gene, bir kısım kartlar Emniyet tarafından veriliyor, bundan sonra işte Nüfus verecek. Şimdi, Göç İdaresinin buradaki rolü ne, bu yabancıların koordinasyonu nasıl sağlanacak? Bu da biraz daha, bence, işi kolaylaştırmak yerine karmaşık hâle getirecek

Ve ayrıca, şimdi, burada bunlara verilecek kimlik numarası vesaire, yabancılar kütüğüne kaydedilecek. Bu Suriyelilerin durumuyla ilgili Hükûmetin politikasını biz gerçekten çok merak ediyoruz. Çünkü bu Suriyeliler tamamıyla, hani, kendi beyanlarına göre Türkiye'deki bu kimliklerini aldılar. Oradaki gerçek kimliklerini... Ve oradaki sayı az olsa, 50 olsa, 100 olsa, 300 olsa, 500 olsa birtakım istihbari bilgilerle birçok şeye ulaşılabilir ama 2 milyon Suriyeliyle ilgili bu kadar istihbari bilgiye ulaşmak mümkün değil. Hani, Hükûmet her şeyi çok uzun öngörüyor, "İki ayda biter." dedi Esad'a, dört senedir Esad yerinde duruyor, bizimkiler gidiyor, bizimkiler yola çıktı, o yerinde kalıyor. Şimdi, yani böyle de bir durum var.

CELAL DİNÇER (İstanbul) - İnce ince dokunduruyor.

AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) - Allah söyletti.

İDRİS ŞAHİN (Çankırı) - Bugün çok fazla formda.

CELAL DİNÇER (İstanbul) - Arada çok güzel dokunduruyor. Mehmetçiğim devam et, formundasın bugün.

MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Hayır arkadaşlar, yani burada hiç bozmaya uğraşmayın, boşuna uğraşmayın.

Şimdi, gene, bu biyometrik veriyle ilgili olarak, hiç olmazsa reşit olanlar mı, çocuklar da bu kaydın içinde olacak mı, bunlarla ilgili bir şey yok.

Bir de bugün Türkiye'de ve dünyada en önemli şey kişisel verilerin güvenliği konusu. Yani burada, şimdi, Nüfus İdaresi bu kişisel verileri birtakım üçüncü kişilerle, kurumlarla paylaşıyor. Şu ana kadar elimize ulaşan bilgilere göre, Türkiye'de çok sayıda insanın kişisel verileri illegal olarak başkalarının eline geçmiş durumda ve bu sebepten cezaevine giren vatandaşlarımız bile var maalesef. Yani, şimdi, Sayın İdris Şahin de bir avukat olarak muhakkak buna benzer örneklere şahit olmuştur. Bundan sonra aynı olaylar her birimizin başına değişik şekillerde gelirse nasıl engellenecek? Yani birtakım ticari kuruluşlar... Önceden bu bilgiler ilk olarak Emniyetle paylaşıldı, sonra başka kurumlarla, bankalarla paylaşıldı, şimdi artık herhâlde bu konuda, bu kişisel verilere ihtiyacı olduğu konusunda Nüfus İdaresini, İçişleri Bakanlığını ikna eden herkes buradan bir hat alabilecek gibi bir düzenleme var burada. Dolayısıyla bundan sonra bu kişisel veri güvenliği nasıl sağlanacak?

Şimdi, bir de madde 41, (11)'inci fıkranın (7)'nci alt bendinde kimlik kartının kaybı veya değiştirilmesi nedeniyle yapılacak müracaatlarda, yenisi verilinceye kadar geçerli olacak, usul ve esasları Bakanlıkça belirlenen geçici bir belgeden bahsediliyor. Burada bundan sonra Nüfus İdaresine başvurduğumuz gün artık yeni kimlik kartınızı alamayacağınız resmen kanuna konmuş. Bunu ben yazmadım arkadaşlar, yani öyle bakmayın.

CELAL DİNÇER (İstanbul) - Ne kadar geçerli olacak, süresi ne olacak bunun, belli değil.

MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Geçici bir belgeden bahsediliyor.

CELAL DİNÇER (İstanbul) - Geçici de üç sene mi, beş sene mi?

MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Şimdi, yani, geçici belge düzenlenecekse aslını ben demek ki o gün alamayacağım. Yani buradan bu çıkıyor. Dolayısıyla bu kartların özellikleri ne olacak? Şimdi, kimlik kartını söylüyoruz ama kimlik kartının özelliğiyle ilgili bir şey yok. Bu "Bakanlıkça belirlenecek..." kısmı da bundan sonra... Hani, Millî Eğitim Bakanlığı uygulaması var önümüzde. Her sene, biliyorsunuz -beşinci Bakanımız geldi- her bakan geliyor, SBS'yi TEOG yapıyor, onu alıyor, başka bir şey yapıyor, biri bir sene yapıyor, biri üç sene yapıyor, biri senede bir yapıyor, biri senede iki yapıyor ve her birisi reform oluyor. Ama sonuçta veliler çocuklarının önümüzdeki sene hangi şekilde sınava gireceğini de bilmiyorlar. Hani, burada da önümüzde böyle bir kimlik uygulamasıyla karşılaşabiliriz. Bu bakımdan, bunun şeklinin, bence, kanunla belirlenmesinde fayda var bu konuda.

