CAVİT ARI (Antalya) - Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarımız, Sayın Bakanımız, Bakan Yardımcılarımız, değerli bürokrat arkadaşlarımız ve sayın basın mensupları; öncelikle hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.

Sağlık Bakanlığı daha doğmamış çocuktan başlayarak yaşayan herkesi ilgilendiren bir bakanlık. Dolayısıyla da Sağlık Bakanlığının başarılı çalışması ülkemizde yaşayan herkesi yakından ilgilendirmektedir. O nedenle de bizler özellikle Sağlık Bakanlığının başarılı olmasını isteriz ve bekleriz çünkü insanlarımızın sağlığı hepimizi ilgilendirir.

Değerli arkadaşlar, 2009 yılında resmî verilere göre ifade edersek 188.600 yatak kapasitesinden 2018'de de 231.900 yatak kapasitesinden bahsedilmekte. Yani aradaki farkı sayarsak on yılda ancak 43 bin yatak artırılabilmiş. Nitelikli yatak sayısı da on sene önce yüzde 31 seviyelerindeyken on yıl sonra yüzde 72 seviyelerine çıkmış ki gelişen teknoloji çağı içerisinde nitelikli yatak sayısının artması esasen normal bir sayı. On bin kişiye düşen yatak sayısına baktığımızda yüzde 26 -on yıl önce- bugün yüzde 28,3 yani on yıllık süre içinde öyle ifade edildiği gibi olağanüstü bir başarı yakalanmış değil. Hastane müracaat sayısı ve dağılımına baktığımızda Sağlık Bakanlığına bağlı hastanelerimize müracaat sayısı 380 milyon 623 bin ve yine Sağlık Bakanlığına bağlı hastanelerimizdeki ameliyat sayısı 2 milyon 767 bin, ortalama konaklama günü 4,5 gün. Üniversite hastaneleri yönünden baktığımızda ise 42 milyon, ameliyat sayısı 903 bin, ortalama konaklama 5,5 gün. Özel hastanelerde ise bu sayı 74 milyon 675, ameliyat sayısı 1 milyon 532 bin, konaklama günü hastanede ortalama 2,8.

Değerli arkadaşlar, burada baktığımızda öncelikle vatandaşımız hâlen Sağlık Bakanlığına bağlı devlete ait hastanelerimize ciddi şekilde müracaat etmekteler. Üniversite hastanelerinde ise müracaat sayısı az olmakla beraber ameliyat sayısı ve özellikle de zor ameliyatların tıp fakültelerinde yapılıyor olması nedeniyle de bu ameliyatların gerçekleştirildiği hastanelerimizde konaklama günleri biraz daha fazla. Yani üniversite hastanelerimiz vatandaşımızın zor olarak gördüğü tedavilerinde hâlâ çare aradığı en önemli kurum. O nedenle, öncelikle tıp fakültelerinin mevcut durumlarının güçlendirilmesi gerekmekte değerli arkadaşlar.

Bakın, son yıllarda tıp fakültelerinde gerçekten üniversite hastanelerinde ciddi ekonomik sorunlar var. Medikalcilerine hâlâ uzun vadelerle borçlarını ödemek durumundalar. Aldıkları malzemenin parasını geç ödemekte, bu nedenle de mevcut rakamların üzerinde mal almak zorunda kalan üniversitelerimiz var.

Değerli arkadaşlar, üniversitelerimizin ekonomik durumlarının güçlendirilmesi acilen gerekmekte ve ihtiyaç olan sarf malzemelerinin de yine sağlıklı bir şekilde temin edilmesi gerekmekte.

Bu anlamda bir önerim olacak benim. Üniversite hastanelerinin taşeron kadrosunda çalışanlarının özel bütçeye aktarılması hâlinde döner sermayeden maaş alan bu personelin, örneğin Akdeniz Üniversitesinde 1.500 kişi civarında ve totalde bildiğim kadarıyla 30 bin civarında çalışanın döner sermaye tarafından maaş ödenmek yerine 657-4/D kadrosunda çalışan personelin maaşlarının özel bütçeye aktarılarak ödenmesi hâlinde üniversite hastanelerinin rahatlayabileceğini ifade etmek istiyorum. Eğer bu konuda bir yasal düzenleme yapılırsa üniversiteler döner sermayesinden personele ödemek zorunda kalacağı parayla kendi hastanesini bir anlamda çevirecek, böylelikle de borçlarını düzenli bir şekilde ödeyip sağlam bir şekilde çalışabilecek.

2018 yılında ülkemizde hekim sayısı yönünden baktığımızda 153.100, hemşire sayısının 190.500, ebe sayısının 56.300 olduğu ifade edilmekte. Sağlık personeli açısından Türkiye ortalamasının yüksek gelirli ülkelerin ortalamasının gerisinde olduğu, özellikle hemşire açığının da daha belirgin olduğu Cumhurbaşkanlığı raporunda ifade edilmekte. Yani resmî verilere göre şu an ülkemizde özellikle hemşire sayısında bir eksiklik olduğu belirtilmiş.

