| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278 ) ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ve Sayıştay tezkereleri a)Tarım ve Orman Bakanlığı b)Orman ve Su İşleri Bakanlığı c)Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu ç)Orman Genel Müdürlüğü d)Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü e) Meteoroloji Genel Müdürlüğü f)Türkiye Su Enstitüsü |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 13 .11.2019 |
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Değerli milletvekilleri, Sayın Bakanım, Tarım ve Orman Bakanlığımızın değerli bürokratları, basınımızın değerli temsilcileri ve salonumuzda bulunan değerli konuklar; Tarım ve Orman Bakanlığımızın 2018 yılı kesin hesap ve 2020 yılı bütçesi üzerine söz almış bulunuyorum. Öncelikle, Bakanlığımıza ve tüm çalışanlarına bugüne kadar verdikleri emeklerden dolayı teşekkür ediyorum.
Sayın Bakanımızın sunuşunda 2002-2018, 2019 -bugün de dâhil, bugüne kadar olmak üzere- karşılaştırmalı, hatta "Cumhuriyetin rekorlarını kırdık." diyerek, altını da çizerek ifade ettiği birçok konu yer aldı. Ama kimi zaman 2002'yle karşılaştırıldı, kimi zaman iki farklı yıl arasında karşılaştırma yapıldı. Herhâlde rakamlar hangi şekilde daha çarpıcı gösterilebiliyorsa öyle sunmaya çalıştı ama şu 2018 yılının Sayıştay raporları üzerine herhangi bir ifadesi olmadı, bundan da sakındı. Yoksa eğer bu konuda bir çekincesi olmasaydı herhâlde rahatlıkla hemen söz alma gayreti içerisinde olup, ek süre isteyip bunları kısaca geçerdi; bizler de bunları ifade etmek zorunda kalmazdık.
Ama görüyorum ki Tarım ve Orman Bakanlığımızın 2018 Yılı Sayıştay raporlarında çok madde var ki... Mesela "Taşınmazların muhasebe kayıtlarının yapılmaması, mali tablolarda gösterilmemesi." "Mali işlemlerin denetim dışı bırakılması." "Geriye dönük kayıtlarda sonradan değiştirme yapılması." Çok ciddi şeyler bunlar aslında. Örneğin "Muhasebe yetkilisi sıfatı bulunmayanlar tarafından muhasebe işlemlerinin yapılmış olması." "Bazı kuruluşlara, örneğin tarımsal amaçlı kooperatiflere kullandırılan kredilerden kaynaklanan alacak tutarının gerçek tutarı göstermemesi." Meralarla ilgili "İlgililerden kiralanan veya tahsis amacı değişikliği yapılan meralarla ilgili alınan teminatların muhasebeleştirilmemesi, mali tablolarda gösterilmemesi."
Değerli arkadaşlar, bunlar ciddi şeyler. Yani bir kamu kurumunda, örneğin bir üniversitenin bir fakültesinde bir bölüm başkanı tabloda 1 kuruşluk bir hata, eksiklik yaptığında Maliye tepesine binerken ve kamu adına, daha doğrusu, tüyü bitmemiş yetimin hakkını savunan devletin teftişini yapan Maliye müfettişleri tarafından denetlenirken, Bakanlığın o kadar ciddi meselelerde o kadar büyük eksiklikleri var ki ben aslında gerçekten çok şaşırıyorum Sayın Bakan. Yani Tarım ve Orman Bakanlığı... Ben bir tarım akademisyeniyim, bütün hayatım tarım üzerine geçti; Bakanlığımızın çok değişik kademelerinde, çok değişik bürokratlarla, genel müdürlerimizle, müsteşarlarımızla değişik platformlarda birlikteliklerimiz oldu, çalışmalarımız, araştırmalarımız oldu ama böylesi köklü gelenekleri olan bir Bakanlıkta bu kadar ciddi ve maddi hataların olması ve bunlar da hiç önemsenmiyor gibi bir tavır içerisinden olmanızdan gerçekten üzüntü duyuyorum.
Yani bakın, Sayın Bakanım, "İdari para cezalarının tahakkuk kayıtlarının yapılmaması, faaliyet hesaplarında raporlanmaması." Daha nice, ben bu kadar çok sayıda bu kadar ciddi... Örneğin, denetim görüşünün dayanaklarına istinaden 10 tane bulgu, "Denetim Görüşünü Etkilemeyen Tespit ve Değerlendirmeler" başlığı altında 33 tane, hepsi birbirinden önemli ve ciddi bulgular var.
