| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278 ) ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ve Sayıştay tezkereleri a) Sağlık Bakanlığı b) Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü c)Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu ç) Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 12 .11.2019 |
GAMZE TAŞCIER (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, değerli milletvekilleri; yaklaşık bir yıldır kamu kurum ve kuruluşunda çalışan eczacıların haklarını alma noktasında mağduriyetlerini her platformda dile getiriyorum. Sosyal Güvenlik Kurumu ve bağlı hastanelerinde çalışan eczacılar döner sermaye gelirlerinden pay alarak yüksek ücret alırken Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu gibi Sağlık Bakanlığına bağlı kurumlarda çalışan eczacılar döner sermaye geliri olmadığı için düşük aylıklar alıyorlar. Yani eşit iş yapıyorlar ancak meslektaşlarından farklı aylıklar alıyorlar. Hâlbuki Anayasa'mızın 49'uncu maddesi "Devlet işçi işveren ilişkilerinde çalışma barışının sağlanmasını kolaylaştırıcı ve koruyucu tedbirler alır." der. Üç yıl önce hazırladığınız kanun tasarısında yer alan ama kadük olan yasada eczacılar vardı, sonra yok oldu. Daha sonra "Torba yasa da gelecek." dendi, gelmedi. Yine "Sağlık çalışanlarıyla ilgili çıkan son yasada da yer alacak." dendi, olmadı. Neden eczacılar bir türlü iktidarın gündemine alınamıyor, anlamakta zorlanıyoruz. Şunu herkes bilsin ki sağlıksız ücretlerle sağlık hizmeti verilemez. Bu sorunun çözümü için ben ve eczacı meslektaşlarım bir kanun teklifi verdik, komisyon raflarında tozlanıyor. Peki, olması gereken nedir? Eşit işe eşit ücret. Sağlık hizmetleri bir bütündür, sağlık alanında çalışanlar birbirinden ayrılamaz "Sağlık hizmeti" dediğiniz şey de bir zincirdir. Siz bu zincirin eşit görev üstlenen halkalarını eşitlemezseniz o zincir mutlaka kopacaktır. Bu durumda olan yüz binlerce insandan da bahsetmiyoruz, hepsi 326 eczacı, 36 tabipten bahsediyoruz. Yani şu kadar insanın hakkını da teslim edemiyorsanız bu kadar bütçeyi nereye harcıyorsunuz, anlamak da mümkün değil.
Bir diğer konu, Bakanlığınızla ilgili doğrudan olmasa da sağlık politikaları ve sağlık alanının geleceğiyle ilgili sizi de ilgilendiren, iktidarınızın izlediği bir politika olması nedeniyle de dile getirmek istediğim bir konu. Eczacıların derinden yaşadığı birçok sorun var ama uzun ve orta vadede bir krize dönüşecek olan plansız ve programsız açılan eczacılık fakülteleri. Eczacı akademisyen dahi bulunmayan, mesleğimizin eğitimi noktasında gerekli yeterlilikleri olmayan çok sayıda fakülte açıldı ve açılmaya da devam ediyor. Artan fakülteler yüzünden ülkemizde ihtiyacın çok ötesinde eczacılık mezunu olur hâle geldi. Hem çalışan eczacıları zorda bırakıyor hem de yeni mezun olmuş eczacıların çalışma hayatına dâhil olabilmelerinin önüne engel oluşturuyor. Yani büyük bir eczacı enflasyonuyla karşı karşıyayız. Maksat istatistik olsun diye açılan yüzlerce apartman üniversitesi nedeniyle eczacılık fakülteleri AKP iktidarı döneminde yüzde 487 oranında arttı. YÖK verisine göre on sekiz yılda fakülte sayısı 8'den 47'ye yükseldi. Kuzey Kıbrıs'ta bulunan fakülteler de eklendiğinde bu sayı 51 oluyor. Mezun sayısı kontrolsüz bir şekilde hızla artıyor ancak yine Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu 2018 verilerine göre eczane açılabilecek yer sayısı sadece 1.867.
BAŞKAN - Lütfen konuşmanızı tamamlayın.
GAMZE TAŞCIER (Ankara) - İktidar partisinin 2023 vizyon belgelerine bakıldığında da 2023'te eczacı ihtiyacının 31.300 olacağı belirtiliyor ancak bugün eczacı sayısı 37 bini geçkin.
Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünün hazırladığı 2003 yılı Sağlık İş Gücü Hedefleri ve Sağlık Eğitimi Raporları hazırlanıyor. Orada da bu gidişle arz fazlası oluşacak, yeni fakülte açılmaması ve mevcut kontenjanların da düşülmesi gerekiyor.
Teşekkür ederim.