Değerli arkadaşlar, bakın, bizlere derdini anlatmaya çalışan ve çare arayan çok sayıda hemşire var. Bugün dört yıllık üniversite mezunu hemşirelerin iş bulma sıkıntısı bir tarafta, bir tarafta da ülkemizde 110 bin civarında ortaöğretim mezunu hemşireler var. Daha önce özellikle ortaöğretim mezunu hemşirelerin devlette iş bulabilmesi oranı yaklaşık 1/3 oranında iken bugün neredeyse 1/18 oranlarına kadar düşmüştür. Dolayısıyla KPSS sınavından özellikle 85 puan ve üzeri puan alabilen bu ortaöğretim mezunu hemşirelerimizin devlet kademelerinde görevlendirilmeleri ve atamalarının yapılması, yine dört yıllık mezun hemşirelerimizden de gerekli atamaların yapılması hâlinde hemşire sıkıntısının da giderilebileceğini ifade etmek istiyorum. Yine aynı şekilde, ülkemizde anestezi teknikeri olanların da atama beklediklerini buradan hatırlatmak istiyorum.

Değerli arkadaşlar, 43 bin yataklı şehir hastanelerinin yıllık hizmet bedeli ödemesinin sağlık bütçesinin yüzde 30'una tekabül ettiği ifade edildi. Mevcut sözlemeler ve ihalesi yapılacaklar dâhil, yirmi beş yıl boyunca kira ödemesinin yaklaşık 14,7 milyar TL'ye ulaşacağı sizin ifade ettiğiniz resmî rakamlar içerisinde.

Sayıştayın raporu var. Bu Sayıştay raporları içerisinde özellikle "denetim görüşünün dayanakları" olarak ifade edilen hususlar var. Ayrıca denetim görüşünü etkilemeyen tespit ve değerlendirmeler var. Aslında, esas bu bölüm şehir hastanelerinin şu an içerisinde bulunduğu durumu gerçek anlamda gösteren veriler ve buradaki verilere dikkat ettiğimizde, şehir hastaneleriyle ilgili hem teknik hem de hukuki birtakım sorunların bulunduğunu Sayıştay raporunda görebiliyoruz. Örneğin "Hizmete giren şehir hastanelerine ait sözleşmelerde nüsha farklılıkları, atıf hataları ve mahiyeti belirsiz hükümlerin bulunduğu..." Değerli arkadaşlar, sözleşmelerde nüsha farklılıklarından bahsedilmekte. Bakın: "Şehir hastanelerine ilişkin sözleşmelerde yer alan bazı hükümlerin 6428 sayılı Kanun hükümlerine aykırı olması, şehir hastanelerine ait sözleşmelerin tadillerinin yetkili makamlar tarafından usulüne uygun yapıldığına ilişkin güvence elde edilememesi, şehir hastanesi sözleşmeleri kapsamında inşa edilen sağlık tesislerinin hasar görmesi hâlinde sigorta gelirlerinin tesisin yeniden inşası yerine, finansman sağlayanlara aktarılması sonrasında sözleşmenin durumu ile tarafların hak ve yükümlülüklerinin belirsizliği, fiilen şantiye hâlindeki alanlar için yer ve bahçe bakım hizmet ödemesi yapılması..."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Arı, lütfen tamalar mısınız.

CAVİT ARI (Antalya) - Yine, Sayıştay raporundan: "Aşı takip sistemi tarafından güvenilir veri üretilememesi nedeniyle aşı ihtiyacının sağlıklı tespit edilememesi ve satın alınan aşıların miadının dolması..." Yani Sayıştay raporlarında özellikle şehir hastaneleriyle ilgili ciddi sıkıntıların olduğunu görebiliyoruz.

Değerli arkadaşlar, Sayın Bakanım; size bir resim göstermek istiyorum. Özellikle sağlıkta devrim yaptığınızdan bahsettiniz. Arkadaşlarımız da çok güzel ifadelerde bulundular. Ben de size bir resim göstereyim. Bu gösterecek olduğum resim Serik Devlet Hastanesinden. Binanın dış görüntüsü, binanın girişi, dıştan görüntüsü yine bu şekilde devam ediyor bakın.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

CAVİT ARI (Antalya) - Sayın Başkanım, toparlıyorum.

BAŞKAN - Lütfen toparlayınız.

CAVİT ARI (Antalya) - Şu gördüğümüz manzara bir metro çıkış kapısı değil, burası hastane koridoru. Hastane koridorundaki şu manzaradan eğer biz memnunsak itiraz etmeyebiliriz. Burası Serik Devlet Hastanesinin manzarası değerli arkadaşlar. Dolayısıyla şu manzaradan Serik Devlet Hastanesini kurtarmak zorundayız çünkü burada hem mekân sorunu var hem de personel sorunu var Sayın Bakanım. Özellikle Serik Devlet Hastanesinin içinde bulunduğu bu sıkıntılı duruma kısa sürede müdahale edilmesi gerektiğini ifade etmek istiyorum.

Sağlık Bakanlığı bütçemizin hayırlı olmasını diliyorum.

Teşekkür ediyorum.