Sayın Bakanım, bakın "Genç Çiftçi Projesi için TİGEM tarafından satın alınan hayvanların teknik şartnamede belirtilen özellikleri taşımıyor olması." Ne kadar ciddi bir şey aslında. Yani hayvanları alıyorsunuz, teknik şartnameye uygun değil. Nasıl olur bu? Yani nerede görülmüş! "Yakın dereceli akrabalardan satın alınmış gibi gösterilmesi bu hayvanların." Örneğin, "Altyapının yetersizliği nedeniyle hayvan hastalıklarıyla mücadele için kullanılan aşıların zayi olması." Bu kabul edilebilir değil. "TÜRKVET'in her yaştan hayvan kaydına açılmasının sisteme sanal hayvan kayıtları yapılmasına yol açması, bu yönüyle destekleme ödemelerinde kamu zararı riski oluşturması." Şimdi, siz "bilişim teknolojileri" "bilgi sistemleri" "Her şeyi kayıt altına alıyoruz." diyorsunuz ama daha burada, destekleme ödemelerinde kamu zararı riski oluşturmayacak şekilde hayvan kayıtları yapılamıyor. Yapılamıyor mu, bunu da sormak lazım. Yapılmak mı istenmiyor? Yani bir hata, bir kusur gösterilip burada başka bir iş mi yapılıyor? Bunu sizin açıklamanız lazım Sayın Bakanım yani biz bunu sizden duymak istiyoruz.
"Bakanlık tarafından ithaline izin verilen hayvanlar listesinde yer almayan hayvan ırklarının ülkeye girişine izin verilmesi." Bu nasıl olur Sayın Bakanım?
"İthal edilen hayvanların bazılarında yirmi bir günlük karantina süresine uyulmadan hayvan kaydının yapılması." Yani karantina süresine uyulmuyor, hayvan kaydediliyor. E, bu hayvanlar hastalıklı çıksa, kayda girmiş bu hayvanlar ülkeye girdiğinde biz nasıl baş ederiz bununla Sayın Bakanım?
Mesela "Ana ihale usulleri yerine Kamu İhale Kanunu'nun istisnai olarak uygulanmasını öngördüğü pazarlık usulüyle yapılan yapım ve hizmet alım işleri." Artık bu pazarlık usulü, İhale Kanunu'nun pazarlık usulü sadece sizin Bakanlığınızın değil, diğer birçok bakanlığın çok temel bir ihale yöntemi hâline geldi. Hâlbuki bu usul, özellikle istisnai bir durumda uygulanması gereken bir usul.
"Doğrudan temin yoluyla yapılan alımlarda yasaklılık kontrolünün yapılmaması."
Örneğin "Mera Kanunu'nun 18'inci maddesinde öngörülen mera araştırma bölümlerinin kurulmaması." Ya, nasıl olur Sayın Bakanım? Şimdi, siz "Mera alanları tarım alanlarıyla birlikte büyüyor, şöyle oluyoruz, böyle oluyoruz." diyorsunuz. Hatta sunuşunuzda mera alanlarıyla ilgili çok özel bir ifade de kullandınız, dediniz ki: "Buralarda ciddi çalışmalar yapıyoruz." Hâlbuki mera alanları daha hâlâ ıslah edilmeyi bekliyor.
"Kapatılan il özel idarelerinden tarım il müdürlüklerine devredilen alacaklar ve yapılan tahsilatın muhasebeleştirilmemesi ve raporlanmaması." Nasıl olur Sayın Bakanım?
Yani daha o kadar çok var ki. Örneğin "Pazarlık usulü şartları mevcut olmadığı hâlde bazı korunan alanların belediyelere 51/g'yle kiraya verilmesi."
Bu, sadece Bakanlığın Sayıştay Denetim Raporu. Buna benzer, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün Sayıştay Denetim Raporu'nda da önemli unsurlar var. "Taşınmazların fiilî envanterinin yapılmaması." Devlet Su İşleri gibi bir kurum, Sayın Bakanım, yani eminim, sizin de bunların üzerinde durmanız gerekiyor. "Kiraya verme işlemlerinin hatalı muhasebeleştirilmesi." DSİ'nin. "Mülkiyeti kuruma ait arazi ve arsaların üzerinde bina yapılmasına rağmen tapu kayıtlarında cins tahsislerinin yapılmaması." gibi 24 adet, artı 4 de denetim, 28 adet bulgu var.