Şimdi, gene, bu adresle ilgili de, tabii ki adres konusunda da Türkiye'de bir sürü sıkıntı var. Her ne kadar, işte, "Bu adres bilgilerine göre uğraşılıyor. " dense de hâlihazırda bu adres uygulamasında da ciddi sıkıntılar var. Çünkü belediyelerin şu ana kadar Türkiye genelinde yaptığı bu konudaki adres tespit sistemi, yani adres sisteminde eksiklikler var. Bazen de olmayan binalara insan yerleştirildiği özellikle seçmen kütükleriyle ilgili yapılan incelemelerde maalesef karşımıza çıkmaktadır.

Evlenme olayının bildirilmesi konusunda yeni idari para cezaları getiriliyor. Yani, bunlar, bu bildirimler... Şimdi, zaten evlenme yetkisi olan kişiler belli. Bunlarla Nüfus İdaresi arasında bir eksiklik mi var ki böyle yeni bir yaptırıma gidiliyor evlenme bildirimleriyle ilgili?

Evet, yani sonuç itibarıyla, bu 31'inci madde Nüfus Kanunu'nda çok ciddi değişiklikler getiren ama 6 sayfaya yayıldığı için hakikaten bizim takip etmemiz konusunda çok ciddi güçlükler içeren... Ve Genel Kurula bu şekilde giderse Genel Kurulda herhâlde Meclis tarihindeki en uzun madde olacağı konusunda da hepimizin bir ortak fikri olması lazım. Buradaki bu bahsettiğimiz endişeleri giderecek şekilde buraya yazılı olarak metne bunları ilave etmemiz lazım. Yani sözlü olarak yapılacak izahatlar yarın ortada birtakım uygulamaların... Çünkü bugün siz kanunu çıkartırken bugünkü yönetim olarak bunları böyle düşünüyorsunuz ama yarın sizin yerinize gelen bakan, sizin yerinize gelen genel müdür "Ben bu kanunu farklı yorumladım. Arkadaş, bundan sonra defter işinden vazgeçtim, kişisel bilgileri de olsa ben istediğim gibi, para kazanmak için, Nüfus Genel Müdürlüğünün..."

Tabii, bu döner sermaye var mı, bir de onu merak ettim. Şurada bir maddede de arkadaşlar "Müteakiben 3 bin adetlik partiler hâlinde peşin para karşılığında Nüfus Müdürlüğüne verilir bu kimlik belgeleri." diyor. Yani, Nüfus Müdürlüğünün bir döner sermayesi mi var? Burada Maliye peşin parayla 3 bin tane belgeyi birden niye oraya veriyor? Nüfus İdaresi bu işlemleri yaparken vatandaştan parayı ne zaman tahsil edecek? Kimliği verdiği zaman tahsil edecek. 3 bin tane belge de... Bu değerli kâğıt bedelleri de herhâlde çok ucuz değil. Bir sonraki maddede mi düzenliyorlar? Ben biraz önce baktım, herhâlde 50 liradan falan bahsediliyor. Yani, fiyatlar da baya yüksek. Dolayısıyla, hani bu da ciddi paralar tutuyor. Bu kadar parayla kim yani... 3 bin tane belge niye öyle mesela? Ankara'daki Çankaya Nüfus İdaresi için 3 bin belge belki çok belge olmayabilir ama Çankırı'nın küçük ilçelerinden birisinde de 3 bin belge niye 3 binlik bir partiyle verilir diyoruz. Yani, onlarda da farklı bir uygulama... Niye buraya böyle bir şey kondu? Hani, bazı ilçelerin nüfusu bile bu kadar yok. Niye 3 binlik bir belgeden bahsedildi, o da ayrı bir şey. Çünkü bunların orada saklanması, muhafazası da ayrı bir iş.

NÜFUS VE VATANDAŞLIK İŞLERİ GENEL MÜDÜRÜ AHMET SARICAN - Mevcutta var, değiştirmedik onu hiç.

MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Mevcutta varsa buraya yeniden niye yazdık, o da ayrıca bir şey.

BAŞKAN - Sorulara sonra cevap verecekler.

MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Evet, ben teşekkür ediyorum.

İnşallah bu endişelerimiz bu madde buradan geçmeden giderilir diye ümit etmeye çalışıyorum.