| Komisyon Adı | : | DIŞİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında İşgücü Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/2023) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 13 .11.2019 |
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Merhaba herkese, günaydın.
Gerçekten, daha önce Kıbrıs Dışişleri Bakanının bir sunumunu burada izlemiştik ve burada kulaklarını da çınlatalım.
Türkiye'nin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti üzerinde kurduğu hegemonik ilişkinin bir uzantısını tekrar burada görüyoruz diye düşünüyorum çünkü Türkiye, yerel dinamiklerin, oradaki işleyişin yapısına müdahale ettikçe hem Kıbrıs halkının bundan mağdur olduğunu görüyoruz hem de Türkiye'nin bu şekilde müdahalesi emek cephesinde, işçi sınıfı içerisinde de bölünmelere sebep oluyor diye düşünüyoruz.
Kıbrıs Türkleri orada aslında neredeyse azınlık durumuna düşmüş durumda yani nüfusun yapısıyla nasıl oynandığına baktığımız zaman, neredeyse azınlık durumuna düşmüş durumda. Özellikle, iş gücüyle ilgili yapılan bu müdahaleler ya da oradaki demografik yapıya yönelik yapılan müdahaleler Kıbrıslıların, orada doğanların, Kıbrıs Türklerinin çalışma koşullarını Türkiye'den gelen çalışanların daha da kötüleştirmesi yani ucuz iş gücü olarak orada var olmaları sebebiyle başka ülkelere de göçe sebep oluyor yani İngiltere'ye gidip çalışmak, Almanya'ya gidip çalışmak gibi yöntemlere başvuruyorlar. Türkiye'den giden üniversite öğrencilerinin de sayısının 100 bini aşkın olduğu düşünüldüğü zaman oradaki çalışma yapısına ne kadar büyük bir müdahale olduğunu görebiliriz. O yüzden, burada sözü edilen esnek bir şekilde, inşaat sektörüne, diğer sektörlere dair yapılan "Ticareti kolaylaştıracak, sermayenin elini güçlendirecek ve Türkiye açısından, kendisi açısından ekonomi konusunda müdahalelerini kolaylaştıracak bu yöntemin Kıbrıs Türk halkına zarar vereceğini, aynı zamanda işçi sınıfı ve emekçiler açısından da güvencesizleşmeyi getireceğini düşünüyoruz.
Özel istihdam büroları ve esnek istihdam koşulları zaten çalışma hayatında güvencesizliğin günümüzdeki yeni modelidir. Yani "özel istihdam bürosu" dediğimiz şey zaten, bir masa, bir sandalyedir. Binlerce işçiyi alır, buradan götürür, Kıbrıs'ta çalıştırır. Ücretini vermezse, keyfî şekilde işten atarsa ya da orada orta yerde bırakırsa işçinin hakkını arayabileceği bir kurum, bir yapı da yoktur. Mahkemeleri kazansa bile uğradığı zararı geri alabileceği, zararı tazmin edebileceği herhangi bir mali yapıyla da doğru düzgün karşılaşmamakta. O yüzden, iyi, sihirli bir formül olduğunu da düşünmüyoruz.
Biz, HDP olarak ne Türkiyelilerin ucuz iş gücü hâline getirilmesini ne de Kuzey Kıbrıs işçi sınıfının göçertilmesini kabul etmiyoruz. Türkiye'den işçi transferlerinin düzenlenmesi yerine, Kuzey Kıbrıs'ta ihtiyaca göre yerel istihdamın desteklenmesi ve Kuzey Kıbrıs Türk halkının göç etmesine sebep olan etkenlerin sona erdirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu bağlamda, bu önerinin de yerinde bir önerme olduğunu düşünmüyoruz.
Sağ olun.