GAP Bölge Kalkınma İdaresinin Sayıştay Raporu GAP'ın ne durumda olduğunu gayet açık ve net gösteriyor. "GAP Eylem Planı'nda bulunan projelerin büyük bir kısmının gerçekleştirilmemesi." diye Sayıştay raporuna da girmiş durumda. Yani biz bunu her seferinde söylüyoruz, GAP projesi yüzde 30-31 oranında tamamlanmış -sulama yatırımları- daha yüzde 70'e yakın kısmı GAP projesinin su bekliyor Sayın Bakanım, su. Yani toprak su istiyor, çiftçi su istiyor. Biz su sayesinde verimde artış sağlayabiliriz, üretimde büyümeyi arzu ettiğimiz rakamlara ulaştırırız. Ama bunun yatırımını yapmazsanız bu olmaz. Doğu Anadolu aynı, Doğu Karadeniz Projesi, Konya Ovası; bunların gerçekleştirilememiş olması Sayıştay raporlarına doğrudan girmiş durumda.
Orman Genel Müdürlüğümüzle de ilgili... Bakın, Sayın Bakanım, Bakanlığınızın adı daha önce "Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı"ydı ve kapsamı da tabii ki... "Tarım"ı ben aslında kabul etmiyorum. Tarım, bitkisel ve hayvansal üretimi kapsayan bir terimdir terminolojik olarak. "Gıda, tarım ve hayvancılık" diye hayvancılığın sanki tarımın dışında bir alanmış gibi gösterilmesi de kabul edilebilir değil. Şu anda iyi oldu, orman da bunun içerisine girdi, aslında su işleri de bunun içerisine girdi, kapsamınız çok büyüdü yani çok büyük bir yatırımcı kuruluş hâline geldiniz aslında Sayın Bakanım. Çok zor, gerçekten çok kapsamlı, işiniz, yükünüz çok ağır, sorumluluğunuz çok büyük ama bunların denetlenmesi, sizin önderliğinizde bunların, bu bahsedilen sorunların mutlaka giderilmesi lazım sağlıklı yol yürüyebilmek adına.
Orman Genel Müdürlüğümüzle de ilgili... Örneğin, maden izni teknik raporlarının yönetmeliğe uygun düzenlenmemesi nasıl olur? Maden izin sahalarında etkin denetim yürütülmemesi -bunlar Orman Genel Müdürlüğünün Sayıştay raporundan- ve sınır aşımlarıyla ilgili oluşan ağaçlandırma ve arazi tazminatlarının mali tablolarda yer almaması, orman vasfından çıkarılarak hazineye devredilen araziler karşılığında Orman Genel Müdürlüğüne hangi arazilerin verileceğinin belli olmaması, orman olarak sınırı belirlenmiş alanların yüzde 17'sinin tapuya kayıt edilememiş olması -Sayın Bakanım, yüzde 17'sinin de- kurum tarafından yapılan arsa karşılığı inşaat ihalesine katılım olmayınca yeniden yapılan ihalelerde ihale bedelinin aynı kalması veya daha düşük tutulması gibi çok ciddi meseleler var. Bütün bunlara dikkatinizi çekmek istedim.
Ben esasen tarımın geneli üzerinde konuşacağım, değerli milletvekili arkadaşlarımız bu konuda daha teknik, daha detaylı bilgileri sizinle paylaşacak; zaman kısıtımız nedeniyle ancak böyle bir bölüşüm oldu. Biz, sizin bu sunumuzla tarım, her şey mükemmel, çok güzel gidiyor gibi bir algıya kapılabiliriz. Hâlbuki durum böyle mi buna bir bakmak lazım.
Sayın Bakanım, çiftçimiz borç batağında, toplam borcu 160 milyar liraya ulaştı çiftçinin. Bankalara 116 milyar lira, tarım kredi kooperatiflerine 14 milyar lira, sulama borçlarının anaparası 2,1 milyar, faizi 1,8 milyar; bankalara kredi borçları, enerji borçları, tarım kredi, kredi kartı borçları... Borçla borç ödemeye, takla attırmaya devam ediyor. Daha fazla detayına girmeyeceğim ama bunun tarımsal desteklemeler ayağına baktığımızda, dilimizde tüy bitti aslında siz de bunu biliyorsunuz, buna yönelik -nasıl dersiniz bilemiyorum ama- tarımsal desteklemelerde... Tarım Kanunu'nun -sizin çıkardığınız kanun-21'inci maddesinde "Gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 1'inden az olamaz." diyor. Bu kanunun ilgili maddelerine baktığınızda... Ne kadar destekleme yapılmış diye baktığımızda, örneğin eğer kanuna uyularak destekleme yapılmış olsaydı bugün, 2016 yılından bugüne kadar çiftçiye yaklaşık 325,5 milyar lira destekleme yapılmış olması gerekiyordu oysa 180 milyar lira eksik şekliyle bu destekleme gerçekleştirildi. Hatta şunu da söyleyelim: 2011 yılına kadar yüzde 1'in yarısını belki biraz geçen bir orandı ama 2011'den bugüne kadar yüzde 1'in yarısı yani binde 5'i bile bulmayan destekleme aktarımı yapıyorsunuz. Bunun da kanuna aykırı bir uygulama olduğunu belirtmek isterim.
