KOMİSYON KONUŞMASI

UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Teşekkür ederim.

Sayın Divan, Sayın Bakan, değerli milletvekilleri, kamu kurumlarının değerli bürokratları ve saygıdeğer basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Şimdi, bugün Millî Ağaçlandırma Günü ilan edildi, az önce bahsedildi. Sayın Erdoğan bugün için bir genelge yayımladı, dedi ki: "Havanın, suyun, toprağın ve bunların oluşturduğu güzelliklerimizin korunması gün geçtikçe önemi artan bir konu olarak hep gündemimizde." 11 milyon fidan dikiliyor, dikilsin ama -aramızda ormancı olan var mı bilmiyorum ama- ormancılara sorarsanız fidan dikmek için aslında çok da uygun bir zaman olmadığını hepsi ifade ediyorlar, bugün açıklamaları da oldu bu konuda. Tabii ki fidan dikelim ama çevreye verdiğimiz zararları unutmayalım.

Sayın Bakan, sunumunuzda "Sayıştay raporundaki bulgular 2018 yılına ilişkin herhangi bir kamu zararına sebebiyet vermiyor." diyorsunuz ama aynı Sayıştayın tespitleri arasında Bakanlığınızın kömür üreten termik santrallerde denetim yapmadığı yönünde tespitler var. Bu kamu zararı değil de nedir? Hem denetlemiyoruz hem kirletmeye devam et diyoruz. Sayıştay özellikle Adana, Maraş ve Çanakkale olarak denetimin yapılmadığı illeri saymakta.

Diğer taraftan, 13 kömürlü termik santrale bir kez daha havayı kirletme izni vermekteyiz. Bunlar arasında, az önce söylediğim gibi, Sayıştayın denetim yapılmadığını tespit ettiği Çanakkale ve Kahramanmaraş da var. Yani hem denetlemiyoruz hem de 2022 Haziranına kadar çevreyi kirletme izni getiriliyor; göz göre göre denetimsiz kirletme.

Eskişehir'imizin verimli Alpu Ovası üzerine kömürlü zehir santrali kurulmak isteniyor. Eskişehir'de yurttaşlar karşı, sendikalar, odalar, tüm partiler karşı; imzalar toplandı. Siz konuşmanızda "2002 yılından bugüne kadar 62.490 tesise ÇED onayı verdik. Doğal dokumuza, tabiatımıza zarar vermesi ihtimali çok az bile olsa o projeye asla ÇED onayı vermiyoruz." dediniz ama 1 milyon Eskişehirliyi zehirleyecek ve sonra da mahkeme kararıyla iptal edilen ÇED raporunu kim verdi? Bir şekilde bu raporlar veriliyor, sonra bu projeler başlıyor. Şimdi, yeniden 2020 programında, Cumhurbaşkanlığı tarafından açıklanan programda 60 bin metre sondaj yine Alpu konusunda, Alpu'nun zehirlenmesi, Eskişehir'in zehirlenmesi konusunda bir ısrar var.

Sayın Bakanım, sunumunuzda millet bahçelerinden bahsettiniz. Eskişehir'de 2 tane var. Biz bir tanesini biliyorduk ama sunumunuzda ikincisini de öğrendik: Yenidoğan Millet Bahçesi. Sayın Başkan, sizin söz verdiğiniz sırada ben tam da Odunpazarı Belediye Başkanımızla konuşuyordum. Haberiniz var mı dedim. "Birincisinden de olmadı, ikincisinden de haberimiz yok." dedi.

Şimdi, tabii ki yeşili çoğaltmak hepimizin hemfikir olduğu bir konu ancak bu millet bahçeleri yapılırken bizim gördüğümüz şöyle bir husus var: Yerel yönetimlerle, gerek büyükşehir belediye başkanlarımızla gerek belediye başkanlarımızla -sadece bizim partiden değil, diğer partilerden de- bir iletişime geçilmemesi çok büyük sıkıntıdır. Örnek millet bahçelerinden ama Bakanlığınızın yürüttüğü başka projelerde de hiçbir şekilde yerel yönetimle iletişim kurulmamakta, diyalog kapısı açılmamakta. Ondan sonra da tabii ki işte Sayın Odunpazarı Belediyesi bu konuda itiraz etti millet bahçesi projesine, birçok sıkıntı var. Odunpazarı Belediyesine bu konu gelmezken, Büyükşehir Belediyesine anlatılmazken ihale yapılıyor tek kaynak bir şekilde, sanki bir afet varmış gibi, o maddeye dayanarak ihale yapılarak İstanbul'dan bir şirkete eski parayla 50 trilyon liraya veriliyor. E, bunu Eskişehir'de yapabilecek olan şirketler "Biz bunu yarısına bile yaparız." derken bunun tek kaynak olarak ihale açılmadan verilmesi sıkıntılıdır.

2016 yılında yine Eskişehir'imiz Bakanlığınızca pilot il seçildi ve 75 bin nüfuslu süper kent kurulacağı açıklandı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Evet, lütfen tamamlayın.

UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Bu kitapçıkta yok. Bu süper kent Kocakır bölgesinde olacaktı; sunumu yapıldı, maketi tanıtıldı, birçok sosyal donatısı olacaktı ancak bu süper kentin ne olacağına ilişkin sizin de bugüne kadarki açıklamalarınızda hiçbir şey görmedik.

Şimdi "Sıfır Atık Projesi'ni başlattık." diye övünüyoruz. Artık, naylon poşetler parayla satılıyor. Bunu büyük proje gibi anlatıyoruz tabii ama bir taraftan da Türkiye dünyanın atık merkezi hâline geliyor. Çin çöp ithalatına sınır getirince atıklar Malezya, Polonya, Vietnam ve Tayland'a yöneldi. Ardından, bu ülkeler de ithalata kısıtlamalar getirince dünyanın çöpü Türkiye'ye gelmeye başladı. Bu konuda ne yaptığınız konusunda sunumda -belki kitapçıkta var, gözümden kaçtı, özür dilerim ama- hiçbir şey yok. İngiltere'den en çok plastik çöp ithal eden ülkeler arasında Türkiye sayılıyor. İngiltere Çevre Ajansına ihracatçılar tarafından bildirilen verilere göre 2018'in ilk üç ayında İngiltere Türkiye'ye gemiyle 27.034 ton plastik çöp gönderdi. Şimdi, biz taraftan torbalar paralı olsun, aman plastik kullanmayalım diyoruz ama bir taraftan da dünyanın çöpü olmayı konuşuyoruz.

BAŞKAN - Sayın Çakırözer, teşekkür ediyoruz.

UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Son söz olarak; tabii ki bütçemiz hayırlı olsun, tabii ki ülkemize, milletimize hayırlı bir bütçe olsun ama yapılan projelerde, gerek TOKİ'nin yaptığı gerek millet bahçeleri gerekse diğer projelerde yerel yönetimlerle, büyükşehir belediyeleriyle, ilçe belediyeleriyle iletişim hâlinde olmamız gerekir diyorum.

Saygıyla selamlıyorum.