Şimdi, bunu söylerken arkadan şunu da eklemek istiyorum özellikle: Bu yapılan destekleme bu durumdayken, örneğin OECD Tarım Politikası İzleme ve Değerlendirme 2019 Raporu, OECD ve AB ülkeleriyle birlikte toplam 53 ülkedeki çiftçilere yıllık ortalama 528 milyar ABD doları doğrudan destek sağlandığını gösteriyor. 528 milyarı 53 ülkeye eşit dağıtırsanız ortalama 10 milyar avro yapar ülke başına. 10 milyar avro da bizde bugün 60 milyar TL'yi bulur; sizin gururla, övünerek söylediğiniz 22 milyar lira desteğin yanında hemen hemen hiç gibi bir rakam, bir durum ortaya çıkar.
Sayın Bakanım, ben aslında şunu da merak ediyorum: 2020 yılı bütçe teklifine baktığımda, 2020 yılı bütçe teklifi 40 milyar 302 milyon olarak görünüyor. 2021 yılının tahminini düşürmüşsünüz 38 milyar 594 milyona, sonra 2022'yi tekrar artırmışsınız 40 milyar 786 milyon liraya. Nedenini anlayamadım. Buna baktığımda, bunun, bu düşüşün cari transferler içerisinde olduğunu gördüm yani siz 2021'de daha da az bir desteklemeye doğru mu gitmeyi düşünüyorsunuz? Bu azaltmanın, bütçede cari anlamda bu tahmini düşürmenin gerçek anlamda nedeni nedir, bunu özellikle sormak istiyorum.
Sayın Bakanım, dış ticaret dengesi konusunda "Net ihracatçı ülkeyiz." diyorsunuz ama 2020 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı'nda -hemen söyleyeceğim- bu işlenmiş tarım ürünleri, daha doğrusu gıda ürünlerini siz hep katarak söylüyorsunuz, oysaki buradaki rakamlara bakarsanız bitkisel üretimde ithalatımız...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
(Oturum Başkanlığına Sözcü Abdullah Nejat Koçer geçti)
BAŞKAN - Sayın Sındır, buyurun, tamamlayın lütfen.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Biraz daha, bir iki dakika rica edeceğim Sayın Başkan.
Bitkisel üretimde 2019 yılında 5 milyar 789 milyon dolar ithalatımız var, karşılığında 2 milyar 697 milyon dolar ihracatımız var yani ihracatımızın 2 katından fazla ithal etmişiz bitkisel üretimde. Hayvansal üretimde yine aynı, ihraç ettiğimiz 273 milyon, ithal ettiğimiz 465 milyon, neredeyse 2 katı; hayvansal üretimde net ithalatçı bir ülke konumundayız. Ha, siz buraya "gıda ürünleri ve içecek" diyerek bunu da dâhil etmeye kalkarsanız bu gerçekçi olmaz; bu, doğrudan çiftçimizin, tarım sektörünün, üretenin ürettiği ürünün dış ticaret dengesi açısından gerçek, doğru bir değerlendirme olmaz.
Sulama yatırımlarında DSİ için yine Cumhurbaşkanlığının verdiği rakamlarda, ortalama tamamlanma süresi 12,6 yıldan 2019'da 26,8 yıla uzatılmış projeler. Bundan kaynaklanan 2018'de 148.679 hektar ilave sulama alan miktarı ifade edilirken 2019'da 50 bin hektara düşürülmüş. On Birinci Plan hedefi 2 milyon hektar olduğu hâlde 2020'de de bu, bu rakama düşecek görünüyor. Yani anlaşılan şu ki: Sulama yatırımlarından artık imtina etmeye çalışıyorsunuz, bunu biraz da örtmeye çalışıyorsunuz, öyle görünüyor.
Sayın Bakanım, size benim somut olarak önerim şu: Yani Türk tarımını kalkındırmak istediğinizden hiç şüphem yok. Kalkındırmak istiyorsanız ve ülke ekonomisini en hızlı şekilde üreterek büyüyen bir ekonomi hâline getirmek istiyorsanız diretin, Sayın Cumhurbaşkanına diretin, kim varsa karşınızda diretin, deyin ki: "Bu bütçemi ben en az 3 katına çıkarmak istiyorum, en az 3 katına." Üreterek büyümek istiyorsak bu ülkede, tarıma önem veriyorsak...
Gülmeyiniz, Sayın Bakan, bu gülüşünüz gerçekten konuya ne kadar ciddiyetle yaklaştığınızı...
TARIM VE ORMAN BAKANI BEKİR PAKDEMİRLİ - Yok yok.
BAŞKAN - Sayın Sındır, lütfen tamamlar mısınız.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - İzin verirseniz...
BAŞKAN - İzin verdim ama.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Grubumuz adına söz aldım, genel olarak toparlıyorum, detay da konuşmuyorum Sayın Bakanla ilgili.
BAŞKAN - Elbette, elbette, artı süre de verdim, artık tamamlayalım lütfen.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Biliyorum, bir dakika verdiniz henüz.
BAŞKAN - Hayır, şu anda üç dakika oldu artı süre.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Peki, teşekkür ediyorum, devam etmek istiyorum.
Tarımsal destekleme ödemelerinizi en az 2 katına çıkarınız Sayın Bakan, en az. Burada tarımsal yayıma ve bilgiye önem veriniz. Bunun gereği nedir? Bilgiye önem vermenin gereği nedir? Sadece bilişim teknolojileriyle bilgi teknolojileri, bilgi sistemleri kurmak değil o bilginin üreticiye ulaşmasını sağlamak için o bilgiye ulaştıracak ziraat mühendislerini, veteriner hekimleri, gıda mühendislerini, teknikerleri, teknisyenleri kadro olarak artırın. Bakın, taşra birimleri olarak sizin 1.196 harcama biriminiz var, taşra birimi. Bütün bunların hepsi dökümlerinizde de var, özellikle sunduğunuz performans programında da. Kadronuz yetersiz hem de çok yetersiz, araç durumunuz çok yetersiz. İlçe müdürlüklerinde ziraat mühendisleri Çiftçi Kayıt Sistemi'nin başında, bilgisayarın başında oturmaktan başka bir şey yapamıyorlar. Bizim görmek istediğimiz tablo, köylerde köy köy dolaşan, araçlarıyla, arazi araçlarıyla tarla tarla dolaşan, ahır ahır dolaşan ziraat mühendisleri, veteriner hekimler, gıda mühendisleri, işletmeleri dolaşan...
BAŞKAN - Sayın Sındır, teşekkür ediyorum, lütfen tamamlayalım.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Ama bunun mümkün olmadığını görüyoruz.
Bir iki şey vardı, onu da söyleyeceğim, bitiriyorum Sayın Başkan.
Üreticileri üretim teknikleriyle örgütlenme konusunda satış ve pazarlama, finansman konusunda, lisanslı depoculuk konusunda farkındalık yaratarak "Öyle yaptık, oldu, hadi gelin, lisanslı depoculuğumuz var." değil, üreticiye lisanslı depoculuğu anlatarak, ikna ederek, onu teşvik ederek ve Türkiye'nin dört bir yanında, sadece belli sayıda illerde değil, çevre korunumunu anlatarak, yeni teknolojileri, tohum, makine, gübre, ilaç vesaire hasat sonrası işleme teknolojileriyle katma değer yaratarak piyasa gözetim ve denetimi yaparak... Bu yapılmıyor Sayın Bakanım. Yani bu Merkez Bankasına devredilmiş Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Denetleme Komisyonu, bence görevini yapmıyor.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Sındır.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - İzlenebilirliğin sağlanması, ürün piyasalarının regüle edilmesi önemli konular. Meraların ıslahı çok önemli. Girdi maliyetlerini azaltmanız işte onun için desteklemeyi artırmanız çok önemli. Gübre fiyatlarını, bitki koruma ürünlerindeki artan yüksek maliyetlere karşı üreticinin ürün fiyatlarını kontrol etmeniz, meralarımızdaki ıslah konusu çok önemli.
Ormanla ilgili bir konuyu artık soru olarak ifade edeceğim ama 11 Kasım Millî Ağaçlandırma Günü diyorsunuz, aslında bizim ağaçlandırma günümüz var her yıl kutladığımız.
BAŞKAN - Sayın Sındır, teşekkür ediyorum.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - 21 Mart, o günde de bunu yapabiliriz diyorum.
Ben tekrar şahsınızda, nezdinizde bütün Bakanlık personelimize ve meslektaşlarım olarak ifade ettiğim tüm çalışanlarımıza başarı diliyorum.
Bütçemiz hayırlı olsun ama bu desteklemeyle hayırlı sonuçlar getiremeyeceğinin özellikle altını çizerek belirtmek istiyorum.
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.